Sabah kahvaltıda yaptığımız ilk şey plan yapmak olmuştu. Yapmak istediğimiz iki önemli şey vardı. İlki ailemi kurtarmak, ikincisi ise N ve ablasını bir araya getirmekti. Jisung Amca ise yapmamız gereken çok önemli bir şey daha olduğunu söylüyordu. Babamın bana çizdiği yerdeki laboratuvarına gitmemiz.
Baekhyun bizi belirli yerlere götürebilecek kadar aşağı tarafı biliyordu. Ama boş zamanlarında sıkıldıkça her yeri geziyor olmasına rağmen babamın gizli yerini hiç görmemişti. O kadar gezdikten sonra bile bulamamış olması bizim kesin bulamayacağımızı düşündürse de Jisung Amca’yı kırmamak adına kabul etme kararı aldım.
Konu aşağıda nerede kalacağımıza geldiğinde Baekhyun bizi kaldığı yere sokabileceğini söylemişti. Jisung Amca da o kahin olduğu için kimsenin bizi rahatsız etmeyeceğini söyleyerek onu desteklemişti. Ancak dün olanlardan sonra insanların Baekhyun'a ulaşmasının çok da zor olmadığını düşünmeye başlamıştım.
Sonuç olarak kahvaltıyı hiçbir şey planlayamadan bitirmiş ve yola çıkmak için hazırlanmaya başlamıştık. Aşağı tarafa olan girişte bekleyenler girişin iç taraflarında beklediği için arabayla olabildiğince yakına gidecektik. Ardından Baekhyun bir şekilde onları oyalarken N ile içeri kaçacaktık.
Sonunda her şey hazır olduğunda Jisung Amca ile de vedalaşınca yola çıktık. Yolumuz uzundu ve yapacağımız işler ciddileşmeye başlamıştı bu yüzden beni artık ciddiye almalarını umarak özel gücüm olduğunu düşündüğümüz özelliği nasıl kullanabileceğimi sordum.
“Ben geçmişi görmek istediğim zaman geçmişini görmek istediğim insanın yüzüne odaklanıyorum ve birkaç dakika için görüntüler belirmeye başlıyor. Uzun süre aynı yüze odaklanmam gerektiği için de çok yorucu oluyor. İstersen sen de ’an’ını görmek istediğin kişiye odaklanmayı deneyebilirsin.” diye cevap vermişti Baekhyun.
Dediği şey mantıklı olduğu için onu onayladım ve gözlerimi kapatarak N'i düşünmeye başladım. Şu an yanımda olduğu için işe yarayıp yaramadığını anlamak daha kolay olacaktı.
Gözüm kapalı bir şekilde uzun bir süre bekledim ve her saniye N'in yüzünü aklımda tutmak Baekhyun'un söylediği gibi fazlasıyla zordu. Daha kötü olan yanı ise 5 dakika geçmiş olmasına rağmen hiçbir işe yaramamış olmasıydı.
O an aklıma gelen fikirle olay her başıma geldiğindeki pamuğumsu hissi düşünme kararı aldım. O kısımdan çok görüntülere odaklandığım için hissi hatırlamak biraz zor olmuştu. Hissi tam hatırladığım anda ise vücudum gerçekten o hissi hissetmeye başlamıştı. Birkaç saniye sonra ise kendimi görüntülerin dünyasında bulmuştum.
Bu sefer tekrar eden sadece iki görüntü vardı. Gördüğüm görüntüdeki olay ise bizimle alakalı değildi. Şu an bulunduğumuz yolun parçası gibi olan bir kısımda duran bir kediyi görüyordum.
İlk durumda kedinin yanından geçiyorduk, kedi biz geçince yola atlıyordu ve karşıdan gelen hava karanlık olmasına rağmen farlarını yakmamış olan araç ona çarpıyordu. Ölmese bile yaralandığından emindim.
İkinci görüntüde ise yanından geçerken kediye korna çalıyorduk. Korktuğu için yola daha geç atlıyordu ve karşıya geçebiliyordu.
Görüntüler dünyasını bırakıp gerçekliğe döndüğümde ilk işim yoldaki kediyi gözlerimle arayıp N'e gösterdikten sonra yanından geçerken kornaya basmasını söylemek olmuştu. Görüntüde olan ikinci olay tam olarak aynı şekilde gerçekleştikten sonra diğerlerine olanları açıklamadan önce düşünmek için kendime biraz zaman ayırmıştım.
Kafamda iki soru vardı ve bunları cevaplarsam her şeyi anlamış olacaktım. İlki neden görüntüdekinin bir kedi olduğuydu. Diğer durumları da göz önünde bulundurarak düşündüğümde bunun nedeni tehlikede olması olmalıydı. Diğer durumlarda tehlikede olan Baekhyun olduğu için onu görmüş olmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Son Of The Moon // Sebaek
FanfictionEfsaneye göre "Ayın oğlu" dört yılda bir yeryüzüne iner, bir insana aşık olur ve onu da yanına alarak aya geri döner. Bu efsanevi karakterin görünümü hakkında ise halk arasında onlarca görüş, bu görüşlerin ise tek bir ortak noktası vardır. Ay gibi b...