Dört senelik okul macerasına veda gecesi,Keske her veda bu gece gibi mutluluk dolu olabilse,bugünler dünü,aylar seneleri aratmasa,keske her kadın hakettiğini yaşayabilseydi,bugün mezun oluyorum sevgili şiir defteri,bu sayfadan önceki her yaprağın hüzün satırlarıyla dolu,bugün özel birgün karanlık dünyamın penceresinden güneş doğuyor.Merhaba mesleğim,merhaba....
Şiir defterine bu notu ekleyip gece için hazırlanmaya başladı Sevda.
Normalde olsa kırmızı giyerdi.Bugün siyah,straples,balon etek elbisesini giyecekti.Yurtta son sınıfların kahkahaları,mezuniyet için koşuşturmaları,birbirlerinden eksik olan makyaj malzemelerini rica edişleri,saçlarını nasıl yapacağına karar veremeyenlerin telaşı vardı.Herkesin içinde bir sızı muhakkak vardı fakat bugün herkes Mutlu görünüyordu.Sevda ve Sude hazırlandıktan sonra birbirlerine övgüler yağdırdılar.Dört sene boyunca aynı odayı paylaşıp,ayrı acılarda birbirlerine ortak olmuslardı.İkiside uyumlu olduğundan en ufak tartışma yasamamışlardı.
-Sevda seni cok özleyeceğim.Beni unutmazsın degil mi?
-Olur mu Sude unutur muyum? Sen benim her kötü günümde destektin,bende seni cok özleyecegim.
Diyerek birbirlerine sarıldılar.Bugün keplerini attıktan sonra sabah hemen hemen hepsi valizini toplayıp memleketlerine döneceklerdi.Sevda'nın telefon çalıyordu.Arayan Elif'ti;
-efendim Elif
-Nasılsın canım tebrik ederim mezuniyetini kutlamak istedim.Yolunda bahtında açık olur insallah arkadasım.
-Tesekkür ederim Elifcim,seninde insallah!
-Sevda; olanları duydum.
Sevda Mehmet'i aklından çıkartmıştı neredeyse, Elif'in dediği konunun ucu Mehmet'e dokunacağını hic kestiremedi.
-Ney olmuş Elif?
-Mehmet! Sözlenmiş sedayla....
Sevda yatağına oturdu.Aglamayacağına dair yemin etmişti.Ama hissediyordu kalbi göğsünden fırlayacaktı,elleriyle kalbine bastırdı.
"Ne olur dur kalbim,bitsin artık hersey" dedi.
Sude o halini görür görmez yanına oturdu.
-Sevda ne oldu kimdi arayan? Bu halin ney?
Sevda cevap bile veremedi.Buz parçası gibiydi,kıpırdayamaz haldeydi.
Sude'ye sarıldı daha fazla tutamadı kendini,Hıçkıra hıçkıra ağladı.Sude de sarıldı ne kadar teselli sözleri söylesede işe yaramadı.
Titreyen sesiyle;
-Sude;Mehmet kardeşimle sözlenmiş,söyle bu yara geçer mi? Her gördüğümde canım acımaz mı?Ölmek istiyorum,uçurumlardan atlayıp paramparca olmak istiyorum.Göğsüme bıçaklar saplanmış gibi hissediyorum.Ölmüşüm mezarım yok,kayıp gibi hissediyorum.Kendime söz vermistim ağlamayacağım demiştim.Yine yapamadım,olmuyor.Koskoca dünyada kıyamet kopmuş herkes gitmis ben unutulmuşum gibi hissediyorum.
Sude dayanamadı oda akıttı gözyaşını,daha önce Sevda'yı hic böyle gormemisti.Bu hali zoruna gitmişti.
-Sevda ne olur yapma arkadasım,kardeşinin de Allah cezasını verir bile bile bunu nasıl yapar.Yem etmiş kendini sen üzülme adalet yerini bulur.Bugün en güzel günümüz bizim unuttun mu? Dört sene bugünü bekledik biz.
Sevda'nın kolundan tutup banyoya götürdü.Akmıs makyajını sildi yüzünü yıkadı.
