>Harry'nin Anlatımı<
Gördüğüm görüntüler, duyduğum sesler, hislerim ve daha bilmediğim pek çok kanıt birbirine karışırken olanlara inanamıyorum. Her şey yıkılıyor. Toplamaya çalışırken onları daha çok yıkıyorum. Topraktan çıkarmaya çalışırken onları derine, derine ve daha derine gömüyorum.
İnanılması güç bir rüyada yaşıyor gibi hissediyorum. Bazıları o kadar güzel hissettiriyor ki, uyandığımı anladığımda geri getirebilmek için gözlerimi kapatıyorum. Fakat onlar, orada olmuyor. Gözlerimi açıyorum ve her seferinde başladığımız yere geri dönüyoruz.
Onunla beraber...
Olanların bir kabustan ibaret olduğunu hissetmek daha az canımı acıtabilirdi, eğer bunu hissedebilseydim...
Gördüğüm şeyler, hissetmem gereken şeylere uzanan bir yol ve ben, duyduğum şeylerin bu yolun hangi köşesinde belireceğinden emin değilim. Hislerim, gördüğüm şeyin gerçek olduğunu kanıtlamaya çalışırken bana söylenilenler, hislerin de bir gün elbet yanılabileceğini göstermek istiyor.
Hislerime inanmak istemiyorum. Amber'a daha önce hiç inanmamış gibi bir masumlukta inanmak istiyorum. Ona sarılmak istiyorum. Acıyı görmemiş gibi ona sarılmak, uzun zamandır yakın olmamış bir açlıkla ona sahip olmak istiyorum. Bu gerçekleşmeyecek biliyorum ama bu saçma umuttan da vazgeçemiyorum. Ben her gerçekleşmeyeceğini düşündükçe ve anladıkça içimdeki çocuksu umut çığlık atıyor.
Cüzdanımı dar pantolonumun cebine gelişigüzel tıktıktan sonra arabadan sertçe indim. Aynı sertlikten taviz vermeden hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm.
Yaptığı şeyden sonra içimdeki ona yakınlaşma isteğini biraz da olsa kontrol altına alabiliyordum. Evet, ona güvenmek istiyordum.
Oysa gördüklerim bana doğru geldiğine göre ondan iğrenmem gerekiyordu. Liam ile geçmişte yaşadığımız aptal sevgili olayından sonra aynı iğrenç duyguları Amber'a karşı da hissetmem gerekiyordu fakat o, Caitlin'in yarasını sarmak yerine üstüne bastırmıştı. Yetmemiş, son darbesiyle eski yarayı tekrar kanatmıştı.
Tam da bu yüzden ondan iğrenme ihtimali gözlerimin önüne geliyor, onu bırakmıyordum.
Anahtarla kapıyı yavaşça açarken bundan sonraki adımın ne olacağını düşünmeye başladım. Yapacak bir planım olmadığından, ani bir gelişme her şeyi etkileyebilirdi.
Bu da Amber için belki de bir şans ifade ediyordu.
Görüyorsunuz ya, şans tanıyan kişi yine benim. Tanrı da görüyor, bu halde bile ona şans veriyorum.
Ama sadece bir şans.
Beraber kurulacak bir gelecek değil.
>Amber'ın Anlatımı<
Kapıdan gelen sesler korkuyla irkilmeme sebep olmuştu. Bu an yaşanana kadar olacakları kafamda planlamış, en kötü ihtimal üzerinden gitmekten korkmuştum. Bu ana gelene kadar korku duymuyordum fakat kapıdan gelen anahtar sesleri korkunun etkisini göstermesi için bir nedendi.
Korku...
Bedenime işleyen duygu tam anlamıyla buydu.
Kapının kapanışı boğazımda baskı yapmıştı. Bu baskıya dayanamadan sertçe yutkundum.
Lamba yandığında gözlerimi saatlerdir karanlıkta oturmanın vermiş olduğu uyuşuklukla kıstım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Weird Husband (MPC3) |Harry Styles Fanfic|
FanfictionOdadan çıkmak için adımlar atarken bunların yaşanmamış olmasını diliyordum fakat bu boşunaydı. Bizi bu duruma getiren şeyi bile bilmiyorduk. Sadece parçalanmıştık ve biz, eski biz değildik. Nedenini bulmamız gerekirken bulmaya çalışmıyorduk. Polyann...