(Multimedia Emre Gürsoy)
Önceki Bölümün Sonu:
Koşarak seslerin geldiği yöne gittim. Babamın çalışma odasından geliyordu sesler. Annemle babam kavga ediyordu. Tam içeri girecekken söylediği sözlerle gözümden yaş aktı.
"Nisan'a onu evlat edindiğimizi, bizim gerçek çocuğumuz olmadığını nasıl söyleyeceğiz Zehra!"
Nisan'ın ağzından:
Elimde tuttuğum telefonun yere düşmesiyle annem ve babam beni farketti. Gözyaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu.
"Nisan. Kızım. Ne zamandır burdasın sen?"
"Her şeyi duyacak kadar. Bunu... Abim biliyor muydu?"
"Kızım!"
"Biliyor muydu!"
Babam kafasını evet anlamında salladı.
"Biliyordu ha?"
Ağlıyordum hâlâ. Geri giderken sendeledim. Yerden telefonumu aldım.
"Ben bu gece eve gelmeyeceğim. Beni beklemeyin. Yarını... Bilmiyorum."
"Kızım gitme!"
Merdivenlerden aşağı inerken gözyaşlarımın kıyafetimi ıslattığını farkettim. Psikopat gibi güldüm. Evden çıktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Abim, annem, babam.. Benim öz ailem değilmiş. Çok komik dimi? Çok komik. Dışarı çıktığımda yürümeye başladım. Bizim siteden çıktım. Yağmur yağmaya başlamıştı ve ben deli gibi ıslanıyordum. Yere çöktüm. Biraz da orda ağladım. Telefonumu elime aldım. Arda'yı aradım.
"Alo?"
Sesimden ağladığım belli oluyordu.
"Arda!"
"Nisan ağlıyor musun sen? Güzelim Noldu!"
"Arda!"
"Nisan cevap vermeyi düşünüyor musun? Noldu!"
"Annem, babam, abim benim öz ailem değilmiş."
"Ne?"
"Ne dimi. Ben de ilk öyle tepki verdim! Arda gel al beni burdan! Benim sana ihtiyacım var!"
"Tamam geliyorum. Nerdesin sen!"
"Bizim siteden çıktım. İlerledim sola doğru. Bir durak var. Arda ben hiç iyi değilim."
"Bekle sevgilim hemen geliyorum."
Telefonu kapattı. Benim aklımda şu soru vardı. Neden daha önce söylenmedi. Belki verdiğim tepki fazla. Ama bi düşünün. Anne, baba, abi dediğiniz kişiler sizin öz aileniz çıkmıyor. Ve yıllardır bu sizden saklanıyor. Hatta bana söylemeyeceklerdi. Ben onlar konuşurlarken duydum. Bu çok acı. Çok...
Yerde oturup ıslanmaya devam ederken sessiz sakin sokaktan bir ışık belirdi. Araba yanımda durdu. İçinden Arda çıktı.
"Nisan bu halin ne senin! Gel buraya hasta olacaks-"
Hapşırınca bana baktı ve sözüne devam etti.
"Ki hastalanmışsın."
Beni kucakladığı gibi arabaya götürdü. Ön koltuğa oturttu. O da sürücü koltuğuna oturdu. Ağlamamın verdiği yorgunlukla, gerçekten yorgun olmamla ve hasta olmam uykumu getirdiği için gözümü kapattım ve uykula daldım.
Uykuya dalınmaz ki!
Ya bi git uyuyacağım şurda.Demet'in ağzından:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik//Demet&Oğuz
Teen FictionHiç hayatımda yaşamam dediğim şeyleri yaşıyorum aslında. Kim 19 yaşında evlenmek isterki değil mi? Özellikle ona aşık olacağımı nerden bilebilirdim? Ben kendimi bir fırtına arasında bulduğumda her şey çok geç olmuş olacaktı. Eylül Demet&Oğuz