8. Bölüm: "Kaderin Seyri"

1.5K 121 196
                                    

"Peki bu tercih miydi? Senin için yazılmış bir planı sorgulamadan kabul etmek zorunluluksa eğer, o zaman tercih niyeydi? Seçenekler nelerdi? Eğer biz bu yolu seçiyorsak, diğer yol nereye giderdi? Dinle beni, Kupa Kızı, kader buysa eğer, yaşam, ölümden de beterdi."

SESİNE AŞIK OLDUM

8. Bölüm: KADERİN SEYRİ

〰️

Tesadüfler ve kader.

Hayat kesinlikle tesadüfler ve kader arasında mekik dokuyordu. Bir dakika içinde sana ummadığın teklifler sunuyordu. İstemesen de kabul etmek zorunda kalıyordun. Kimisi iyi, kimisi kötüydü ama hepsi hayatını etkiliyordu.

Evden ayrılıp Kalsedon'a gelmek elimde olmadan kabul ettiğim bir seçenekti. Kabul etmek zorunda kalmıştım, mecbur kalmıştım. Kalsedon'da bu okula yazılmam tamamen tesadüf, yazıldığım okulda telefonda konuştuğum ve karşıma çıkmasını beklediğim kişiyle karşılamak ise kaderimdi. En azından ben öyle düşünüyordum. Görkem'in karşıma çıkmış olması kader ise ben neden yanlış bir yolu izliyormuş gibi hissediyordum?

Herkese durumu açıklamamızın üzerinden yarım saat geçmişti ama Doruk gözlerini bir dakika bile benden ayırmıyordu. Gerçekten kendimi diken üstünde hissediyordum. Belki milyonuncu kez ona bakıp başımı ne olduğunu sorarcasına salladım. O da belki milyonuncu defa hiç cevap vermeden bakmaya devam etti.

"Sohbetinize de doyum olmuyor gençler."

Ege'nin konuşması üzerine sonunda Doruk bana bakmayı kesince ben de derin bir nefes aldım.

"Eee gençler, hafta sonu paintballa gidiyor muyuz? Plan hala geçerli değil mi?"

"Elbette gidiyoruz. Seçil de gelsin hatta, tabii istiyorsa?"

Beste'nin sorusuyla yerimde doğruldum. Daha önce hiç paintball oynamamıştım. Değişik bir deneyim olabilirdi ama henüz İstanbul'a yeni gelmiştim. Gitmek ne kadar mantıklıydı ki?

Dudağımı bilmiyorum anlamında büzünce Beste "İtiraz istemiyorum. Sonrasında kamp da yapacağız, gel işte." dedi.

Dudaklarımla anneme sorup haber vereceğimi söyledim. O sırada Doruk yine gözlerini bana dikmişti. "Görkem, Seçil'le meşhur telefon görüşmelerinizi bize de anlatmak ister misin?"

Doruk bunu neden merak ediyordu ki? Bu bize özel bir durumdu, bundan bahsetmiş olmamız bile yeterliydi.

Bütün gözler Görkem ile bana dönmüştü şimdi. İlgi odağı olmayı sevmediğimi daha ne kadar belli edebilirdim ki?

Rahatsızlığımı fark eden Görkem beni bu eziyetten kurtarmaya çalışıyordu. "Nereden çıktı şimdi lan bu? Seçil anlatmak isterse anlatır zaten, kurcalamayın."

"Neden anlatmıyorsun Görkem? Gizlediğin bir şey mi var yoksa? Kimsenin bilmemesi gereken bir şey?"

Doruk iğneleyici sözlerinden sonra delici bakışlarını Görkem'e çevirmişti. Aralarında anlamadığım bir bakışma geçiyordu. "Kardeşim senin uyku vaktin gelmiş artık, hadi artık kalkalım mı girls?"

Konuyu kapatan yine Görkem olmuştu. Aramızda ne geçtiği kimseyi ilgilendirmezdi sonuçta. Konuşmak istememesini anlayışla karşılıyordum. Hepimiz ayaklanırken Görkem beni kenara çekti. "Doruk'un söylediklerine takılma sen tamam mı? Saçmalamayı sever o, ciddiye alma." Başımı tamam anlamında sallayınca Görkem elimden tutarak yürümeye başladı.

Suskun KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin