Medya N 💕
N ile A sınıfı olduğumuzu gösteren kartlarımızı çıkarttırdıktan sonra bizi kutlayan kalabalıktan zar zor ayrılıp dışarı çıktık. O önce dedesini kontrol edip sonra yanıma gelecekti.
Evde araştırmalarıma yardımcı olması için kendime bir bilgisayar odası oluşturmuştum. Bir zamanlar tek kişilik olan bu odayı N'in de bana katılmasıyla biraz genişletmiş, birkaç monitör ve masa daha eklemiştik.
Kullandığımız site şirketin özel sitesiydi ve şirkette çalışan herkesin kendi hesabı vardı. Biz yükseldikçe erişimler şirket tarafından arttırılıyordu. Yaptığımız araştırmalar ve açtığımız sayfalar da doğal olarak takip ediliyordu. Bu sebeple işe girerken farklı bir amacınız varsa söylemek zorunda kalıyordunuz.
Ben işe girerken amacımı üstü kapalı belirtmiştim. Onlara beyaz saçlı bir çocuk gördüğüm için ailemi araştırmam gerektiğini söyleseydim büyük ihtimalle işe alınmazdım bile.
Bu yüzden onlara sadece ailemi araştırmak istediğimi söylemiştim.N’in amacı benimkinden biraz farklıydı. Onun araştırabileceği bir ailesi yoktu. Ablasının hala buralarda olduğunu düşünüyordu. İnsanların bir anda ortadan kaybolabilecek olmasına inanmıyordu. Bu yüzden o da ablasını bulmak istediğini söylemişti.
Bunu benimle yakınlaşana kadar ayın oğlunu gördüğünü söyleyen insanları sınıflandırarak yapıyordu. Her karanlık ayda onlarca kişi bizi bu yüzden arıyordu. N ise bunları yaş, bölge ve tarihe göre sınıflandırıyordu.
Söylediğine göre görenlerin geneli 17 ile 30 yaş arasındaki bekar insanlardan oluşuyormuş. Cinsiyet fark etmiyormuş. Bölgede net bir şey çıkmamış. Tarih ise çoğunlukla karanlık ayların ilk haftası oluyormuş.
Bu araştırmalar sonucunda N garip olan iki şey fark etmiş. Arayıp ayın oğlunu gördüğünü, onu bulmalarını isteyen insanların çoğu birkaç hafta içinde isteğini geri çekiyormuş. Daha garip olanı ise bu isteğini çeken insanların karanlık aylardan sonra ortadan yok olmalarıymış.
Bu kadar şeyi öğrenmiş olmasına rağmen bu bilgiler bizi bir yere götüremiyordu. Bu yüzden N de benimle birlikte ailem hakkında bilgi toplamaya çalışıyordu.
Kapı çaldığında bilgisayarları açıp perdeleri kapatmakla meşguldüm. Karanlık ortamda daha rahat odaklanıyorduk. Kapıyı N için açtıktan sonra içeri geçtik.
Ben ikimiz için kahve hazırlarken o da dedesinin durumundan bahsediyordu. “Bugün durumu iyice kötüleşmiş gibiydi. Yakında sen de göreceksin onları tarzında şeyler söylüyordu. Teki gözünü bana kestirmiş. Senin zaten yıllardır talibin varmış. Ne hakkında konuştuğunu inan bana anlamıyorum.” demişti.
Gerçekten N'in dedesi ne zaman onu görmeye gitsem talibim olduğunu söylerdi. Yine de hayatımda kimse yoktu. Bu yüzden dediklerini pek ciddiye almazdık.
“Demek sonunda evleneceksin. Evde kalma diye seni ben alacaktım artık.” diyerek yüzündeki endişeyi silmeye çalıştım. İşe yaramıştı da. Hemen kendini playboy sandığı ama oldukça komik göründüğü suratı bürünerek “Benim önümde talipler sıraya giriyor. Kıskanma diye bahsetmiyorum.” dedi.
Kahvelerimiz olduğunda içeri geçtik. N düzelmiş ve ciddi suratını bürünmüştü. “Sen babanın ailesini araştır. Ben geldiği yeri ve yaptığı işi araştıracağım.” diyerek görev dağılımını yapmıştı. Onu onaylayıp babamın adını arattım.
Tıkladığımda açamadığım bütün sayfalar karşımda duruyordu. Aile bilgilerinin olduğu sayfayı açıp okumaya başladım.
Anne ve babası hakkında bilgi bulunmuyordu. Bilinmeyen bir sebeple silinmiştir yazıyordu. Ben ve annem dışında bilgisi yer alan bir kişi daha bulunuyordu. Babamın abisi olarak görünüyordu. Adı Jisung'du ama soyadı Oh değildi. Yoon Jisung'du.
Bir gariplik vardı. Ailem bana ailede sadece bizim olduğumuzu söylerlerdi. Annemin kardeşi hayatta olmadığı için şimdilik bu yanlış değildi. Ama burada Yoon Jisung'un hayatta olduğu yazıyordu. Ailem bana hiç yalan söylememişti.
N'i dürterek ona bulduğum şeyi anlattım. O da bana bulduklarını anlatıyordu. “Babanın göçmen olduğu yazıyor. Hayatı boyunca bir ülkede uzun süre kalmamış olmalı. Burası hariç. Bunun dışında işi olarak serbest meslek yazıyor. Sen babanın ne iş yaptığını bile bilmiyor musun?”
“Tam olarak ne yaptığını hiç sormamıştım. Bazı günler gün boyunca bir deftere yazı yazardı. Bazı günler dışarı gitmesi gerektiğini söyler geceye kadar gelmezdi.”
Cevabımın üstüne N kafasına bir şey takılmış gibi bakmaya başlamıştı. “Babanın özgeçmişini de okudum. Annenle evlenene kadar olan kısımda sürekli gezdiğini yazmış ve ayrıntı vermemiş. Evlendikten sonrası da annenle aynı hikaye. Hiçbir yerde abisinden ve mesleğinden bahsetmiyor. Ayrıca burada bulduğumuz bilgilerin hiçbiri A sınıfı olacak bilgiler değil. Neden şu ana kadar ulaşamıyorduk ki?”
Dedikleri fazlasıyla doğruydu. Şu ana kadar bulduğumuz bilgiler göçmenlik kısmı nedeniyle en fazla C sınıfı olurdu. Bu da onu A yapabilecek iki neden olduğu anlamına geliyordu. Mesleği ve Yoon Jisung.
“Mesleği ve abisi hakkında araştırma yapmamız gerekiyor.” dedim. “Bulduğumuz bilgiler arasından tek bilmediklerimiz bunlardı. Eğer babamın defterini bulursam mesleğini anlayabiliriz. Sorun şu ki o defteri zaten yıllardır arıyorum ama bulamadım. Birlikte bakmalıyız bir de.”
“Yoon Jisung’un da nerede oturduğunu bulup onunla konuşmaya gitmeliyiz. Şu an oldukça geç oldu. Araştırma kısmını bugün yapıp yarın evine gideriz. Evini bulma işini sana bırakıyorum. Dedemi fazla yalnız bırakmak istemiyorum.” dedikten sonra gitmek için ayağa kalktı N.
Ben de onu onayladıktan sonra kapıya kadar eşlik ettim. Yoon Jisung'un evini bulmak zor olmamıştı. Evine bakmışken biraz da kendisini araştırmıştım. Evlenmişti ama eşi yıllar önce ölmüştü. Şu an 48 yaşında olmalıydı. Şehrin biraz dışında bahçeli evleri olan bir sitede oturuyordu.
N'e bulduğum adresi ve yarın sabah 8'de beni araba ile almasını mesaj attıktan sonra yorgun bir şekilde odama gittim. Uzun bir gün olmuştu. Yarın da uzun bir gün olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Son Of The Moon // Sebaek
FanfictionEfsaneye göre "Ayın oğlu" dört yılda bir yeryüzüne iner, bir insana aşık olur ve onu da yanına alarak aya geri döner. Bu efsanevi karakterin görünümü hakkında ise halk arasında onlarca görüş, bu görüşlerin ise tek bir ortak noktası vardır. Ay gibi b...