actual truth behind the scenes

544 43 2
                                    

BİLİYORUMMM ZAYN'e DAHA DOYAMADINIZ AMA TELEFON KONUŞMASININ ARKA PLANINI YAZMAK İSTEDİM

DİĞER BÖLÜM ZAYN'den DEVAAMM>>>>>>



"Brooklyne!"  Elimdeki boya kutularını yere bırakıp salonda etrafıma bakındığımda onun oturup elindeki dondurma kasesini kaşıklıyor olduğunu gördüm. "Olamaz! Benim dondurmam!" Hayal kırıklığı ve biraz da sinirle ona doğru bakıp bağırdığımda telaşla elindekini saklamaya çalıştı.

"Çok yoruldum lütfen biraz daha yiyeyim!" Gözlerim dolmaya başladığında sıkıntıyla inleyip kaseyi masanın üzerine bıraktı. "Benim...güzel...çikolatalı...dondurmam..." nasıl onu yerdi?! Ne kadar sevdiğimi biliyordu ve onu bugün işimiz bittikten sonra keyif yapmak için saklıyordum.

"Nasıl cürret edersin?" Gözümden bir damla yaş aktığında dudakları şaşkınlıkla aralandı. "Koca kaptan sadece iki kaşık yediğim için mi ağlıyorsun?" Elimi dramatik bir şekilde karnımın üzerine koyup sanki onunla konuşmuyor da bebeğime söylüyormuş gibi konuşmaya başladığımda bana doğru gelmeye başladı.

"Dayı Brooklyne'de artık bizi önemsemiyor anneciğim...Bütün bu yorgunluğun üzerine artık kendimiz markete gidip bir tane daha dondurma almamız gerekecek. Hamile ve... Yorgun bir anne ve onun minik...masum bebeği."

"Sadece iki kaşık yedim!"

"Ama şuanda da eriyor! Artık eskisi kadar güzel olmayacak!" Ellerimi yüzüme kapattığımda kendine küfürler etmeye başlayarak kabı buzdolabına geri götürdü. "Özür dilerim lütfen ağlamayı kes onu yerine koydum." Ellerimi yüzümden indirip gözlerime baktığında ne kadar çaresiz olduğunu görmek neredeyse gülmeme sebep oluyordu. Daha fazla uzatmamayı tercih ederek konuştum.

"Sadece iki kaşık mı yedin?" Kafasını onaylayarak salladığında gülümsedim ve yerdeki boyaları işaret ettim. "Tamam. Öyleyse şu boyaları bir an önce al da gidip işimizi bitirelim."

"Gerçekten hamile falan değilsin, bu sadece bir kişilik bozukluğu değil mi?"

"Beş altı ay sonra benim daha beter bir versiyonumu kollarında tutuyor olduğunda da bu kadar alaycı olabilecek misin bakalım." Tek kaşımı kaldırarak ona baktığımda en kötü kabusu gerçekleşiyormuş gibi yüzüme baktı.

"Sana benzememesi için tüm kiliseleri dolaşıp dua edeceğim. Tanrı... Masum bir çocuğu böylesine büyük bir kötülükle sınamaz. Hayatım boyunca katlanacağım ikinci bir Arilyne..." ürpererek silkelenmeye başladığında kaşlarımı çatarak kıçına bir tekme attım. "Ha ha. Komik." Gözlerimi devirerek onun boyaları açışını izliyorken konuşmaya devam ettim. "Ayrıca... ben onun annesiyim. Onca süre karnımda taşıdıktan sonra bir de başkasına benzemesine izin mi verecektim?" Kurduğum bu mantığa gülerek karşılık verdikten sonra elime bir rulo fırça tutuşturup yanağımı sıktı.

"Sana benzememesi için tüm vaktimi ona ayırıp kendimin bir kopyasını yaratacağım." Ona dil çıkarıp orta parmağımı gösterdiğimde çalan kapı zili, Brooklyne'in bana daha fazla tek başına maruz kalmak zorunda olmayacağı için gizleyemediği mutluluğuyla ayaklarını götüne vura vura kapıya ilerlemesine sebep oldu.

"Biz geldiiiik!"

"Sonunda! Yoksa bu kaçığın yanında ben de delirmek üzereydim..." başkalarını görür görmez hemen beni şikayet etme seramonisine vakit kaybetmeden başlayan Brooklyne, aynı zamanda onların doğru yere geldiğinden emin olurken gözlerimi devirerek kapıdan ilk giren kişi Louis'e sarıldım.

"Sadece abartıyor..." diğerlerine de sarıldıktan sonra hepsinin bana çikolata, dondurma ve sevdiğim ama beni bir patates çuvalına düştürecek tüm o şeyleri getirdiğini fark edince dolan gözlerim Brooklyne'in psikopatlığımı ispatlamanın verdiği mutlulukla beni işaret etmesine sebep oldu. "İşte bakın! Ağlıyor çünkü siz çok düşüncelisiniz ve gelirken ona bir şeyler al-"

ZAYN'S aNd Rose'S🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin