Gözümün içine girerek görmemi engelleyen güneş ışınlarına içimden bir kere daha hakaret ederek yürümeye devam ettim. Dört yıl boyunca gökyüzünde duran güneş ilk bakışta her ne kadar harika bir şey gibi görünse de kesinlikle berbat bir şey olduğunu söyleyebilirim.
Öncelikle uyumak çok zor. Pencerenin önüne 4 kat perde örtmüş olmama rağmen asla tam olarak karanlık bir odada uyuyamıyorum. İkinci olarak hava sürekli çok sıcak ve nemli. Güneş yerinden kımıldamadığı için ne kadar bulut oluşursa oluşsun hava sıcaklığı düşmüyor. Bu da yağmuru engelleyerek mutlak bir nem krallığında yaşamamıza neden oluyor.
Şu an 4 aylık karanlığı sabırsızlıkla beklediğimi sanabilirsiniz. Fakat onun dertleri de çok fazla. Mesela bir dedektif olarak aydınlık zamanlarda normal iş istekleri alırken karanlık zamanlarda isteklerin %90ı ayın oğlunu bulmak oluyor.
Dedektif dediğimde kafanızda canlananın olay yerlerini incelemek, katilleri ve suçluları yakalamak olduğunu biliyorum ama maalesef yaptığım şey bu değil. Eşinin onu aldattığını düşünen ya da oğlunun kötü insanlarla takıldığını düşünen bayanlar dışında pek bir müşterim olmuyor.
Şu anda da o bayanlardan birinin oğlunu izlemekteyim. İsmi Kim Minseok ve annesi her gece herkes yattıktan sonra fısıldayarak bir çocukla telefonda konuştuğunu söyledi. Ayrıca son zamanlarda yeni bir saat, yeni bir telefon kabı gibi eşyalarla eve dönüyormuş. Annesi oğlunun uyuşturucu sattığına emin olsa da ben sadece bir sevgilisi olduğunu düşünmekteyim. Bunu kanıtlayıp yakıcı güneşten kurtulmak için yapmam gerekense sadece bir fotoğraf çekmek.
Çocuk sonunda durduğunda şehir meydanına geldiğimizi fark ediyorum. Karanlık aylara birkaç gün kaldığından meydan fazlasıyla kalabalık. Her karanlık dönemin başında ülkede kutlamalar yaparız. Buna initium* diyoruz. Bir zamanlar bu kutlamalar mutlak karanlığa hapsolmamak, güneşi geri çağırmak için dört karanlık ay boyunca yapılırmış. Astronomi geliştikten ve kutlamalar yapılmasa bile güneşin tekrar ortaya çıkacağını öğrendikten sonra ise bir gelenek haline gelmiş ve bir gün yapılmaya başlanmış.
Yıllardır karanlık günlerin başlangıcında ani hava değişimi nedeniyle kar yağar. Halk arasında ise bu ayın oğlunun gelişinin işaretidir. Kar gibi beyaz saçlarını ve tenini saklamak için kar yağdırdığını düşünürler. Onun rahat hissetmesi içinse her yere beyaz süsler asarlar. Asma nedeni mantıksız geliyor olsa da süsleme sonucu oluşan görüntü her seferinde nefes kesici olur.
Şu anda da şehrin her bir yanından gelen insanlar meydanı getirdikleri süslerle süslüyor ve resimler çekiyorlardı. Elbette bu da benim işimi kolaylaştırıyordu. Kim Minseok ile el ele fotoğraf çekilip gülüşen çocuğun resmini çektiğim fark edilmeden işimi tamamladım.
Eve vardığımda müşteriyi kısaca bilgilendirip oğlunun kötü yola düşmediğini söyledikten sonra kendimi yatağıma attım. Tavanımda yıllar önce yapıştırdığım gece -yani perdeleri kapattığımda- parlayan yıldızlarım duruyordu.Annem ve babamla yıldızları yapıştırdığım gün hala aklımdan çıkmıyordu. Yıldızları yapıştıralı 12 yıl, annem ve babam kaybolalı 8 yıl oluyordu...
*initium ~ latincede başlangıç♧◇♧◇♧
Hikaye aslında fantastik ve maceralı olacak olsa da ilk birkaç bölüm yaşadıkları yeri, yaşayış tarzlarını falan anlayabilmeniz için bu şekilde olacak. Böyle giriş bölümleri ve geçiş bölümlerinden ben de hoşlanmasam da gerekli oluyorlar maalesef dkndjd Umarım gidişatı beğenirsiniz ve okumaya devam edersiniz \(*-*)/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Son Of The Moon // Sebaek
FanfictionEfsaneye göre "Ayın oğlu" dört yılda bir yeryüzüne iner, bir insana aşık olur ve onu da yanına alarak aya geri döner. Bu efsanevi karakterin görünümü hakkında ise halk arasında onlarca görüş, bu görüşlerin ise tek bir ortak noktası vardır. Ay gibi b...