Sevda biraz kendine gelmişti.Bir saat sonra mezuniyet balosu başlayacaktı.Sevda'ya kalsa yataktan kalkacak gücü kendinde bulamıyordu.Sude ısrarla makyajını tazelettirdi.Elbisesini giymisti daha önceden... Balo trabzon mercan korupark'ta yapılacaktı.Kır düğünlerinin de tek adresiydi.Mezuniyet icin burası tutulmuştu.
Odaya yandaki odadan Aslı geldi.
-Kızlar hadi taksi geldi gidiyoruz.
Sude;
-Geliyoruz Aslı siz çıkın.
Aslı kapıyı kapatıp çıktı.Sude;Sevda'ya bakarak;
-Hadi gidelim iyisin değil mi?
-İyiyim,daha iyi olacağım bugünden sonra...
diyerek taksiye binmek icin çıktılar odadan.
Geldiklerinde mekana herkes hayranlıkla bakıyordu.Sevda'ya süslenmiş masalar Elif'in üç sene önceki dogum gününü hatırlattı.Sude'yle kırların üzerinde yürüyerek sağ bölümdeki en son masaya oturdular.Her bölümden öğrenci vardı.Herkes Mutlu görünüyordu.Cantasından küçük mor kaplı aynasını çıkartıp yüzüne baktı.
İçinden;
Güzelsin ama bir işe yaramıyor,bak mutsuzsun suan şuradan yabancı bir simitçi gecse,Senin acılarla dolu yuregini suratından anlar.Hersey düzelecek,bir gün bu acılardan kurtulacaksın"
Diyerek aynasını kapatıp portföy çantasına attı.
-Sevda şu mekana bak harika degil mi?
-Evet Sude güzelmiş gercekten.
Sınıf arkadaşlarına kafasıyla selam veriyordu.Ayaga kalkıp bir adım atacak hali yoktu,kimsenin nasılsın sorusuna yalanda olsa iyiyim diyecek gücü yoktu.İyi degildi,çocuğunu kaybetmiş bir anne kadar çaresizdi,acı cekiyordu.
Mehmet'i anladım.Bana bıçak bilemiş benim yokluğumda belli.Canımı yakmak istedi ama fazlasını yaptı.Peki Seda;Sen herseyi öğrendiğin halde nasıl kabul ettin bunu.Hic mi gururun yoktu? Bu kadar kansız birimiydin? Bedenin seni sevmeyen adamın koynuna girecek kadar bu kadar ucuz muydu? Peki senin bana olan düşmanlığın neydi Seda? Yazıklar olsun!!
Kendi kendine içinden söyleniyordu.Sonra okulda organizasyondan sorumlu Ali bey'in mikrofondan yankılanan sesiyle irkildi ve sahneye dogru dikti gözlerini.Ali bey;
-Sevgili gençler,bugün mezuniyet gecesi icin burada toplanmış bulunuyoruz.Umarım hersey gönlünüzce olur.Haram para yemektense En helalinden iki kurusunuz olsun o size yeter! Mesleklerinizi insanlara yararlı olmak dışında kullanmayınız.Siz öğretmenler gelecegin gün ışığı olacaksınız.
Diye öğütler vererek konuşmasını sürdürüyordu.Cesitli bölümlerden gitar calanı,bağlama calanı sahnedeydi.Bazen sarkı söylediler,bazen CD Çalardan sarkılar çalıp dans ettiler.Gece bittiginde pistten inmeyen kızların ayakları davul gibi şişmişti.Çoğusu kırlarda yalın ayak,ellerinde ayakkabılarıyla geceye veda etti.Gecenin son saatleriyse herkes kepini taktı ve yılbaşı havası veren geri sayımdan sonra hep beraber keplerini havaya fırlattılar.Sevda sadece bu törende ayaga kalkmıştı.Otursa gozler ona dikilecekti.
Taksilerle herkes yurda geçti.Herseye ragmen bugün güzeldi diye avuttu kendisini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Çıkmaz Sokağımsın
ChickLit***Hikayeden Kesitler*** Kabullendim; Hemde her gün gözyaşı döke döke kabullendim. Etimi koparıyorlarmış gibi acı cekerek... Saç tellerimi tavana asıp sallandıyorlarmış gibi... Kabullendim..! Sende ki ben demişti murat. Sevda ve sevdiği adamın çares...