bitter end

611 51 22
                                    


oylayalum uşaklar
Az çok demeyelim oy vermeden geçmeyelim
Hadi bakalım

Byy

"Sorunu neymiş?" Dudaklarının arasına otu sıkıştırıp, kendini nefes nefese yanıma bırakırken mırıldandığında sorduğu sorudan çok başka şeyler aklımda dolanıyordu. Eve geldiğimde neden tüm gece  aramalarına cevap vermediğime dair uzun bir kavga etmiş, ardından ne olduğunu bile anlamadan kendimizi yatağın üzerinde birbirimizi soyuyorken bulmuştuk. Her şey ışık hızında gerçekleşmişti ve herkesin uyanık olması umrumuzda bile değilmiş gibi görünüyordu. Ya da dün gece hıçkırıklara boğularak ağlamama sebep olan tüm o gerçekler.

Sadece umursamamaya karar vermiştim. Onunla kalan günlerimi istediğim bir şekilde gerçekleştirip yaşamadığım hiçbir şey için pişmanlık çekmek istemiyordum.

"Arilyne?" elini yanağıma yerleştirip yüzüme eğildiğinde elindeki otu alıp şaşkın bakışları eşliğinde içmeye başladım. İçersem unuturmuşum gibi hissetmiştim. Tadı berbattı. "Ne yapıyorsun?" kaşlarını çatıp parmaklarım arasında tuttuğum şeyi benden geri aldı. "Senin yaptığın şeyi." Dedim üzerime bluzunu ve iç çamaşırımı geçirirken. Yan tarafında duran pantolonuna daha fazlası için ilerliyordum ki beni kolumdan tutarak engelledi.

"Delirdin mi sen? Kendine gel."

"Ben kendimdeyim." Gözlerine inatla bakıp kolumu elinden kurtarmaya çalıştım. Dudakları sayısız ve sonsuz öpücüklerimiz yüzünden şişip biraz da çatlamış, saçlarıysa onları çok fazla çekiştirmemden dolayı darmadağın olmuş bir şekilde alnının çeşitli yerlerine dökülüyordu. O da benim gibi iç çamaşırını üzerine geçirdi ve tam karşıma geçti.

"Neden böyle yapıyorsun?"

"Ne yapıyormuşum ben?" kollarımı sinirle göğsümde birleştirdiğimde sütyenimi giymediğim için fazla belli olan göğüslerime bakışları kaydı ama sonra tekrar gözlerime odaklanmayı başarabilmişti. "Kendin gibi davranmıyorsun, birkaç gündür çok fazla garipsin ve eve geldiğinde dün gece ağladığını biliyordum. Sen denesen bile gözlerin bu gerçeği saklayamıyor."

"Çok umrundaymış gibi." Sinirle soluduğumda beni sanki duyamamış gibi sordu. "Ne?" kaşlarını çatıp bana doğru birkaç adım daha attı. "Hiç. Hiçbir şey."

"Ağzında geveleme ve bana düzgün bir cevap ver!" tehditkar bir şekilde işaret parmağını suratıma doğru salladı. "Neden umrundaymış gibi davranıyorsun?! İkimizde biliyoruz ki ne olduğu umrunda bile değil! Bu yüzden beni zorlamayı bırak." Benden uzaklaşması için onu göğsünden ittirdim. "Sevgilime ne olduğu elbette ki umrumda! Neden böyle konuşuyorsun?"

"Siktir git." Dedim öfkeyle. Tek eliyle iki yanağımı kavrayıp gözlerine bakmamı sağladığında öfke yerine ağlamak üzere olduğumu görmek onu şaşırtmış gibi baktı. "Arilyne, ne oluyor?"

"Lanet olası hiçbir şey! Hiçbir şey olduğu yok neden biliyor musun?" çenemdeki elini sertçe ittirdim. "Çünkü kendinden başka umursadığı tek bir şey bile yok! Ben seneler sonrasının hayalini kuruyorken birden bire geliyorsun ve bana hayatını İtalya'da geçirmek istediğini söylüyorsun! Nasıl hissettiğime dair bir fikrin var mı? Belli etmeyip mutluluğuna taş koymamaya çalıştım ama çok zor! Hayalinle ilgili konuşuyorsun, bir aya kalmadan gideceksin ve ben okulunu bitirip geri döndüğünde seninle birlikte olmaya devam edebilmenin hayalini kuruyorken siktiğimin ülkesini sonsuza kadar terk ettiğini söylüyorsun! Bir fikrin var mı? Nasıl hissettiğime dair?" artık ağlıyordum ve o yüzüme hala siktiğimin salak şaşkın ifadesiyle bakıyordu.

"Bir kaleme bile o valize koyup yanında götürecek kadar değer veriyorsun ama ben hiçbir şeyim öyle değil mi? Bunu... Bunu kabul edeceğimden değil. Seninle İtalya'ya gelip asla hayatını daha da zorlaştırmam ama en azından... Beni orada görmek isteyecek kadar önemsediğini düşünüyordum."

ZAYN'S aNd Rose'S🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin