ölüm aracı(sezon finali 39.)

52 3 2
                                    

Siyahı da gökkuşağından dışlamadılar mı?
Oysa ki siyah bütün renkleri yutar sadece beyaz engel olurdu karanlığına, sadece beyaz iyileştirir onu yok ederdi.Bilirsin ki ne siyah,siyahtır nede beyaz sadece beyaz onlar karışıktır,birbirine bağlıdır
Ne güneşin ay olmadan bir anlamı nede ayın güneş olmadan bir anlamı kaldığı gibi...
LARA FOSTER

Sonum gelmiş gibi hissediyorum çünkü lara yokEvsiz hissediyorum laranın yatacak bir yanı yokNefesiz hissediyorum laranın kokusu yokSağır olmuş hissediyorum laranın sesi YokKör hissediyorum laranın yüzü Yok Duygusuz hissediyorum laranın gülümsemesi...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonum gelmiş gibi hissediyorum çünkü lara yok
Evsiz hissediyorum laranın yatacak bir yanı yok
Nefesiz hissediyorum laranın kokusu yok
Sağır olmuş hissediyorum laranın sesi Yok
Kör hissediyorum laranın yüzü Yok
Duygusuz hissediyorum laranın gülümsemesi Yok
Kısacası hissedemiyorum...
Saatler geçmek bilmiyor her dakika yanıyordum özlem ve korkuyla onu kaybetmekten korkuyordum ve elimden birşey gelmiyordu
Hah! Kaybetmek... nekadarda aciz bir kelime tıpkı benim gibi ama bulacaktım yakındı matt koşa koşa girdi "austin hazırlan hemen yerini buldum" yeşerdi içimde laranın gülümsemesini görme umudu en çok onda onu severdim çünkü her güldüğünde içimde birşeyler filizleniyor tam takım yola çıktık şehir dışına götürmüştü küçük bir kasabaydı direksiyonu öyle bir sıktım ki yamulduğunu hissettim gevşettim geldiğimizde indim adamlarımı dağıttım her bir tarafa bekle birtanem bekle...

Laranın gözünden
Göz kapaklarım birbirine yapışmış yüzüm buruş buruş boğazımın kuruluğu ve kan isteği bende burdayım diye bağırırken güçlükle yutkundum ben bileğimdeki yanmayı anlamaya çalışırken yanıbaşımda duran alex saçımı okşuyordu sayıklıyordum "bileğim çok acıyor" saçımı okşamaya devam etti güçlükle araladım gözlerimi hala tam kendime gelememiştim "s-su" dedim sesim bile bu kuruluktan etkilenmiş ve kalbimdeki kazık parçaları her nefes alışımda batıyordu elime bardak tutturulunca bir dikilse bitirdim "ahhh" diye küçük bir çığlık koptu ağzımdan giderek nefesim daralıyor ve ayak parmaklarımdan yükselen sertleşmeyi hissediyordum kalbimde kalmıştı kazık parçaları "kazık b-batıyor" birkere daha inledim "lanet olsun" dedi ve bir küfür mırıldandı "lara bunu yapmak zorundayım yolsa tekrar kuruyacaksın" ne olduğunu sormadan kalbime giren birşeyle çırpınmaya ve çığlık atmaya başladım iki kolumdan ve bacaklarımdan tutanlar vardı tek tek birşeyler çekiliyordu kalbimden ve bu okadar acı veriyorduki artık bağırmaktan sesim kısılmıştı uyuşmaya başlamıştı yaranın olduğu yer son birşey çekimesiyle evi inletecek kadar bir çığlık attım ama ben yanlış görmüştüm alex yapmamıştı bunu başka birisi yapıyordu alexin başımı öpüp telkinler vermesini daha yeni farkediyorum "bitti güzelim bitti" austini düşündüm güzelim... bu laflar en güzel austine yakışıyordu "canım yanıyor" gözlerimi bile açamıyordum "lütfen neolur" dedim burnumu çektim hıçkırık koptu ağzımdan koltuk altlarımdan doğruttuldu beni burnuma gelen kan kokusuyla gözlerimi açtım "aman tanrım" dedi alex elinde bir bardak kanı gördüğüm gibi aldım ve içmeye başladım boğazımdan akan giden kanla enerjim yerine gelmeye başladı ama bu bedenseldi zihnim okadar yorgunduki yemin ediyorum insan olsam daha kolay kurtulurdum gibi geliyor bu ne ya ağzımı sildim kafamı eğip ağlamaya başladım "ağlamayı kes" dedi kafamı kaldırıp yüzüne baktım " başka seçeneğim yok anlıyormusun" ayağa kalktı "bakma bana öyle" diye bağırdı yerimde sıçradım daha çok ağlmaya başladım "neden böyle olmak zorundasın" diye bağırdı yatağın en köşesine sindim burnumu çektim "birde melez olucaksın güç...bu güç senin gibi birine fazla" dediğinde ağlamam durdu tabi ya güç öngörü anı... buranın neresi olduğunu bulabilirdim alexin cebindeki telefonu görünce içimdeki umutlar yeşerdi doğruldum kalktım alex ne yapacağımı izlerken boş duvarın yanına gittim alexe baktığımda ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu elimi duvara koydum "lara hayır" diyene kadar gözümü kapattım  açtığımda yine o odadaydım aşağıdan sesler geliyordu iyice bağı kurdukdan sonra elimi duvardan çektim ama bağ bozulabilirdi bunu riske atamazdım oyuzden elimi gerekmedikçe evin duvarlarından çekmiyordum hızlıca aşağıya girdim alex ve karşısında bir adam vardı "evet büyük gün yarın austine notu gönderdim larayı bu evde tutacağım sonra austine bilerek evin adresini göndereceğim tabiii o bunu bilmeyecek ve onu burda kendi ellerimle öldüreceğim hemde laranın gözleri önünde" dedi ve şeytani bir gülüş attı "peki nasıl yapacaksın bunu alex bu çok riskli ölebilirsin austin senden güçlü" güldü "büyü denen birşey var kasabayı koruma altına aldım buraya girebilen çıkamaz oyüzden işim bu yandan kolay olucak evede büyü yaptırdım austin eve girdiği anda güçsüzleşecek hatta onu etki altına bile alabilirim ha hadi diyelimki işe yaramadı bu elimde görmüş olduğun büyü kısa süreliğine duyguları bitiren bir büyü e doğal olarak bunu laraya içireceğim ve benim emrim altında olacak ve austinde laraya dokunamayacağı için..." ikiside güldü "peki o büyüyü nasıl içireceksin" "haha orası en basiti kan! kanın içine koyacağım zaten bir kaç gün kan içmediği için sorgulamadan verdiğim kanı içecek" duyduklarımla gözlerimi kırpıştırdım lanet olsun bana kan vermişti e ozaman şuan austin buraya geliyor olmalıydı hay ben böyle işin hemen bağı bozdum "ne yaptın lan sen" diye bağırdı elimi austinin bana verdiği kolyeye diğer elimide doğum lekeme götürdüm alex hiçbirşey yapamazdı ama bu büyü etki etmeden austine mesaj göndermem lazımdı gözümü kapattım ve austini düşündüm

Bir Erkek Sorunsalı  :DHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin