Kendimden, her şeyden nefret ediyordum. Nasıl yapabildim bunu? Bu işin içinden nasıl çıkabileceğimi düşünebildim? Justin elbette öğrenecekti ama bu şekilde olmamalıydı. Bir yanlış anlaşılmaydı. Anın kurbanıydım. Justin eve gelmedi. Hiç aramadı. Benim yüzümden Pattie de endişelenmişti. Herkesi üzüyordum. Evde volta atıp duruyordum. "Ellie, Justin aradı mı?" Kafamı salladım. "Bu çocuğun bana bunu yapmaya hakkı yok. Ünlü olabilir ama yine de onu bu dünyaya ben getirdim ve hala onun annesiyim." Elimi saçımda gezdirdim. "O benim yüzümden gelmiyor." dedim Pattie'nin duymayacağı bir sesle. O sırada kapı çaldı. Pattie ve ben hemen fırladık. Kapıyı açtığımızda karşımda babam vardı. Nefes nefeseydi. "Haberler! Haberleri açın!" Pat ile birbirimize baktık sonra salona hızla yürüdük. Kumandayı kaptığım gibi televizyonu açtım. E! Entertainment açıktı. Keeping Up With The Kardashians vardı. Haber kanallarını açmak için kanal değiştirdim. Yok. Yok. Yok. Sonunda bir haber kanalı buldum. Ekranda Justin'in yüzü vardı. "Sesini aç!" Dedi panikle Pattie. "...ünlü şarkıcının ehliyetine el kondu. Alkollü araba kullanan Bieber işte böyle ölümden döndü. Yaklaşık 10 dakika sonra polisler tarafından kenara çekilen Bieber tutuklandı." Çenem kocaman açıldı. Justin tutuklanmıştı. Pattie eliyle ağzını kapadı ve gözlerinden birer damla yaş düştü. Babam ise onun sırtını sıvazlıyordu. Ben mi? Hemen kapıdan çıktım eve gidebildiğim kadar hızlı gidip anahtarları aldım. Halam bana ne olduğunu soruncaya kadar ben arabayı çalıştırmıştım bile. Cebimden telefonumu çıkarıp durumla ilgili olabilecek tek kişiyi aradım. "Scooter? Justin nerede?"
"APD'ye götürüyorlar ben de basınla uğraşıyorum. Şimdi kapamam lazım. KENNY!" Ve telefon kapandı. Atlanta Polis Departmanına daha önce de gitmiştim. Justin paparazzilerle kavga ettiğinden ona kodeste kalmasın diye para götürmem için beni çağırmıştı. Pattie ya da Scooter onun sadece olay yerinde kaldığını biliyordu. Bense Justin'in kıçını kurtarmak için varolan köleydim. Selena bile gelmemişti o gün ki olay yerinde o da vardı. (Para verdiğini ya da bedenini sattığını düşünüyorum) Arabayı hızla APD'ye sürdüm. Dikkat ediyordum, etmek zorundaydım. Hızlı ama dikkatlice oraya vardım ve arabayı tek hamlede park ettim. Kapıyı kitleyip binaya koştum. Önü arı kovanı gibiydi. Aralarından geçerken farkedilmemek için dua ediyordum ancak tabiiki tanınmıştım. "Ellie! Ellie! Ellie!" Adımı tekrarladılar. Tepki vermedim ve içeri girdim. Neyseki polisler onları geri püskürttü ki girişim kolaylaştı. "Justin Bieber'ı görebilir miyim?" "Üzgünüm hanımefendi bugün göremezsiniz. Prosedür gereği geceyi burada geçirecek. Yarın ziyaret edebilirsiniz. Kefalet ödeyecekseniz yine yarını beklemelisiniz." Dedi kapıdaki bayan polis. "Burada bekleyebilir miyim?" Omuzlarını silkti. "Siz bilirsiniz, buyrun oturun ama tekrar ediyorum yarına kadar göremezsiniz." Kafamı salladım ve gösterdiği yere oturdum. Bekleyecektim.
Ertesi Sabah
Uyandığımda üstümde bir örtü vardı. Kafamı kaldırdığımda yanımda Pattie ve babam uyuyordu. Gülümsedim ama nerede olduğumuzu farkedince gülümsemem yüzümde dondu. Örtüyü yavaşça kaldırıp Pattie'nin üstünü örttüm. Ev kıyafetleriyle gelmişti, soğuk olmalıydı. Tam kalkarken babamın sesini duydum. "Els, nereye?" Parmağımı dudağıma götürdüm, gözlerimle Pattie'yi işaret ettim ve gel dedim. Dediğimi yaptı ve beni koridor boyunca takip etti. "Bir şeyler yapmam lazım. Hepsi benim yüzümden oldu." Elini omzuma koydu. "Kendine yapma bunu Ellie. Neden senin yüzünden olsun?" Gözlerim doldu. "Alex'i öptüm ve Justin oradaydı. Tam sevgili olmuşken, ben onu ilk günden aldattım. Baba bir şeyler yapmam lazım!" Öylesine aşina olduğum kollarıyla beni sardı ve göğsüne bastırdı. "Sonunda sevgili olduğunuzu bilmiyordum." "Hala öyle miyiz bilmiyorum." O sırada babamın arkasından dünkü bayan geldi. "Uyandın demek. Bay Bieber'ı görebilirsin ama sadece 10 dakika." Babama baktım sora ayrıldık ve kadını takip ettim. "Duruşması sürüyor. Duruşma bitince yanına gelmesini sağşayacağım."
Kafam karışmıştı. Bu kadın neden bana bu kadar iyi davranıyordu? "Teşekkür ederim. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum." "Adın Ellie öyle değil mi?" Afallamıştım. "Şey, evet." Kafasını sallayıp gülümsedi. "Bu çocuk tüm gece adını sayıkladı kızım. Polislere karşı son derece şımarık davrandı ve sana bu kadar değer verdiğine göre seni dinleyecektir." "Ne konuda?" "İtiraf etmesi ve düzgün davranması açısından." Kafamı salladım. Yapamazdım. O güç bende yoktu. Yanılıyordu. Defans olarak geliştirdiği ve böyle zamanlarda kendini ezdirmemek için kullandığı silahını ortaya çıkarmıştı. Bir pislik gibi davranıyordu ve bu benim yüzümdendi. "Beni görkesi her şeyi daha kötü yapacaktır." Dedim derdimi anlatmaya çalışarak tabi o bunu anlamıyordu. Babam Justin'i tanıyordu o yüzden önce girmek istediğini söyledi ama kadın bana ihtiyacı olduğunu diretiyordu. Sonunda koridor bitti ve başka bir koridora girdik. Onun sonunda ise yanında Nezarethane yazıyordu. Kadın kapıyı açtı ve işte karşımdaydı.
Yorum ve oylarınız eksik olmasın, yeni bölüm gelsinn. :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be Alright (Justin Bieber Türkçe Fanfiction)
FanficEllie Good babasının işi yüzünden vazgeçtiği hayatını, tanıştığı dünyaca ünlü genç pop şarkıcısı Justin Bieber adamıştı. Aynı zamanda çok yakın arkadaşlarken aynı zamanda beraber iş yapıyorlardı. Bir şeyin farkında değillerdi. Birbirlerine aşık oluy...