BİZ AYNIYIZ

7.Bölüm *Dolunay*

Sınır:10 Vote 15 Yorum... Oy verip başlarsan çok güzel olur Okurkuşum...

Bugün dolunay'ın olduğu gündü. Damon ve Stefan dün akşam Elena'nın evinde kalmışlardı. Klaus'un Elena'yı kaçırma ihtimaline karşı. Bonnie ise araştırma yapıyordu büyük annesi ile birlikte. Ve Enzo. Enzo dün akşam çekip gittiğinden beri ne aradı ne de eve geldi.

Bense koskoca evde tek başıma kalmıştım. Yatağımdan kalktım ve üstümü giyinmeden aşağı indim şortlu pijama takımımlaydım. Ne de olsa evde kimse yoktu. böyle gezmem sıkıntı olmazdı. 

Merdivenlerden inerken mutfaktan gelen sesler ürkmeme neden oldu. Enzo dünkü konuşmamızdan sonra gelmezdi herhalde. Bonnie'de büyük annesiyle birlikteydi. Abimler zaten Elena ile birliktelerdi. 

İster istemez korkmuştum. Tamam vampir olabilirdim. Ama yinede hırsızdan korkardım. Sessiz adımlarla mutfağa doğru ilerledim. İçeri girdiğimde mutfak masasında kahvaltı hazırdı ve neredeyse bir kuş sütü eksikti. Ama bu kahvaltıyı kim hazırlamıştı? Mutfak bomboştu. Kimse yoktu.

Birden arkamda bir hareketlilik hissettim. Sonra ise iki büyük kol karnımı sarmalamıştı. Başı ise boyun girintimdeydi. Bana arkadan sarılanın kim olduğunu merak ediyordum. Yavaşça arkamı döndüğümde hiç beklemediğim biriydi.

Klaus...

Onu bu evde kesinlikle beklemiyordum. Nasıl girmişti buraya gerçi ev Damon'un üstüneydi bu sebeple vampirler izinsiz girebiliyordu. Şaşkın ifademle Klaus'a bakıyordum. Ne yani bu masayı Klaus mu hazırlamıştı? Melez kral bana kahvaltı hazırlıyordu. Hemde onun için bu önemli günde. 

''Klaus.''

''Efendim aşkım.''

''Napıyorsun.''

''Bazı şeylerin tadını çıkarıyorum.''

''Neden evimdesin ve neden bana sarılıyorsun.''

''Seni görmek istedim gelmişken de kahvaltı ederiz diye düşündüm.''

''Bunu sana düşündüren ne?''

''Seninde beni görmek istemen.''

''Bu kanıya nereden vardın peki?''

''Gözlerinden.''

''Ahh tanrı aşkına Klaus ciddi olurmusun ve evimden çıkıp gidermisin Damon ve Stefan gelebilir. seni burada görmeleri hiç iyi olmaz. Ayrıca Enzo gelir birazdan.''

''Damon ve Stefan'ın bana bir şey yapabileceğini mi sanıyorsun unuttun mu aşkım ben ölümsüzüm. Ayrıca Enzo gelirse büyük ihtimalle onu öldürürüm.''

''Hayır Enzo'ya bir şey yapmayacaksın.''

''Bu arada ayrıldığınızı duydum. Çok üzüldüm.''

''Sen. Sen bunu nasıl duydun ve hiç inandırıcı değilsin üzülmüşmüş.''

''Hadi kahvaltımızı yapalım. Bu arada kan torbaları nerede?''

''Gitmiyeceksin değil mi?''

Bir yandan bana o muhteşem gamzelerini sergileyerek gülerken diğer yandan kafasını hayır anlamında iki yana sallıyordu. Oflayarak masaya oturdum.

''Kilerde ki mini buzdolabında.''

Tamam anlamında kafasını salladı ve kilere doğru gitmeye başladı. Az sonra elinde 8 adet kan torbasıyla yanıma gelip karşıma oturdu.

''8 mi oha yani!''

''Hepsi benim değil sadece 6 tanesi. 2 tanesini sana getirdim.''

''Aman ne fark etti. Büyük lütuf ettiniz.''