Zoraki Evlilik//Demet&Oğuz

24. Bölüm - 'Hayal Kırıklığı'

Herkese selam arkadaşlar. Uzun bir süredir yazmadığım için ufak karışıklıklar olabilir bunun için kusuruma bakmayınız. Herkese iyi okumalar dilerim.

Medya: Redd-Beni Sevdi Benden Çok

*****

Bugünden itibaren 2 haftayı doldurmuş bulunuyoruz. Hayatımın en iyi günlerini geçirdim ve bugün son günümüz. Kendimi bu açıdan üzgün hissediyordum çünkü İstanbul'a döndüğümüzde halimizin ne olacağı belli değil ve... Bilmiyorum. İçimde her şeyin daha kötüye gideceğine dair bir his var. Uzun bir süre bu hisse kulak vermemeye çalıştım ama vakit daraldıkça sanki bu his beni de içine çekip darlıyordu. Oğuz'a belli etmemeye çalışmak benim için en zor şeylerden biriydi. Evet benim keyfim bozulmış olabilirdi ama bunu ona da yapamazdım. Şu kısa sürede çok şey yaşadık ve ben gerçekten Oğuz'u seviyordum. Gerçekten.

Sabah gözlerimi Oğuz'a sarılır halde açtım. Yüzüne uzun bir süre baktım. Yüzüne bakmak benim içimde heyecanı ve mutluluğu ortaya çıkarıyordu. Kıpır kıpır oluyor, yerimde duramıyordum. Ve bu enerji bütün günümü iyi geçirmemi sağlayabiliyordu. Şuan da öyle oldu. Yüzüne bakıp yanağına bir öpücük kondurduktan sonra o çocuksu enerjimle yataktan çıktım. Tuvalete gidip yüzümü yıkadım ve kendime gelmeyi bekledim. Daha sonra başucumda olan telefonum gözüme çarptı. Canım deli gibi İstanbul'da olan herhangi birini aramak istiyordu. O sonuçları o kadar çok merak ediyorum ki. Meraktan çatlamak üzereydim ama her şeyi bozmaktan korkup arayamadım. Daha doğrusu yine arayamadım. Bu düşüncenin aklımdan kaç kere geçtiğini artık saymayı bırakmıştım.

Bu düşünceleri aklımdan kovup bugünün son günümüz olduğunu aklıma getirdim ve biraz geriye gidip koşarak yatakta yatan Oğuz'un üstüne atladım. Ordan sonrada yatağın üzerine çıkıp zıplamaya başladım. "Bugün son günümüz!" diyerek zıplıyordum. Bir süre sonra Oğuz'un yavaştan kıpraşmaya başladığını farkettim ve uyanması daha hızlı olsun diye eğilip dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. Sonra tekrardan zıplamaya devam ettim. Oğuz'da bu öpücüğümden sonra kendine gelmiş, yatakta oturur pozisyonda beni izliyordu. Onun bakışlarını görünce yanına oturup derin nefesler almaya başladım. "Günaydın güzelim." diyip sarılmam için kollarını açtı. Beni fırsatı kaçırmayarak hemen kollarının arasına girip ona sarıldım. "Günaydın sevgilim."

"Bu uyandırma törenini gerçekten beğendim. Artık her sabah böyle uydurabilirsin." dedi bana gülümseyerek.

"Üzgünüm canım bu sadece özel günler için."

"Bugün neyin özel günüymüş bakalım?" diye sordu.

"Bugün burdaki son günümüz ve son gün hatrına muhteşem geçirmemiz gerekiyor." dedim kollarının arasından çıkarken. Yataktan çıkıp kıyafetlerimizin olduğu dolaba geçtim.

"Gerçekten son güne geldik mi?" dedi ve homurdanmaya başladı.

"Homurdanıp durma. Bugünü güzel geçirmek bizim elimizde ve bugün için aklımda harika bir plan var. Ama önce yataktan çıkıp üstünü değiştirmen lazım."

"Şimdiden kulağa harika geliyor." deyip yataktan çıktı. Ben kıyafet bakarken yanıma gelip yanağımdan öperken sıkı sıkı sarıldı. "Ya Oğuz! Boğuluyorum."

Yanağıma son bir öpücük bırakıp dolaptan mayosunu ve tişörtünü aldı. Bana dönüp göz kırptı. "Alacağımı aldım ben."

Ben ise o an yaptığı bu espriye yüz ekşitmekle meşguldüm. "Sen nasıl bir yaratıksın?"

"Sen nasıl istersen." dedi gülümseyerek.  Bir süre sonra ister istemez gülmeye başladım. "Allah'ım sabır ver."

İkimizde üstümüzü giyindikten sonra planımı uygulamadan önce kahvaltı yapmak için aşağı inmeye karar verdik. Bu sıradada İstanbul'a dönünce yapmak istediklerimizden bahsettik. Odadan çıkma sırası geldiğinde ise ben tam çıkacakken Oğuz elimden tutup beni kendisine çevirdi ve sımsıkı sarıldı. Ne olduğunu anlayamayan ben önce şaşkınlık yaşasada hemen atlatıp ona sarıldı. Bir daha sarılamayacakmış gibi sımsıkı. O an yaşadığım duygular çok karmaşıktı. Hepsi birbirine girmişti. Ne hissedeceğimi bilmiyordum. O içimdeki kötü his o an tekrardan beni ele geçirmişti. Ne olacağını, neden böyle hissettiğimi bilmiyordum. Ama bu iyi bir şey değildi. Hele ki sevdiğin adama sarılırken hiç değildi.