The Son Of The Moon // Sebaek

19

Önce geçmişi ardından da geleceği gördükten sonra Baekhyun'un hemen uyanamayacağını biliyordum. Vücudu fazlasıyla yorgun olmalıydı ve dinlenmeye ihtiyacı vardı. Ama bu kadar uzun sürmesi de beni fazlasıyla korkutuyordu.

Bayılmasından bu yana 30 saat geçmişti. Sonraki günün akşamındaydık ve hala bir hareketlenme yoktu. Arada ölmüş olmasından korkup kalp ritmini kontrol etmek dışında yapabileceğim bir şey de yoktu. Sadece yatağın yanında oturmuş uyanmasını bekliyordum.

Daha önce bu kadar uzun süre bayıldığı olmuş muydu bilmiyordum ama bu çocuk acıkmıyor muydu? 30 saat yemek yemesem ben komada olsam uyanırdım büyük ihtimalle. Yemek düşüncesi aklıma geldikten sonra kafamda çeşitli yemekler düşünüp kendimi acıktırırken yanımdan bir ses gelmişti.

"Acıktım..."

Bir midemin konuştuğunu sansam da yatağa döndüğümde Baekhyun'un gözlerini açmış olduğunu gördüm. Yemek hakkında düşünürken Baekhyun'un aniden uyanıp acıktığını söylemesi bir anlığına donmama neden olmuştu. Her zaman verdiğim mantıklı tepkilere bir tane daha ekleyerek "Ben de." diye cevap vermiştim.

Büyük ihtimalle çok salak görünüyor olmalıydım çünkü cevabım üzerine Baekhyun hunharca kahkaha atmaya başlamıştı. Aslında tam olarak gülemiyordu çünkü uzun süredir konuşmadığı için sesi fazlasıyla boğuk ve çatlak çıkıyordu.

Bu saçma ortamı sonlandırmak amacıyla kalkıp yemek hazırlamaya gitmiştim. Hem Baekhyun'a hem de kendime birer tabak hazırladıktan sonra geri dönmüş ve herkesi Baekhyun'un başında bulmuştum.

"Yemeğimi yerken gördüğüm her şeyi size anlatabileceğimi düşündüm." demişti Baekhyun içeri girdiğimde. Ben de bir an önce hepsini dinlemek istiyordum. Bu yüzden onu onaylayıp hazırladığım tabaklardan birini ona uzatmıştım. Sadece tabağı almak yerine tabağı tutan elimle birlikte beni de kendine çekmişti.

Bunu beklemediğim için yatakta yanına düşmüş, tabağımdaki yemeklerin dökülmesini son anda engelleyebilmiştim. Yanına düşüşümden sonra Baekhyun beni iyice kendine çekmiş, kolunu etrafıma dolayarak "Böyle kalalım." demişti. Annem, Jisung Amca ve N'in önünde böyle olmak beni biraz uyandırsa da hem Baekhyun'un beni sımsıkı tutan kollarından kaçamayacağımı bildiğim için hem de bu durum biraz hoşuma gitmeye başladığı için kafamı omzuna yaslayıp dinlemeye başlamıştım

"Öncelikle gelecek hakkındaki kısımla başlamak istiyorum. Tahmin ettiğimiz gibi girişlerdeki güvenlik sayısını ve teknolojik aletleri arttırmışlar. Ancak 2 gün sonra sadece 1 dakikalığına bütün teknolojik aletlerin çalışması duracak. Yeni bir güncelleme gelecekmiş. Yine de güvenlikler girişte 3 ve merdivenlerde 4 tane olmak üzere yerlerinde durmaya devam edecekler.

Ancak ben bunun tek şansımız olacağını düşünüyorum. Çünkü güncellemeden 10 dakika sonra X yeni kurallar ve geçen yaşanan olaylar hakkında 10 dakika kadar sürecek bir konuşma yapacak. Bunun için bütün halk meydanda olacak ve bu da bize laboratuvara gitmek için yeterli bir süre kazandırmış olacak."

Dediklerinde tamamen haklı olduğunu düşünüyordum. Yer altındaki gelişmiş teknoloji işin içine girince işimiz çok daha zor olacaktı. Sadece 1 dakikamız olsa da içeri girip merdivenlerden koşarak inersek bunu başarabilirdik. Zaten merdivenler sonrasında arkasına saklanabileceğimiz çok fazla şey vardı. 7 tane güvenlik ise... Önümüzde bunu en kolay şekilde halletme yolunu bulabilmek için 2 gün vardı.

Kafamdakileri onlara da aktardıktan sonra 2 gün sonra gitmeyi kesin olarak kararlaştırmıştık. Şimdi ise asıl merak ettiğim kısım, babamın geçmişini öğrenmek kalmıştı.