Bölüm 15

896 33 3
                                    

<pre style="line-height: 21px; white-space: normal; color: #444444; font-size: 15px; text-align: -webkit-auto;">Hızla yeni bölüm yazmaya çalıştım. Umarım sıkıcı olmamıştır. ;) İyi okumalar. Vote ve yorumları unutmayın. :) <3 

Bölüm 15 : 

Bir anda saçlarımın arasında narince dolaşan parmakları hissettim. Dokundukları her sinir hücresi uyuşuyordu. Daha sonra o parmaklar belime doğru kaydı. Ve yumuşacık bir nefes alnıma dokundu. Öpücüğün etkisiyle gülümsedim. Gözlerimi açabildiğimde Dash de gülümsüyordu. Yanımda boydan boya uzanıyordu. 

"Günaydın." 

Derin bir nefes aldım. Dash'in kokusu tüm odayı sarmıştı. Hayatımın en güzel sabahlarından birindeydim.

"Mmm... Günaydın."

"Sonunda uyandın seni koca bebek. Biri seni böyle sabırsızca beklerken nasıl böyle patavatsızca uyumaya devam edebilirsin."

"Terbiyesiz şey. Uyurken beni mi dikizledin ?"

"Belki. Evet." Tatlı bir şekilde gülümsedi.

"Sanki sen beni dikizlemezdin ?"

"Belki. Evet." 

Gülümsedim ve yataktan çıktım. Kıyafet seçmek için dolabı taradım. Sinsice arkama geçti. Ve aniden belimi o güçlü kollarıyla sardı. 

"Bugün bir şeyler yapalım." Sesi emir verir gibi çıkmıştı ama bundan rahatsız olmamıştım. 

"Alışveriş Merkez'inden terzideki kıyafetlerimi almalıyım.Başka bir zaman ?"

"Ben de seninle gelirim ?"

Dolaptan koyu lacivert taytve beyaz tuniğimi kaptım. Daha sonra benden bir cevap bekleyen Dash'e yaklaştım. Dudaklarımız neredeyse birbirine dokunmak üzereydi ama izin vermedim. 

"Keyfin bilir."

***

Kız kardeşim hala sızmış bir vaziyette uyuduğundan ona bir not bırakıp evden çıkmıştım. Tamirattan elbiselerdimi alıp çıkarken kendimden emin bir şekilde yürüyordum. Dash'se ne yaptığını bilmeksizin ördek yavrusu gibi beni takip ediyordu. Bowling in önünden geçerken koca bir kahkaha attı ve beni içeri çekti. 

"Ne dersin ?" 

"Hmmm... Sanırım evet." 

Liseli sevgililer gibi ayakkabılarımızı alıp 12. sıraya geçtik. Burası kocaman bir yerdi. Bowling,bilardo 

ve küçük oyuncaklar olmak üzere 3'e ayrılmıştı. İlk atışı ben atacaktım. Topumu seçerken Dash kollarını belime sardı ve boynuma minik bir öpücük kondurdu. 

"İstersen sana nasıl oynandığını gösterebilirim."

Onu ittim. Ve topu labutlara doğru gönderdim. Hepsi devrildi. Dash'e döndüğümde şaşkın bir şekilde devrilmiş labutlara bakıyordu. Kendine geldiğinde ağır yeşil bir topu alıp attı. 3 tane labut yan yana kalmıştı. O konsantre olmuş küfrederken bana her zaman yaptığı gibi kollarını beline sardım. Ve kulağına fısıldadım. 

"İstersen sana nasıl oynandığını gösterebilirim." 

Yüzünü bana döndü. Yine o pis sırıtışını yapıyordu. 

"Küçük bir iddaya ne dersin." 

"Nasıl yani ?" Aklından geçenleri tahmin etmeye çalıştım. Ama onun gibi biri için bu çok zordu.

"Kazanan, yenilene bir soru sorcak. Ama bu soru her şeyi kapsayabilir. Ve o doğruyu söylemek zorunda. Her şeye rağmen." Amacını anlayamadım. Ama Dash'e karşı böyle bir çıkar güzel olabilirdi. 

KABUL ET : Seviyorsun !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin