Multimedia Eylül Demet Yılmaz.
Önceki Bölümün Sonu:
Oğuz, ellerimi tuttu ve öptü. Bende yanaklarını öptüm.
''Bir de lütfen bu 2 hafta boyunca bu konuyu konuşmayalım. Sadece ikimiz olalım. Babalık testi 1 haftaya çıkarmış. Mert alacak testi ve bize söylemeyecek. Biz İstanbul'a dönünce öğreneceğiz. Sende Duru ve Alya'ya sorma veya annene, Nisan'a. Tamam mı?''
''Tamam. Kimseye hiçbir şey sormayacağım. Son tatilimiz olacaksa da çok güzel vakit geçireceğiz.''
Birbirimize gülümsedik. Sonra uçağa alım başladı ve bizde uçağa bindik. Bu bizim Oğuz'la ilk tatilimizdi. Umarım son tatilimiz olmazdı.
Eylül Demet'in Ağzından:
Toplasak 1.5-2 saat sonra Bodrum'a varmıştık. Yolculuk boyunca Oğuz uyumuştu ben ise cam kenarında oturduğum için dışarıyı seyretmiştim. Tabiki. İnmeye yaklaştığımız zaman Oğuz'u uyandırmıştım. Eh zorda olsa başarmıştım. Şuan ise bize özel tutulan arabadayız. Arabayı Oğuz kullanıyor. Ben ise keyfimi sürüyorum. Oğuz, "Keyfiniz yerinizde galiba hanımefendi?" diye sorunca başım ister istemez ona döndü.
"Evet canım. Eh kocam yanımda, tatildeyiz, hava da mis gibi. Daha ne istiyeyim."
"Tabi sende haklısın buldun mis gibi kocayı."
Ağzım şaşkınlıkla açıldı. "Ya Oğuz ben öyle bir şey mi dedim."
"Ne yani mis gibi değil miyim?" diyip üzülmüş gibi yaptı. "Ya ben onu da demedim ki. Şeyin şey olduğunu şey ettim. Şey işte.. şey. Ya ben de de kafa bırakmadın. Uyuyacağım ben. Gelince uyandırırsın." kafamı hızlıca çevirdim ve gözlerimi kapattım.
"Tamam sevgilim seni kızdırmak istemedim. Sustum ben. Hadi uyu bakalım. Sonuçta oda da çok yorulacaksın." demesiyle gözlerimi açmam bir oldu. Normal de utanmayan ben bir anda böyle söyleyince utanmıştım. Ellerimi yanaklarıma çıkardım.
"Ya utandı mı benim minik kelebeğim. Tamam daha az yorarım."
"Ya Oğuz sus yoksa parçalarım seni. Hem sen önüne baksana kaza yapıp ölmek istemiyorum."
"Merak etme ben yola da bakıyorum sana da." ellerimi öptü. "Uyu sen bakalım."
Güzel bir sırıtış yüzüne yerleştirip mutluluk içinde uyuyakaldım.
Soğuk havayla tenimin buluştuğunu hissettiğimde- tabiki de böyle demeyeceğim çünkü çok sıcak. Sıcak havayla birlikte gözlerimi araldım. "Geldik mi?"
"Evet geldik. Ama sen uyumaya devam et ben odamıza çıkaracağım seni." birden kucağından inmeye çalıştım. "Ya olmaz öyle Oğuz. İndir beni. Hem gezmiş oluruz. Hem bende açılırım."
"Gerek yok sevgilim. Sen uyu sonra gezeriz beraber."
"Tamam dediğin gibi olsun." yerimin rahatlığından dolayı fazla sesimi çıkarmadım. Kollarımı iyice Oğuz'un boynuna sardım. Kafamı da boynuna iyice yerleştirdim. İşte benim için huzur bu kadardı..
Gözlerimi açtığımda yatakta yatıyordum. Ama hayır bu sefer yanımda Oğuz falan yatmıyordu. O bir seferlikti. İçimden düşünürken kapı açıldı. Oğuz elinde kahvaltı tabaklarıyla bana bakıyordu. "Sonunda uyandınız uykucu hanım." o sırada tabakları yanındaki masaya koydu. "Ne? Kim? Ben mi uykucuyum? Yok canım? Ben uyumaktan nefret ederim."
"Üzgünüm ama saatlerimiz aynı şeyi söylemiyor."
"Saat kaç ki?" diye sordum merakla. "Sabah oldu sevgilim. 11'e geliyor." Ne yani ben dün akşamdan beri uyuyor muydum? Bu düşünceleri mi Oğuz'a da söylemeye karar verdim. "Ben dün akşamdan beri uyuyor muyum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Evlilik//Demet&Oğuz
Teen FictionHiç hayatımda yaşamam dediğim şeyleri yaşıyorum aslında. Kim 19 yaşında evlenmek isterki değil mi? Özellikle ona aşık olacağımı nerden bilebilirdim? Ben kendimi bir fırtına arasında bulduğumda her şey çok geç olmuş olacaktı. Eylül Demet&Oğuz