Herkes bir gün acıya alışıyor derler. Hatta o kadar alışıyor ki, artık hissetmiyor diye düşünürler. Öyle bir acıdır ki bu, ne görmezden gelebilirsin, ne de kendini gizleyebilirsin. Öyle bir acıdır ki bu, yanından değil, içinden geçebilirsin.
•
SESİNE AŞIK OLDUM
2. Gün: ACIYA ALIŞMAK
〰️
En kuvvetli fırtınalara alışmış olan ruhum ve o fırtınaların kamçılarını hoyratça vurmasına alışan bedenim, ilk defa yorgun değildi. İlk defa uykumu almış bir şekilde uyanıyordum ve keyfim yerindeydi. Babamı dün gece görmemiştim. Muhtemelen ya sabahın köründe kalkıp gitmiş ya da sızana kadar içmişti ve hala uyuyordu. Annem beni erken kaldırmadığına göre babam sabahın köründe çıkmıştı evden. Rahat bir gün geçirecektim yani.
"Kalktın mı kuzum?" diye kapıya vuran annem, ben ses çıkarmayınca içeri girdi. "Kalkmışsın. Hadi giyin de okula gitmeden birkaç lokma atıştır."
Ona tamam anlamında başımı salladım. Annem odamdan çıkmayınca bir sorun olduğunu anlamıştım. Dudaklarımı oynatarak ne olduğunu sordum. Birkaç saniyeliğine gözlerini kaçırdıktan sonra burnundan nefes çekerek yatağıma oturdu. "Baban dün hiç para bırakmamış. Kavanozun içine hiçbir şey koyamadım sabah."
Ona sorun yok anlamında gülümsedim. Alışmıştım artık babamın eve hiç katkı sağlamamasına, bütün parayı meyhanede ya da kahvede harcamasına. Annemin, biriktirdiğimiz paraya uzun zamandır hiç ekleme yapmamasına üzüldüğünü de biliyordum. Sırf annemi üzdüğü için bile nefret edebilirdim babamdan. Ben kendi mutluluğumu anneminkinin gerisinde tutarken, annem benimkini örmeye çalışıyordu ilmek ilmek. İkimiz de birbirimizi düşünüyorduk ve bu da aramızdaki bağı güçlendiriyordu.
"O paranın bizim tek kaçış biletimiz olduğunu biliyorsun Seçil'im. Kalsedon'a gitmek ve bir süre geçinmek için yeterli miktar var ama ondan sonra ne olacak? Ya iş bulamazsam ne olacak? Nasıl yaşayacağız? Biraz daha eklemek zorundayım üstüne. En azından birkaç ay idare etmesi gerekiyor."
Annem dikiş dikerek parasını kazanıyordu. Üç beş kuruş para geçince eline, hemen kavanoza atıyordu parayı.
Dudaklarımı oynatarak "Ben de çalışırım." dediğimde annem kaşlarını çattı. "Hayır, Seçil. Bunu konuştuk. Sen okuyup, sınıfını geçeceksin ve üniversiteyi kazanacaksın. Çalışması gereken kişi benim." Bir kez daha gülümseyip sarıldıktan sonra anneme, giyinip mutfağa geleceğimi işaret ettim gözlerimle. Annem odamdan çıktıktan sonra cep telefonumu kontrol ettim. Temmuz'un yazdığı günaydın mesajına cevap verip internetten Kalsedon'daki kiralara bakmaya başladım. Hepsi çok pahalıydı ve elimizdeki paranın sadece kiraya gitmesini istemiyordum. Gittikten sonra ilk işim çalışacak bir yer bulmak olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suskun Kalpler
RomansaWattpadRomanceTR'nin "Genç Kurgu" okuma listesinde 🍁 İlk yayınlanma tarihi Mayıs, 2014 Düzenlenme tarihi Ağustos, 2018 Seçil Aktaş, yaşadığı travma sonucu hayallerini öldürmek zorunda kalmıştı on dört yaşındayken. Kurduğu her hayal, vücudundaki bir...