Eve geldiğinde babası salondaki siyah berjerde oturuyordu.İcinden belliki annem haber vermiş gideceğim üniversiteyi yoksa niçin gelsin ki.. diyerek içeriye selam vererek girdi.
Babası ve annesi ayrılalı uzun yıllar olduğu icin Sevda babasını pek önemsemezdi.Herkes babasını dağ olarak görürken o gölge olarak görmüştü araları da asla iyi olmamıştı belkide babası baba olabilseydi bu sekilde olmayacaktı.
İçeriye girdi soru dolu gözlerle babasına baktı.
-hosgeldin Kızım.
-Sende baba!
-tebrik ederim kazanmışsın,İnadını hâlâ sürdürüyorsun demek gideceksin.Halbuki sana ve kardeşine verdiğim bir çok fırsat varken... Şirkette çalışabileceğini söylemiştim kabul etmedin şimdi öğretmen mi olacaksın?
Sevda beyninde bu söylediklerini tekrar tekrar duydu ses beyninde yankılandı.
-Ben senin şirketini hiçbir zaman istemedim keşke merhametini verebilseydin bize,"baba" olabilmeni çok isterdim baba.
Bu sözleri söyleyerek yılların acısının bir nebzede olsa geçmesini sağlamıştı,üstelik hayali olan bir hayata müdehale edilmişken tam zamanı diye düşünmüştü.Soyler söylemez Babası Ekrem bey'in cevabını bile duymamak icin odasına gitti.
Ekrem bey ellerini dizlerine koymuş vaziyette oturup kaldı basını salladı bu sözleri haketmiş olamayacağını düşünerek öfkelendi cevabını vereceği kızı karşısında değildi.
Zeynep hanım'a (eski Esin'e) dönerek
-bu kızı sen yaptın böyle!
-ben ha! Ben değil sen yaptın.İsinden başka hiçbir şey senin icin önemli değil,bu konuda Sevda haklı.Bu teklifini bir daha dile getirme bile.O istediği mesleği yapmak istiyor.
Diyerek Zeynep hanım konuyu kapatmak istedi.Ekrem bey ilk defa sessiz kaldı vestiyelden arabasının anahtarını alıp çıktı evden.
Zeynep hanım iki cay bardağını tepsiye koyarken kapıdan büyük kızı Seda geldi.
-hosgeldin Seda
Seda ise sevdanın tersine herzaman suratı asık gezerdi.
-hosbulduk çok Yorgun'um yatacağım diyerek odaya giderken.
Zeynep hanım;Seda'nın vereceği tepkiyi tahmin ederek konuşmaya devam etti.
-Sevda kazanmış öğretmenlik Trabzon'a gidiyor senin haberin yoktu darısı sana seneye olur insallah.
Seda kötü bir haber duymuş gibi yüzü kıpkırmızı oluverdi.Belli etmemek icin sessizce odasına geçti.
Seda; Sevda'yı o kadar kıskanıyordu ki küçükken bile Sevda'ya alınan elbiseleri kıskanıp huzursuzluk yaptığı oluyordu.Simdi de aynısını yapabilirdi ama ilk defa sessiz kalmıştı.Zeynep hanım şaşırarak mutfağa geçti.
Sabah Sevda başucunda calan telefonuyla gözlerini açtı telefona baktı bilmediği numaraydı;
-efendim buyurun?
-merhaba günaydın Sevda! Ben Mehmet.Özür dilerim numaranı Elif'ten ısrar ederek aldım.Seninle bir şey konuşmak istiyorum.Musaidsen bugün saat 1'de sahilde buluşabilir miyiz?
Sevda Durakladı duyduklarını algılamaya çalışıyordu.Yeni uyanmıştı ve dün tanıştığım biri bana Ne diyebilir ki' diyerek düşündü.Sonra cevabını verdi.
-numaramı almadan bana sorabilirdin.Ne konuşacağın hakkında hiç bir fikrim Yok ama yinede görüşelim iyi günler.
Diyerek kapattı telefonu.Yalnız Mehmet'i Yeni tanımıştı,tanımış bile sayılmazdı.Saat 1'e kadar bunu düşünüp durdu.Gittiginde öğrenecekti halbuse...
Bahçede kahvaltısını yaptı odaya geçip yarım kalan kara kalem resmini bitirdi ve Mehmet'le buluşmak icin hazırlanıp sahile doğru yürüdü.Aklı bu soruyla dolmuştu.
-Ne konuşabilir benimle...?
Sahilde ki bankın önünde Mehmet ayakta bekliyordu adımlarını yavaşlattı sanki duyacağı seyi hissetmiş gibi...
-hosgeldin Sevda teşekkür ederim beni kırmayıp geldiğin icin...
-hosbulduk! Evet neymiş benimle konuşmak istediğin konu?
Mehmet gözlerini kaçırdı bunu nasıl söyleyebileceğini geceden sabaha düşünmüştü ama yasamak farklı bir duyguymuş diye geçirdi içinden.
-baştan başlamak gerekirse ben gecen sene seninle;okulun müdür odasında karşılaşmıştım ama sen unutmuşsun sanırım.O günden sonra seni takip ettim,ilgimde arttı sana karşı..Sen çok farklıydın diger insanların arasında ..gözlerinin içi gülüyordu.Sonra Elif'le mahallede gördüm seni,Sevindim Elif'ede bu hislerimi anlattım ama iki sene önce vefat eden sevgilinden bahsedip böyle birşeyi kabul etmeyeceğini söyledi.Dün tesadüf cefede karşılaşınca cesaret buldum diyebilirim.Benim icin hep değerliydin Sevda.Haberin yokken dahi...
Sevda Ne demesi gerekir bilmiyordu.Kırmadan nasıl izah ederdi içindekileri...
-üzgünüm Mehmet! Hislerine saygım sonsuz teşekkürler.Ama Elif doğru anlatmış ve dogruyu söylemiş.Ben yeni bir iliskiye hazır değilim henüz...
Mehmet kafasını çevirmeye cekindi yüzüne baksa daha neler diyecekti ama gözleri kayalara çarpan dalgaların köpüklerine dalmıştı cevabını aldığında hayallerini o denize bırakıp kaçmak istedi.
-anlıyorum Sevda,sende beni anla! Kim kimi habersizce,sessizce severki? Razıyım sevgilin gibi bakma bana,ama karşılıksız da koyma beni
En azından bir selamı esirgemeyelim birbirimizden?
-Hislerinin sevgi olduğunu sanmıyorum Mehmet.Evet kimse kimseyi uzaktan sevemez sadece arkadaş olabiliriz.Eve geçmem lazım arkadaşlarım gelebilir bekletmesem iyi olur.
Diyerek eve doğru yol aldı.
Mehmet'in cevabı neydi sevgisini savunur muydu? Yoksa gerçekten bir Tutku muydu? Bunları bilmemenin daha sağlıklı olduğunu düşünmüştü kendince.
Mehmet duyduklarına da razı olmuş biçimde sahil boyunca yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Çıkmaz Sokağımsın
Literatura Feminina***Hikayeden Kesitler*** Kabullendim; Hemde her gün gözyaşı döke döke kabullendim. Etimi koparıyorlarmış gibi acı cekerek... Saç tellerimi tavana asıp sallandıyorlarmış gibi... Kabullendim..! Sende ki ben demişti murat. Sevda ve sevdiği adamın çares...