4. Müzik Ödülleri

6.6K 189 26
                                    

Eşyalarımı toplarken Alex de beni izliyordu. “Beni bırakıyorsun yani?” “Hayır, Alex saçmalama!” diye güldüm. Dün döndüğümde Alex’e olanları anlattım ve açıkçası onun içten içe Justin’den nefret ettiğini düşünmeye başladım. Konusu ne zaman geçse geriliyordu. Ben otelde kalırken o da burada kalacak ve görüşmeye devam edeceğiz. Alex gitmemden yana değildi ama diğer tarafta Justin vardı ve onu kırmak istemiyordum. Kapı çaldı. “Ben bakarım!” dedim ve kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda benim yaşlarımda bir çocuk, elinde de kocaman bir hediye paketi vardı. “Ellie Good?” “Benim.” “Bu size, iyi Noeller!” “Teşekkürler size de.” Kutuyu dikkatlice alıp kapıyı arkamdan kapadım. “Kimmiş?” “Kurye. Bu paketi getirmiş.” Paketi görünce gözleri büyüdü ve gülümsedi. “Hadi aç!” Paketi yere koyup yavaşça açmaya başladım ama sonunda dayanamayıp yırtmaya karar verdim.  Gördüğüm şeyin karşısında şok olmuştum. Bu o elbiseydi. O yaklaşık 8.000$ olan, hayallerimin elbisesi artık benimdi! Elbiseyi çıkardım ve üstüme tuttum. Çok ama çok güzeldi. Alex’in arkada “İnanılmaz…” dediğini duydum. Gerçekten de öyleydi. Ardından gözüme kutunun içindeki not ilişti. Elime alıp okumaya başladım.

Tamam, suçluyum ama almadan edemedim, o elbisenin içinde muhteşem olacaksın. Kim bilir belki benden çok sen odak noktası olursun. Saat 8 bizim otelin önünde bekliyor olacağız. Seni alması için Scooter’la konuştum. 7:30 da kapında olur… Justin xx

Her şeyin bu kadar hızlı gelişmesini beklemiyordum. Dün birbirimizden nefret ediyorduk bugün beraber müzik ödüllerine gidiyoruz. Aslında düşününce bana yaptıkları, o kız, yaşadıklarımız mantıklı gelmiyor. Onu affetmem normal değil. Yani onca şeyden sonra hiç değil. Dürüst olmak gerekirse ona gerçekten kırgındım. Onu bu kadar çok sevmeseydim belki de bir daha birbirimizi görmeyecektik. Bu garipliği azaltmak için ne yapmalı dye düşünürken kafamda bir ampül yandı. Alex’e döndüm. “Müzik ödüllerinde eşim olur musun?” Şaşırmıştı. Yaklaşık 1 dk sonra şaşkınlığın yerini çok güzel bir gülümseme aldı. “Memnuniyetle.” Scooter’ı yerleri ayarlaması için aradım.“Saat 7’ye kadar sana bir şeyler almalıyız” “O zaman doğru Harvey Nichols’a!” Yaklaşık 1 saat sonra siyah bir takım elbise bulduk. Ona çok yakışmıştı. Otele döndüğümüzde Vanessa’yı aradım. Saçımı sadece ona yaptırırdım. 20 dk sonra geldi ve işe koyuldu. Saçlarımın doğal buklelerini maşaya sarıp daha kıvırcık görünmelerini sağladı ardından bir tutam saçımla o bukleleri bir atkuyruğuna dönüştürdü. Aynadaki yansımamın bana ait olup olmadığına emin olmak için iyice aynanın içine girdim. “Vannessa çok güzel oldum. Hepsi senin sayende!” “Tatlım sen zaten çok güzelsin, bu sadece minik bir detay. Eğlenmene bak,  şimdi otele dönüyorum biliyorsun Justin’in “kıymetli” saçları biraz zaman alıyor.” Dedi. Güldüm. Justin’in saçları her zaman 1 numaralı takıntısıydı. Saat tam 7’de ikimiz de hazırdık ve arabaya binmiştik. Otelin arka kapısına geldik. Justin dediği gibi beni orada bekliyordu. Yanında Selena vardı. Benim gibi o da bol makyajla yüzündeki yaraları ve morlukları kapamıştı. Arabadan indik. Justin bana bakıyordu. Değişik bir bakıştı bu; büyülenmiş gibi…  Bunu düşünürken yanaklarımın kızarmasına engel olamadım. Sessizlik Alex’in “Merhaba ben Alex, kendimi tanıtma fırsatım olmadı.” Demesiyle bozuldu. Justin’le erkeklere özgü tokalaşmalarını yaptılar ve ardından bizi bekleyen limuzine bindik. Selena’nın sesi çıkmıyordu ama nefret dolu bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Garip olan Justin’de bana anlayamadığım bir sinirle bakıyordu. Araba yolculuğu sessizdi. Kendimi yorgun hissediyordum ve başımı Alex’in omzuna yasladım. Selena “Siz ne zamandır berabersiniz?” diyerek sessizliği bozdu. Bir an afalladım. Fark etmiş olacak ki benim yerime Alex cevap verme nezaketi gösterdi. “Biz sadece yakın arkadaşız, El bana ona eşlik edip edemeyeceğimi sordu bende böyle güzel bir kızı kıramazdım.” Yanaklarım yanıyordu. Justin’in bakışları daha da keskinleşti. O andan itibaren bir an önce varmak istedim. Justin’le aynı ortamda bulunmak beni geriyordu. Sonunda vardık ve kameralar birden üzerimize gelmeye başladı. Benim dışımda herkes bunlara alışıktı. Alex’in koluna yapıştım. “Sorun yok sadece gülümse ve geç.” dedi beni sakinleştirmek için. O bunlara alışıktı çünkü babasının koskoca bir ajansı vardı. Justin ve Selena’dan bahsetmeme gerek yok herhalde. Beni insanlar Never Say Never’dan Justin’in en iyi arkadaşı olarak tanıyordu. Soru bombardımanına tutuluyordum. Alex ile ilişkiniz var mı? Justin’le aranız mı bozuk? Justin hakkında ne söylemek istersiniz? Bu sorular cevaplaması en zor olanlarıydı. Alex’in taktiğini uyguladım: Gülümsedim ve geçtim. Salona girdiğimizdeki kalabalık insanın içini ürpertecek türdendi. Justin’le aynı sıraya geçiyordum ki yerlerimizin farklı sıralarda olduğunu fark ettim. Biz arka sıradaydık. Scooter’a bir bakış attım anında göz göze geldik. Ağzımı “Noluyor?” diye oynattım. “Ben bilmiyorum?” dercesine ellerini kaldırdı ve bana baktı. Justin bir bana bir de Scooter’a baktı ama bir şey demedi ve yerine oturdu. O anda Selena’yla göz göze geldik. Kurnazca güldü ve Justin’i öptü. Alex ile yerlerimizi aldık. Benim için sorun yoktu çünkü bizim sıramız bizim ekipten oluşuyordu. Babam, Alfredo, Pattie, Scooter, Carin ve Kenny. Babam, yanımda Alex’i görünce şaşırmıştı. “Alex görüşmeyeli çok oldu, koca adam olmuşsun dedi.” “Sende çok değişmişsin Ryan, seni tekrar görmek çok güzel” dedi. Ailelerimiz çok yakındı zaten bir bakıma onlar sayesinde tanışmıştık. Yanımda Justin olmadığı için çok boş hissediyordum. Boşluğu kapatmak için Alfredo ve Alex ile “Acaba kim kazanacak?” tartışması yapıyorduk. Bu arada evet, Ryan Good benim babam, aynı zamanda Justin’in stilisti ve aynı zamanda bizim tanışma sebebimiz. Program başladı. Açılışı Jessie J yaptı. Yılın en iyi albümü, en iyi grup ve en iyi country ödülleri verildi. Justin arka sahneye geçmek için kalktı. Sırada onun performansı vardı. As Long As You Love Me’yi söyleyecekti.  5 dakika sonra Justin sahnedeydi ve şarkının ortasına doğru bize yaklaşıyordu. Hepimiz ayağa kalmıştık ve ona eşlik ediyorduk.  Sonunda gözlerimin içine bakıp söylemeye başladı.

Be Alright (Justin Bieber Türkçe Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin