Okuduğum şeylerin yarattığı şokla sayfaları çevirmeyi unutmuştum. Demek ben yarı uzaylıydım. Demek özel güçlerim vardı.
Benim şu ana kadar keşfettiğim tek özel gücüm kirli kıyafetlerimi yan odadan sepete fırlatabilmekti. Bir ırkın, hatta uzaydan gelmiş bir ırkın geleceğinin bana bağlı olması kamera şakasından farksızdı.
Şimdiye kadar okuduğumuz kısım N'in ablası ile ilgili bütün soruları cevaplarken benim karşıma onlarca yeni soru çıkartmıştı.
“Ablanı anlamış oldun. Ne yapacaksın?” diyerek N’e döndüm. Yüzünde hem mutlu hem heyecanlı bir ifade vardı.
“Yaşıyor olduğu için onu yalnız bırakmamalıyım. Sen de bana yardım edeceksin. Madem baban yer üstünde yaşamayı bulmuş sen de bulursun. Hem özel güçlerin de varmış.” diyerek gülümsemeye başladı. Kesinlikle benimle dalga geçiyordu.
Tamam elbette ablasına ulaşmasına yardım etmek isterdim de ben kimdim formül bulmak kimdi yani. “Mükemmel planını uygulamadan önce günlüğü bitirmemiz gerekiyor.” diyerek sayfaları çevirme işine geri döndüm.
Biliyorum, kafan karışacak ama kendinden şüphe duyma. Özel güçlerin ne olacağını ne işe yarayacağını bilmiyoruz. Ama zamanı geldiğinde doğduğum yeri ziyaret etmen gerekecek. Ama kim olduğunu gizlemen lazım.
Sen 16 yaşına basana kadar seni gizledik. Eğer bizim çocuğumuz olduğun ortaya çıkarsa başına gelecek şeylerin iyi olmadığını söylemem gerek. Sana başımıza gelenleri ve başına gelebilecekleri anlatacağım.
Yaşadığım yerde 18 yaşımızı geçtikten sonra yeryüzüne çıkmamıza izin verilir. Karanlık ayların başlamasına bir ay kala yeryüzüne çıkıp gezmeye başlarız. Tek çıkanlar da oluyor ama ben en yakım arkadaşımla çıkmıştım. Adı Jisung.
Doğumlarımız bir hafta ara ile olmuş. Biz de aynı yaş grubunda olduğumuzdan aynı eğitimi gördük. Birbirimizin sahip olduğu tek arkadaşlardık.
Yeryüzüne çıkmak bizim için büyüleyiciydi. 20 yıllık karanlık sonrası dünya gözümüzde çok farklıydı, elbette insanlar da öyle.
Büyüklerimize sürekli aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu, bunu nasıl anlayacağımızı sorardık ama cevap alamazdık. Görünce anlayacağımızı söylerlerdi bize hep. Biz de bunu kabullenmiştik.
Bu yüzden ülke boyunca gezmeye karar verip doğru insanı aramaya başladık. Bir gün bir hastanenin önünden geçiyorduk. Hastanenin önündeki parkta oturan iki kadın gördük.
O an anladın aşkın nasıl bir şey olduğunu. Zaten güneş sayesinde aydınlık olan dünya daha da renklenmişti benim için. Jisung için de aynısı geçerliydi. Jisung annenin kardeşine ben ise annene aşık olmuştum.
Karanlık aylara kadar zamanımız takip ile geçti. Bu sırada Jisung sevdiği kadının hasta olduğunu anlamıştı. Ben ise hasta olanın ablasına aşık olduğumu.
Karanlık aylar geldiğinde onlarla iletişime geçtik. Kısa bir süre içinde sevmeyi ve sevilmeyi aynı anda yaşamaya başlamıştık. Ancak bir sorun ortaya çıktı. Annenin kardeşinin iyileşmesi için tedavisine devam etmesi gerekliydi.
Yer altına inemeyecek olması hem Jisung'u hem beni etkilemişti. Elbette annen kardeşini hastayken burada bırakamazdı. Ama biz de onlar olmadan yaşayamazdık.
O yıl için bulamamış gibi yer altına inme kararı aldık. Yasaklandığını biliyordum ama hem Jisung için hem kendim için imkansız formülü bulmak zorundaydım.
Aylarca yer altını arayıp kimsenin bilmediği bir yer bulduk ve çalışmaya başladık. 2. yılın sonunda başarmıştık. Aydınlık aylar sırasında kaçtık ve yeryüzüne çıktık.
Jisung ile kendimizi kardeş olarak yazdırdık. Ben annem ile hemen evlendim. Jisung ise iyileştikten sonra evlenecekti.
Her şey çok güzeldi. Teyzen iyileşmek üzereydi. Jisung evlenme hazırlıklarına başlamıştı. Ancak bir ansa her şey tersine döndü.
Elbette kaçtığımız fark edilecekti. Ama biz bunun karanlık aylarda olacağını düşünmüştük. Bahane uydurarak bir dört yılı daha rahat geçirmeyi planlıyorduk. Ancak aydınlıkta görünüyor olmamız her şeyi açığa çıkarmıştı.
Teyzen öldürüldü. Annen ben ve tamamen yıkılmış olan Jisung kaçtık. Annen şoktaydı. Onun peşinden geleceklerini biliyordu ama kardeşine olan üzüntüsü düşünmesini engelliyordu. Annen de ben de bütün bilgilerimizi gizleyerek bir eve yerleştik.
Jisung ise şehir dışına doğru yerleşmişti. Ben ilaç yaparak para kazanmaya başladım. Bulduğum formül için yaptığım çalışmalar benim işimi çokça kolaylaştırmıştı.
Annenin olayı atlatması birkaç ay sürdü. Ben ve Jisung buraya gelirken ölümü göze almıştık. Ama direkt olarak eşimizi öldürmeye çalışmaları bizim için de yıkıcı olmuştu.
Bir yıl sonra karanlık ayların başında senin doğman ile hayatımız tekrar düzene girdi. Artık annenin burada durmak için bir amacı daha vardı.
Bunları buraya yazma sebebim hala öldürülme ihtimalimiz olması. Aynısı fark edilirsen senin için de geçerli. Bunu okuyorsan bana bir şeyler olmuş olmalı. Kendine dikkat et oğlum.
Bunun altında yer altının haritaları olduğunu düşündüğüm çizimler vardı. Ana kısımdan uzakta X ile işaretlenmiş bir bölüm vardı.
Babam yer altına inmemi istiyordu. N ablasını yer üstüne çıkarmamı istiyordu. Ben ise babama ve anneme ne olduğunu öğrenmek istiyordum.
Amacıma ulaşmak için okuduğum günlükte cevap bulamamıştım. Defteri bir kenara fırlatıp kafamı yastığa gömdüm.
“Bir ırkın geleceğini değiştirebilecek biri olduğumu bilmezken daha mutluydum. Hiç değilse bir sorumun cevabını öğrensem her şey daha kolay olacak.” diye söylendim.
N tam bana cevap verecekken bir anda ayaklanmıştı. Kafamda yirmi milyon dinlenmiş olma ve suikasta kurban gitme senaryosu oluştururken yerden minik bir kağıt almıştı. Kağıt ben defteri atarken düşmüş olmalıydı. Bir yerden yırtılmış gibi duruyordu.
Kağıda bakarken önce gözleri parladı sonra ise endişelendi. Ardından bana dönüp kağıdı okumaya başladı.
“Nereye kaybolduğumuzu ve bize ne olduğunu merak ettiğini biliyorum oğlum. Bunların cevabı için kahini bulman gerek. Benim her şeyi yazabilecek imkanım yok. Hayatının ve hayatımızın buna bağlı olduğunu bilmen gerek. Son olarak söylemeliyim bu kahin sana aşık olabilir. -Baban”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Son Of The Moon // Sebaek
FanfictionEfsaneye göre "Ayın oğlu" dört yılda bir yeryüzüne iner, bir insana aşık olur ve onu da yanına alarak aya geri döner. Bu efsanevi karakterin görünümü hakkında ise halk arasında onlarca görüş, bu görüşlerin ise tek bir ortak noktası vardır. Ay gibi b...