this is what happened when you're gone

497 50 15
                                    


SONUNDA LEN MQ DİYECEĞİNİZ Bİ BÖLÜM

ZAYN IS HERE

Italy

"Seninle gurur duyuyorum." Beth gözlerimin içine bakıp, sürekli tekrarladığı tüm bu şeyleri söylemeye devam ediyorken beni biraz daha iyi hissettirebilmek adına yaptığının farkındaydım çünkü o da biliyordu. İstediğim şeylerle meşgul olmama rağmen yarımdım. Çizdiklerim eksik, duygudan yoksundu. Sadece düz çizgilerden ibaretti oysa ki, Bradford'dayken bana hep çizgilerimin yaşadığını söylerdi. Her bir çizgimin ona aslında bir şeyler anlattığını, hayalimi, hislerimi ya da düşüncelerimi. Bilmiyorum.

"Çizmekten korkma, Zayn." Elini omzuma yerleştirip hafifçe sıktığında hangi konudan bahsettiğini biliyordum çünkü o da farkındaydı. Ne zaman kafam dalgın bir şekilde bir şeyler karalamaya başlasam önümde beliren hep onun yüzü oluyordu. O gün, ben onu öylece terk etmeden önceki hayal kırıklığı dolu bakışları.

O bakışları bir kağıtta ölümsüzleştirecek kadar cesaretim yoktu, çok şey anlatıyorlardı. Bana güvendiğini biliyordum, yanında olacağımı düşünüyordu ne olursa olsun çünkü onda bu güveni sağlamıştım, bunun farkındaydım ama... Hayalimden vazgeçemezdim. Keşkelerle dolu bir hayat yaşamak istememiştim. Beni tanıdığındaki Zayn olarak bir yaşam süremezdim. Sürekli bir şeyler satıp kullanarak devam edemezdim.

Bu ikimiz içinde en sağlıklı yol olmazdı. Ona verebileceğimden daha iyi şeyler hak ediyordu.

"Ben... Yapamam." Dedim sadece. Buraya geldiğimden beri devam eden uyku sorunum hala devam ediyorken tek istediğim kaldığım yere gidip uyumaktı ama çizmem de gerekiyordu. "İç güdülerine engel olamazsın. Aklında ve kalbinde olan belliyken başka şeyler çizemezsin. Mükemmel bir sanat eseri çıkaran şey hislerdir ve senin tüm hislerinde o var. Pişmanlıklarında bile. Hissetmeden çizemezsin."

Fırçayı yere atıp, derin bir nefes alarak ayağa kalktığımda sigara ihtiyacını iliklerime kadar hissediyordum. "Mola vermem gerekiyor." Eliyle kapıyı işaret ediyorken dudaklarını araladığında her bir kelimesinde haklı olduğunu biliyordum.

"Eğer onun nasıl olduğunu merak ediyorsan, öğren Zayn. Korkularının arkasına daha fazla saklanarak onu kaybetmeye devam edemezsin. Hayat devam ediyor. Onunki de öyle." Kapıyı çarparak ardımdan kapattığımda koridordaki bakışlardan birkaçı bana dönse de onları önemsemedim.

Buradaki tüm salaklardan nefret ediyordum. Özellikle de şimdi. Beth haklılığıyla beni kızdırıyorken.

Hızlı adımlarla bahçeye ulaşıp taşlardan birinin üzerine oturarak sigaramı yaktığımda birkaç dakika sonra yanımda beliren beden beni nedense hiç şaşırtmamıştı. Zayn sensörü takmış gibiydi amına koyayım. Ne zaman bahçeye çıksam hissediyor ve yanımda bitiveriyordu.

"Kızgın görünüyorsun." Yanıma, içime kadar girmek istermiş gibi yakınıma oturup elini bacağımın üzerine koyduğunda gözlerimi kapatıp başımı arkamdaki kolona yasladım. Dünya benimle taşak geçiyordu. Bradford'dan ayrılmadan önce hissettiklerimin bu kadar derin olmadığından eminken şimdi onu daha fazla görebilmek adına gündüz atölyede uçuyordum. Tehlikeliydi, Beth fark ederse beni mahvederdi biliyordum ama bu Tanrı'nın ona yaşattıklarımdan dolayı beni cezalandırma şekliydi. Buna inanıyordum.

"Bana anlatabilirsin."

"Konuşmaya ihtiyacım yok."

"Atölyede yaptığın şeyi biliyorum. Bunu her neden dolayı yapıyorsan doğru yöntem değil." Gözlerimi aralayıp bakışlarımı ona diktiğimde korkmuş gibi kendini geri çekti.

ZAYN'S aNd Rose'S🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin