Bölüm: 27 FİNAL

109 5 2
                                    

Uzun zamandır yazamadığım için çok üzgünüm. Üniversite sınavı ve bir çok şey üst üste geldi. Hala nasıl vakit bilmiyorum. Belki de vicdan azabı zorladı. Hikayeyi yarım bırakmak istemedim. Özür dilerim. Umarım final istediğiniz gibi olmuştur ve kendimi affettirebilirim.

Kabul Et: Seviyorsun

-Final-

Sabaha kadar uyuyamamıştım. Nasıl uyuyabilirdim ki zaten. Sevgilimin sosyopat eski sevgilisi gün gün intikam mektupları yollamış ve posta kutusunu intikam sayacına dönüştürmüştü. Dashsizlik semptonları işte... Adamdan ayrılanlar yoksunluk sendromuna giriyor. Dash'in yatağından kalktım ve aynanın karşısına geçtim. Stresten yüzüm şişmiş ve bakımsızlıktan saçlarım yapış yapış olmuştu. Ve bu yorgunluk hiçbir işe yaramamıştı. Alex hakkında hiçbir şey bulamamıştık. Gerçi Dash beni dahil etmeden sürekli bir şeyler arıyordu. Ben sızlanınca da saçma defter kitap taramalarını bana yaptırıyordu. Aynadaki görüntümdem iğrenip saçımı masadaki kalemlerden biriyle topuz yapmaya çalışırken  Dash içeri girdi. Yüzünde hala sevgi dolu bi bakış vardı. Deli mi ne ? Saçımda organizmaların oluşmasını bırakın oluşanlar bile oradaki yaşam koşullarına dayanamayıp can vermişlerdi. Dash yüzüme elleri arasına aldı ve burnuma küçük bir öpücük kondurdu. Zeki insan işte en temiz noktayı hedef almıştı. Merakıma engel olamayıp trajiromantik anımızı bozdum.

"Neler bulabildin ? Hala hiçbir şey çıkmadı mı ?"

Ben kendimden bahsediyordum ama o da benim kadar bitkindi.

"Aç mısın omlet yaptım."

Yüzümü saran ellerinden kurtuldum.

"Dash bana çocuk gibi davranma. Neler döndüğünü farkındayım. Beni böyle koruyamazsın."

"Hadi kahvaltıya. Çok aç görünüyorsun."

Karnına yumruk attım. Ve biraz sert atmışım sanırsam ki gözleri kısıldı. Amaan neyse orada bi kas yığını vardı zaten fazla etkilememiştir.

"Dash burada neler dönüyor sen hala kahvaltı diyorsun. Sence en önemli şey burada benim koca midemin açlığı mı ?"

Bir daha yumruk atmamam içim ellerimi tuttu. Ve bağırmaya başladı.

"Zaten hiçbir şey yapamıyorum. İzin ver de en azından sağlığını koruyabiliyim.Lütfen"

Lütfen derken sesi titremişti. Ve dayanamayıp ona sarıldım.O da hemen ellerini belime doladı.

"Pes mi ettik şimdi ? O mu kazandı ?"

Sesim titiyordu. Ağlamamak içim tırnaklarımı avuçlarıma bastırıyordum. Dash belimdeki ellerini daha sıktı ve beni göğsüne iyice yasladı.

"Hayır. Eğer sen olmasaydın çoktan pes etmiştim. Ama şimdi olmaz."

Dash'e daha da sıkı sarıldım. Sanırım şuan onu boğuyordum. Ellerimi biraz gevşetti. Kulağıma yakın bir yeri öptü. Nefesi kulağımı ısıtacak kadar yakındı. Biraz daha yaklaştı ve fısıldadı.

"Ne olursa olsun hep yanındayım."

O daha sözcükleri bile tamamlayamadan "Ben de..." dedim.

Dash boğazını temizledi ve beni yavaşça ittirmeye çalıştı. O kadar sıkı sarılmıştım ki kendini çekemiyordu. Sonunda pes edip kollarımı gevşettim. Dolaba doğru yürüdü ve bir kutu çıkardı. Ve bana uzattı. Pahalı bir şeydi sanırım. Kutu düzgünce kaplanmıştı.

"Akşam için ihtiyacın olur diye düşündüm."

Kutuyu ellerime tutuşturdu ve bana doğru bir adım daha attı. Ellerini boynuma götürüp sıcaklığıyla bedenimi okşadı. Bunu yapmasına bayılıyordum.Hilton'daki ilk öpüşmemizde de aynısını yapmıştı. Sanki parmaklarındaki dokunuş tüm sinirlerime aynı anda etki ediyordu. Bana doğru biraz daha yaklaştı ve dudaklarıma dokundu. Ve minik bir hareketle dudaklarımda küçük bir öpücük bıraktı. Hareket edemiyordum. Kaç aylar geçse de vücudum ona karşı bağışıklık kazanamamıştı.

KABUL ET : Seviyorsun !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin