renaissance of Arilyne

468 56 15
                                    


DİĞER BÖLÜM:))))))

ZAYN ISSS ON THE STAGEEE

ARTIK BU UGURSUZ NE YAPIYOR GÖRECEKSİNİZ

SONUNDA AMK DİYENLER+26526

"Ne yapıyorsun?" Brooklyne, yatağımın üzerine giymek için attığım kıyafetlerime bakarken sorduğunda omuz silkip "İşe gidiyorum." Dedim. Birkaç gün önce yaşadığımız o tuhaf şeyden sonra olanlar hakkında konuşmaktan ölesiye kaçıyordum. Kendimi hala çok kötü hissediyordum ve neredeyse bebeğimi öldürecek olduğumu bilmek kanın tüm vücudumdan çekilmesine sebep oluyordu.

Ben berbat birisiydim. Berbat bir anneydim ve hamile olduğumu öğrenmemin ardından birkaç gün boyunca aklımı kaçırmış gibi sadece onu aldırma fikrine odaklanmıştım. Henüz yaşımın çok küçük olması içimdeki korkuyla birleşince beni olduğumdan daha başka birine çevirmişti ama onu kaybetme korkusu tüm bunlardan daha kötüydü.

Bunu o masaya yatınca anlamıştım.

Vücudum tekrar ürperince yanıma bir de ceket almaya karar verdim. Ona zarar verecek hiçbir şey yapmayacaktım artık. Kendimi daha fazla üzmeyecektim, umrunda dahi olmadığım biri için. Artık daha güçlü olmak ve bebeğime sahip çıkmak zorundaydım. Doğduğunda sadece ben olacaktım, o benim varlığımdan güç olarak büyüyecekti bu yüzden eve kapanıp devam edemezdim.

"Ama sen... İyi misin ki?" diye mırıldandı. O günün şokunu atlatmak bugün dışında iki günümü almıştı. Bedenim şokla öylesine titriyordu ki eve gelip sıcak bir duş alana kadar hastane kıyafetleri içinde olduğumu ve kendi kıyafetlerimi klinikte unuttuğumu fark edememiştim ama bir daha oranın önünden bile geçmek istemediğim için dönüp geri alma zahmetine de girmemiştim.

Brooklyne yanımda olmuştu, her zamanki gibi bana destek olup toparlanmam için gereken her şeyi yapmış, konuşmak istemediğimi fark edince beni daha fazla zorlamamıştı ama şimdi kafama dank ediyordu. Böyle yaparak cezalandırdığım şey sadece kendim ve bebeğimdi.

"İyiyim, daha fazla bir asalak gibi bu odaya yapışık kalmayacağım. Kendimi toparlamam gerekiyor." Ellerim istemsizce karnıma yerleştiğinde yüzünde bir gülümseme oluştuğunu yakalamıştım. "Sen kendini daha kötü hissetme diye konusunu açmıyordum ama onu aldırmadığın için mutluyum." Bana birkaç adım daha yaklaştığında kafamı eğip başımı iki yana salladım. "İstesem de yapamazdım. Bunu oraya gidince fark ettim. Korkuyordum, hala daha korkuyorum ama varlığından sadece bir haftadır haberdar olmama rağmen onu kaybetmek tüm yaşayacaklarımdan daha korkunç geldi." Kolunu omuzlarımın üzerinden bana sarıp alnıma bir öpücük bıraktığında kollarımı bedenine dolayarak sırtına bastırdım. "Kalbinle değil korkuyla düşündüğünü biliyordum. Bu yüzden senden biraz daha beklemeni istedim." Yanağımı göğsüne yaslayıp burnumu çekerken neden ağlamaya başladığımı bilmiyordum ama bu onun gülmesine sebep olmuştu.

"Komik değil." Diye fısıldadım burnumu bluzuna sürerken. "Tanrım... bu kadar ağlak birine dönüşeceğini kim tahmin edebilirdi ki? Bu veletin sende yarattığı değişimler çok büyük." İşaret parmağıyla karnımı dürtüklediğinde kıkırdayarak kafamı eğip parmağına ve karnıma baktım. "Ağlayan ben değilim... Kafayı yemiş gibi çalışan lanet hormonlarım. Bana bu kadar destek oluşun beni ağlatıyor." Dedim hıçkırarak ağlamaya başlamamla birlikte ellerimi yüzüme kapatırken. "Çok iyisin..."

Gülerek bileklerimi kavradığında ellerimi kolayca hiç zorlanmadan yüzümden indirmişti. "Sana iyi davrandığım için mi ağlıyorsun? Yanlış mı anladım yoksa?" Ben burada ağlarken yüzündeki eğlenir ifade iyice sinirlerimi bozduğunda yatağımın üzerine oturarak ağlamaya devam ettim. Yüzündeki ifade yerini küçük çaplı bir şaşkınlığa bıraktığında başımı camdan dışarı çevirdim.

ZAYN'S aNd Rose'S🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin