confusing feelings

549 44 23
                                    


HAAYY GÖRLLS

BİRAZCIK DAHA YORUM YAPARSANIZ ÇOK MAKBULE GEÇER

BYYY GÖRLS 💕


"Demek seni yemeğe davet etti?" kaşlarını çatıp süpheci bir tavırla konuştuğunda puding tenceresini kaşıklamaya devam ederek başımı onaylarcasına salladım. "Arkadaşça bir şey olduğuna eminim." Dediğimde gözlerini abartılı bir şekilde devirdi. "Evet bunu yarınki yemekte olacaklardan sonra külahıma anlatabilirsin." Derin bir nefes alıp elimdeki kaşığı masaya bıraktım.

Bugün işim erken bitmişti ve bundan istifade eve gelip pinekleyebileceğimi düşünmüşken Brooklyne tarafından soru yağmuruna tutuluyordum. Bugün öğle saatlerinde kafeye gelmiş ve geldiği andan itibaren beni Wesley'le aramda ne olduğuna dair darlamaya başlamıştı. Oysa, hiçbir şey olduğu yoktu ancak Brooklyne, Wesley'nin bana her zamankinden daha sıcak davradığını savunup duruyordu.

"Bir şey olmayacak." Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde öfkelendiğini görebiliyordum çünkü neyi kast ettiğimi anlamıştı. "Hala mı?" dedi sadece. Kollarımı göğsümde birleştirip mutfak penceresinden dışarıya bakmaya başladım. Yağmurlu günlerden nefret ediyordum artık. "Benden onu bir anda unutmamı bekleme." Başımı iki yana sallarken çekingen bir şekilde yüzüne bakıyordum. Onu ardımda bırakamadığım için bana kızıyordu, sinirleniyordu ancak elimde olan bir şey değildi bu. Bir ay onu unutmam için yeterli bir süre değildi.

"Onu unutmak için hiçbir şey yapmıyorsun ki! Tek yaptığın onunla ilgili şeyler hatırlayıp kendine acı çektirmek! Üstelik uğrunda acı çektiğin kişinin umrunda bile değilsin." Sözleri boğazımda bir yumru oluştururken gözlerine bakmaktan kaçındım. "Bu doğru değil." Sesim sadece ufak, güçsüz bir fısıltıdan ibaretti. Doğru olduğunu bilsem de bunu kendime itiraf etmek çok zordu ancak Brooklyne bunlar sanki basit gerçeklermiş gibi yüzüme karşı haykırabiliyordu.

"Artık kendine gel. Seni bir kere bile aramadı. Siktiğimin otuz günü. Bir kere bire aklına gelmedin ama burada karşıma geçmiş hala onun için ağlıyorsun. Kim için? Çoktan kendini başka birinin kollarına attığına eminim çünkü senin aksine o-"

"Yeter!" sandalyemi geriye itip ellerimi masaya vurarak ayağı kalktım. "Bu şekilde devam etmek hoşuma gidiyor mu sanıyorsun! Elimde olsa sence bir dakika daha onu severek kendime bu kadar acı çektirmeyi tercih edermiyim? Sen Anjeli'den vazgeçebiliyor musun? Bir aylık bir şey olmasına rağmen. Ben onunla koca bir sekiz ay geçirdim, Brooklyne. Hissettiklerimi anlamıyorken bu kadar basit şeylermiş gibi konuşma." Göz yaşlarımı dağıtıp odama ilerlemeye başladığımda iyi hissetmiyordum. Kalbim çok hızlı atıyordu ve midemin bulandığını hissedebiliyordum. Ağlamam daha çok artarken kendimi tuvalete zar zor attım. Bugün yediğim her şey bir zehir gibi klozetin içine gidiyorken gözlerimi kapatıp bunun bitmesini bekledim sonsuz gelen bir sürenin ardından midem tamamen boşaldığında elimde sadece kasılmaktan ağrıyan bir midemle yanan boğazım vardı. Öksürerek sifona bastıktan hemen sonra kendimi duşun altına attım.

İyi hissetmiyordum. Bedenim bir anda güçsüz düşmüştü ve içten içe titrediğimi hissedebiliyordum. Kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladığımda yatağımda, sıcak kıyafetlerimin içinde yatıyordum.

Özlem içindeydim. Onu o kadar çok özlemiştim ki, ne yaparsam yapayım içimdeki bu boşluk sonsuza kadar kalacakmış gibi geliyordu. Gözyaşlarım yeniden akarken odamın kapısı hafifçe aralandı. Önceden midemin guruldamasına sebep olan böğürtlen çayının kokusu, şimdi acı bir şekilde yeniden kasılmasına sebep olurken kollarımı karnıma sardım. "İyi geleceğini düşünmüştüm." Dedi yüzümün şeklini ve vücudumun tepkisini görünce. Çayı bir kenara bırakıp, yatağıma otururken elini karnımın üzerindeki ellerimin üzerine bıraktı. "İyi misin?"

ZAYN'S aNd Rose'S🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin