ZAYN'S aNd Rose'S🌹

not a lovely couple as much as like others

MBR ARKADASLAR

GÖRÜŞÜRÜZ ARKDSLR XJDNDNFN

"Neden aptal aptal gülüyorsun?" Brooke, telefonuyla uğraşmayı bırakıp yüzüme bakar bakmaz sorunca birkaç saniye boyunca öylece yüzüne baktım ama sonrasında toparlayarak yüzümde ki gülümsemeyi silebilmiştim.

"Hiç." parmak uçlarımı alt dudağımın çizgisine yaslayarak çenemi elime yasladığımda Brooke ilk önce dudaklarıma sonra gözlerimin izlediği yola baktı. "Sikeyim, hayır." Telefonunu bana inanamıyormuş gibi bir ifadeyle masanın üzerine bırakıp arkasına yaslansa da ardından dirseklerini masaya yaslayıp yüzüme doğru eğilmişti.

"Hadi söyle." elimi indirip konuşurken kaşlarımı çatarak suratına baktım. "Neyi söyleyeyim?"

"Düşündüğüm gibi bir aptallık yapmadığını, elbette."

Bir süre düşünüp gözlerine baktığımda kafasını salladı. "Hadi." Tırnaklarımı masaya vurarak tıkırtılar çıkarırken bakışlarımı kaçırdım ve "Şey... Düşündüğün gibi bir aptallık yapmadım?" çünkü düşündüğünden daha fazlasını yapmıştım.

"Neden buna inanmadım?"

"Hiiiç bilmiyorum," dudaklarımı birbirine bastırdığımda elini alnına vurarak derin bir nefes aldı. "Zayn Malik'le bu tarz şeyler yaşamak... Bilmiyorum. Arilyne, şuana kadar tek bir kızı bile mutlu ettiğini görmedim."

"Beni mutlu ediyor."

"Sadece iki günde buna karar veremezsin. Üstelik... Öncesinde o kadar olumsuz şey yaşanmasına rağmen nasıl gidip de yine o aptaldan hoşlanabildin?"

"Bilmiyorum,o... Bence bana karşı değişti." Zoe'yla bile küsmüştü. Ya da bilmiyorum son zamanlarda bana daha duygusal yaklaşıyordu falan, aptal zihnim buna birçok sebep bulabilirdi. Gözleri beni bir süre inceledi ve tam dudaklarını konuşmak için aralayacakken ilk önce beni öpen dudaklar daha sonra ona dönerek "Sevgilimin kafasını karıştırmaktan daha iyi işlerin yok mu senin?"dedi. Mesafeli ve soğuk bakışları Broke'la birleştiğinde vücudunu yanıma bıraktı ve poposuyla beni iterek kendine yer açtı.

"Hayır, arkadaşımı yaptığı büyük hatadan döndürmekten iyi bir işim yok."

"Siktir oradan." Kolunun birini omzumun arkasına atıp oldukça rahat bir şekilde oturdu. Aralarında gerginlik çıksın istemiyordum. "Seninle sonra görüşürüz," Broke, telefonunu alıp giderken derin bir nefes alarak arkasından baktım. Bana kızgın olmasını istemiyordum.

"Bu kadar meydan okuma." sandalyemin üzerinde ki kolu sayesinde sırtıma ulaşıp baş parmağıyla tenimi okşayan elinden uzaklaşıp yüzüne baktım. "Aklını benimle ilgili bir sürü saçma şeyle doldurdu. Bunu biliyorken benden ona kucak açmamı falan bekleme." Kaşlarını çatıp yüzüme baktığında "Benim için endişeleniyor," dedim.

"Ah, oysa ki ben ortada endişelenecek hiçbir şey göremiyorum. O piçe belki de kendi işine bakmasını söylemelisin." Brooke ile ilgili bu şekilde konuşması hoşuma gitmiyordu. Beni sinirlendiriyordu ve oldukça saygısızdı. "Onun bir ismi var." Huzursuz ifadem onu daha da öfkelendirdiğinde hayretle gülerek gözlerime baktı.

"Ah öyle mi? Oysa ben isminin bu olduğunu sanıyordum. Piç. Ya da fırsatçı pezevenk. Hangisinin onda daha iyi durduğuna henüz karar veremedim." Dediğinde gözlerimi devirerek onu inceledim. Brooke burada değilken bunu yapmasını istemiyordum çünkü burada olmayan birini savunurdum ve bu da Zayn'le aramın açılmasına sebep olurdu.

"Eh, seninde buradakilere mükemmel bir ün salmış olmaman onun hatası olmasa gerek." göğsünden alaylı bir gülümseme yükselirken başını iki yana salladı. "O siktiğimin veledi yüzünden böyle diyorsun değil mi?" Gözlerim şaşkınlıkla irileşirken ekledi. "Aklını bir sürü aptal düşüncelerle doldurdu. Tanrım. Ne orospu ço-"