'Öp beni' (Yılbaşı Özel)

491 21 13
                                    

Liseye iyice alışmıştım. Günler çok çabuk geçiyordu. Neredeyse yarı yıl tatiline girecektik. Daha da önemlisi yarın bir yılın daha sonuna gelecektik. Evet,yarın yılbaşıydı. Evime dönecektim. Onları inanılmaz derecede çok özlemiştim. Beril ve annem, Şansı da alıp yanıma gelmişlerdi. Aslında ben gidecektim fakat sınavlarım buna engel oldu. Geçen haftaya kadar onların özlemiyle yanıp tutuşmuştum resmen. Şans'ın o pis kokusunu, Beril'in o kaçık kahkalarını,annemin saçlarımla oynayışını. Hepsini çok özlemiştim. Yarın dönüyordum. Ilk kez evime gidecekmişim gibi geliyordu. Odamın şeklini,eşyaların yerlerini bile unutmuşum sanki. Işıl abla, Mira, Yeliz, Kübra ve ona yakın kişi yeni yılı burada geçireceklerdi. Tahminen herkes okullarının partilerinde olacaktı. Tahminimde yanılacağım gibi durmuyordu. Herkes birbirlerine seçtikleri seksi ve şeker kıyafetleri gösteriyordu. Havalar iyice çığırından çıkmıştı. İnsanın dışarı çıkası bile gelmiyordu. Her sabah o sıcacık yataktan çıkmanın verdiği zorluğun tarifi yoktu. Uğur'la çok iyi gidiyorduk. Okulun tamamı sevgili olduğumuzu biliyordu. Özgür'le de iyi anlaşmaya başlamışlardı. Mira'yla zaten çoktandır anlaşıyorlardı. Mira için Özgür hala aynıydı. Ismini duyması bile yetiyordu. Yanaklarına pembenin en sert tonu,dudaklarına kırmızın en vahşisi,gözlerineyse masum bir parıltı yerleşiyordu. Onun bu haline üzülüyordum. Özgür'le konuşabileceğimi çok kez söylemiştim fakat her seferinde beni terslemişti.

Ilk ders 'Sıfırcı Rasim'leydi. Başının tepesinde saçları olmayan,yeşil gözlü orta yaşlı bir fizikçiydi kendisi. Zaten fizik okuyup psikolojisi bozulmamış bir insan tanımıyordum. Bense bunlara rağmen tıp okumak istiyordum. Yani en beterini.

"Serra kalk bakalım soru senin." Hocanın sesiyle irkildim. Tahtada satır satır özenle yazılmış soru beni bekliyordu. Sıfırcı Rasim di o. Önünde soru çözmek bile ürperticiydi. Soruyla kısa bir süre bakıştım. Ne sorduğunu anlamıştım. Sadece ufak bir püf nokta gerekiyordu yapabilmem için. Kalemi alarak işlemlerime başladım. Yaklaşık bir dakikayı geçmeden cevabı bulmuştum.

"Otur sıfır." Sınıftan kahkaha sesleri yükseliyordu. Şaşkınlıkla ' Sıfırcı Rasim ' e baktım.

"Ama doğru bulduğuma eminim."

"Önemli olan doğru bulmak değil,önemli olan en kısa sürede en kısa işlemi yapmaktır kızım. Işlemlerini sil daha fazla sinirlendirme beni. Bu adam beni delirtiyordu. Nesi vardı işlemlerimin sanki.

"Bu soruyu çözmek isteyen başka biri var mı arkadaşlar ?" Sınıfa döndüğümde üç dört kişinin parmakları havada asılıydı. Bir tanesi Uğur'a aitti.

"Kalk bakalım evladım." Uğur tahtaya geldi. Kalemi elimden alıp sadece bir işlemle bulduğum sonucun aynısını bulmuştu. Ağzımı kapatmakta güçlük çekiyordum. Bu da neyin nesiydi? Sınıf alkışlamaya başladı.

"Aferin oğlum,otur seksen."

"Teşekkürler hocam." Sinirimden kuduruyordum. Mal Rasim. Aptal Rasim. Öküz Rasim. Köpek Rasim. Beyinsiz Rasim. O tahta değerline girsin Rasim. Kısaca SIFIRCI RASİM. Dersin geri kalanında bütün sorulara parmak kaldırmıştım ama bir kere bile beni kaldırmamıştı. Kafama koymuştum. Rekoru kıracaktım. O adamın sınavından yüz puanı alacaktım. Kararlı bakışlar altında bunları düşünürken Uğur'un sesi düşünmemi böldü.

"Aman be güzellik takma,yılbaşında keşke gitmesen. Bizimkilerle evde parti vereceğiz. Gelmeni çok isterdim."

"Ailemle geçirmek istiyorum." Beni kolunun altına aldı.

"Haklısın canım." Canım kelimesi içimde bir şeyleri harekete geçirmişti. Can'ım. Can. O günden sonra bir daha hiç karşılaşmamıştık. Dün gibiydi. Etkisinden çıkamamıştım.

Bir Küçük İzmir HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin