Paramparça

508 28 14
                                    

KİME 'FEYZULLAH xd'

'Kızım bi sakin ol ya telefonum odamdaydı görmemişim. Seviyorum seni çok. Ve özledim,geldiğimde bizde kalıyorsun ona göre,çok yakında yanındayım!'

Berile mesaj attıktan sonra Uğur konusunda biraz daha sakindim. Her ne kadar sakinim desem de yarın okulda onu görünce kalbimin götüme kadar inip çıkacağını biliyordum.

Beril'den cevap gelmiş mi diye telefonumun ekranına baktım. Gelmemişti. Onu 'feyzullah' diye kaydettiğimi hatırlayınca küçük bir kahkaha attım. Feyzullahın hikayesi şöyleydi, orta okuldayken sınavlarımız kelebek sisteminde oluyordu. Sınavdan önceki tenefüste ya da derste kelebek listelerini nöbetçiler getirirdi. Bir gün nöbetçi yine din Sınavı'nın kelebek listesini sınıfa getirmişti. Arka arkaya dolaştırarak herkes hangi sınıfta ve nerde oturduğuna bakıyordu. Haliyle Beril'le yan yana oturuyorduk. Liste bize geldiğinde ben 7-B 13. Sıradaydım. Beril'de kağıdı alıp bakınca 'lan beni neden buraya yazmamışlar ? Sınava giremiyor muyum? Ayy ağlıcam şimdi (!) 'demişti. Bende kağıdı elinden aldım, Beril'in numarası 23 tü ve onun numarasının yanında 'FEYZULLAH xd ' yazıyordu. Bunu kasıtlı olarak yaptıklarını biliyordum yani bizim erkeklerin işidir dedim ama yinede gülmekten ölmüştüm. Beril'de yüzüme ne oldu der gibi bakınca numaranın olduğu yere bakmasını söylemiştim. Kağıdı elimden aldı 'Ben bunun hesabını ödetiririm o domuzlara' diye sinirle kükremişti resmen, ama sonra o da gülmüştü hem de fazlasıyla. Ben de 'FEYZULLAH sana çok yakıştı Beril ya sana bundan sonra FEYZO ya da FEYZULLAH demeyi planl-' cümlemi bitirmeden ağzıma okkalı bir tokatımsı yumruğunu geçirmişti bende sinirle ve dudaklarımı birbirine bastırarak telefonumu çıkarıp onu'FEYZULLAH xd' diye kaydetmiştim. Gayette memnun olmuştum ,gayette hala öyleydi.

Aklıma annemi aramak için odama çıktığım geldi. Uğur salağı yüzünden arsız bela söyleyecek durumda olduğum için annem tamamen aklımdan çıkmıştı. Annemin numarasını tuşladım.

"Anneeeeğğ !"

"Merhaba bebeğim."

"Nasılsın annecim?"

"Iyidir yavru sen?"

"Ben değilim maalesef anne" biraz durakladım,ağlamamak için,

"Uğur anne. Mesaj. Atmış. Aynı. Okuldaymışız. " sesim titriyor ve kısıkçıkıyordu.

Annem bir şey söylemeyince,mesajı anneme okudum. Biraz bekledi. Neler yaşadığımızı biliyordu. Beni nasıl öptüğünüde. Gerizekalı.

"Serra bak, biliyorum kızacaksın ama ben zaten Uğur'la aynı okulda olduğunuzu biliyordum. Sen gitmekten vazgeçersin diye bir şey söylemedim. Uğur sen gittikten sonra bize geldi. Senin Izmire gittiğini bildiğini, ayrıldıktan sonra bile seni sevdiğini söyledi. Ve hala ... " duraksadı. Onun da sesi en az benimki kadar titriyordu.

"Hala sana âşık Serra hemde deli gibi." Hızla söyledi. Bense hala konuşmuyordum.

"Senin hep İzmir'i istediğini bildiği için oda seninle olmak istediğinden çok çabalamış. Senden ayrılmasının nedeni de buymuş. Derslerine odaklanması gerektiğini senden hiç bir şey söylemeden ayrıldığı için hep pişman olduğunu ama senden başka bir şey düşünemediği için derslerine odaklanamadığını söyledi. Babasının onu burslu da olsa göndereceğini biliyormuş ama o kendisi çabalamak istemiş. Senin için,yanında seviyesiz olmak istemediği için. "

"Devam et anne." kafama tek tek her kelimeye itinayla işliyordum.

"Demem o ki miniğim Uğur'un seni çok seviyor. Onu kaybetme."

"Anne yap - ma." Deli gibi ağlamaya başladım.

"Serra aslında Uğur'u o zamanlar haksız buluyordum ama şimdi... Şimdi kızıma bu kadar değer veren sırf senin için bunca şeyden vazgeçen birisi olduğu için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Uğurunu kaybetme bebeğim. "

Bir Küçük İzmir HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin