Öğlen saatleriydi,Sevda'yı Elif aradı.
-Nerelerdesin canım?Mehmet'i buldun beni unuttun.Bugün benim doğum günüm cafede liseden arkadaşlarla kutlamak istedim.En yakın arkadaşım olarak seni mutlaka bekliyorum aksam saat beşte.
Sevda elinde okuduğu roman kitabını masasına koydu.Duvarda asılı takvim yaprağına baktı.Sahi bugün Elif'in dogum günü dedi içinden.Unuttugunu bilse Elif üzülecekti hic belli etmemek istedi.
-Eliff! En yakın dostum,kardeşim... Biliyorum doğum günün kutlu olsun.Ama biliyorsun gece otobüs kalkacak saat bir bucukta,
-Sevda gece diyorsun o saate kadar hazırlanırsın bahane istemiyorum.Gelmeni istiyorum kırma dogum günü çocuğunu diyerek güldü.
Elif haklıydı valizi zaten sabahtan hazırlamıştı aksam beste gitse iki saat dursa bile otobüs saatine uzunca vakit kalıyordu,yetişirdi.Arkadasını kırmak istemedi.
-Tamam geliyorum.Bugün senin günün kırmayacağım.
-Tesekkürler arkadaşım, geleceğin icin sevindim görüşürüz.
Diyerek kapattılar telefonu...
Sevda okula götürmediği abiye elbiselerinin asılı oldugu dolabı açtı.Aksam muhtemelen Mehmet'te orada olacaktı şık olmalıydı.
Siyah elbisesine baktı "bu olmaz cok kısa kuzeninin düğününde giymisti orada bile elbiseden memnun kalmamıştı" onu eledi.Yanındaki beyaz elbiseye baktı "bu da çok açık renk düğüne gider gibi" diyerek onuda giymemeye karar verdi.En arkada duran kıpkırmızı bogazdan iple bağlanan balık elbisesini çıkarttı.Bunu en son komşularının kızının tatlısında giymiş ve herkes övgüler yağdırmıştı."İşte bu elbiseyi giymeliyim " dedi ve askıdan alıp yatağının üzerine koydu.Ayakkabı da stiletto model,siyah ince topuklu,bilekten kurdeleyle bağlananı seçti.Saçlarınıda kendisi topuz yapacaktı.Saat ikiye geliyordu anca hazırlanırım diyerek duşa girdi elbisesini giydi,saçlarını kuruladıktan sonra maşayla seyrek bukleler yapıp tepeden dağınık bir topuz yaptı.Her zamanki gibi gozlerine eyeliner cekti,rumerini sürdü ve elbisesine uygun kırmızı rujunu sürdü.Odadan çıktığında Salonda Seda ve annesi şaşkınlıkla Sevda'ya bakıyorlardı.
-Ooo harika olmussun sevdam bana gençliğimi hatırlatıyorsun kızım.
-Tesekkürler Zeynep sultan senin kadar guzel olamam diyerek güldü.
Seda bu konusmaları vurdumduymaz tavırda dinliyordu.Telefona bakıyor,konuşulanları hic duymuyor gibi davranıyordu.Seda fazla alıngan bir tip oldugu icin pek arkadaşı yoktu.Sevda'nınsa arkadaş çevresini kıskanıyordu.Sevda'nın üniversiteye gitmesi bu kıskançlığına tuz biber olmustu.
-Ben odama geciyorum
Diyerek kalktı. Sevda'nın önünden geçerek odasına gitti.
-Sen onu takma kızım hoş gör psikolojisi iyice bozuldu bu aralar.Sınavıda kazanamadı.Babanın şirkette duramadı bugünler pimi çekilmiş bomba gibi görüyorsun.
Zeynep hanım hayat mücadelesine erken yasta başlamıştı.İki cocuguyla dul kalmıştı.Calışırken Sevda'yla Seda'ya Rahmetli anneanneleri kendi evinde bakıyordu.Yinede şükrediyordu iyiki okumuş,hemşire olmustu zamanında.Yoksa nasıl kalkardı bu yükün altından iki çocukla.Ekrem bey o zamanlar genc olunca boşandıktan sonra yurt dışına gitmişti.İki sene orada çalışmıştı.Ne arayıp ne de sormustu.O yüzdendir ki kızlarıyla küçükken bile bir bağı yoktu.
-Zeynep sultan gözün daldı yine ne düşünüyorsun?
-Hiç kızım büyüdünüz cok şükür,Mutlu oluyorum öyle geçmişe daldım.İnsallah senle Seda Mutlu bir evlilik yapar.
-Sen takma bunları kısmet hersey...
Sevda gelen mesajı açtı.
-Hayatım aksam icin hazırlan birazdan gelip alayım seni,önce bir yere götürmek istiyorum seni.
Sevda odasına gecti.Mesajı okur okumaz Mehmet'i aradı.
-Merhaba mesajında yazmışsın,nereye gidecegiz?
-Evet;oda süpriz olsun istersen cok güzel bir yere gideceğiz.
-Olsun bakalım.Şımartıyorsun beni Mehmet her Zaman süprizlerle geliyorsun.
-Sana değer sevgilim seni Mutlu görmek beni Mutlu ediyor.Hazırsan gelebilirim?
-Evet erken hazırlanmıştım gelebilirsin.
Sevda mutluydu; Mehmet'i sevdiğini belli etmek istemiyordu.Bir adım geride duruyordu belki ama seviyordu.
Saat dört olmuştu ve Mehmet;
-Geldim sevgilim.
Diye mesaj atmıştı.Sevda annesini her zamanki gibi öptü,
-Geç kalmam anne,bugün son günümüz aksam kahvesini birlikte iceriz.
Diyerek dısarıya çıktı ve arabaya bindi.
Mehmet;
-Merhaba! Hosgeldin sevgilim diyerek Sevda'yı eğilip öptü.
-Hosbulduk! Nereye gidecegiz bir saatimiz var.Saat beşte cafede olmazsak Elif kırılır biliyorsun.
-Biliyorum hemen gidelim o Zaman gittiğimizde görürsün.
Yol boyunca Mehmet aynı şarkıyı tekrar tekrar çaldı.
"Götür beni gittiğin yere" bu şarkıyı sürekli çalıyordu.Sevda'nın dikkatini cekti.
-Bu şarkıyı seviyorsun galiba? Diye sordu.
-Evet severim seninle beni anlatıyor bana.
-Neden? Ben nereye gidiyorum ki?
-Seninle sevgili olduğumuzda uzaktaydın,sonra geldin ama hep gitmek zorundasın okul var.Surekli gidiyorsun bu yüzden.Oysa ben hep kalmanı isterdim.
Sevda istemeden kendini gülmekten alıkoyamadı.
-Alemsin Mehmet!
-İste geldik.
Sevda etrafa baktı hava karanlık olduğundan dolayı net göremedi.Kapısını açıp dısarıya cıktı.Burası lunaparktı park yerinden cok görülmesede lunaparktaki gondol yükseldikçe ışıkları görünüyordu.
Ne alaka der gibi; arabaya yaslanmış kendisine bakan Mehmet'e dönüp baktı.
-Evet lunaparka geldik Sevda.Bana babanı anlatırken çocukluğumu yaşayamadım dediğini hatırlıyorum.Cocuklugunu benimle yaşamanı istedim.Lunaparkı işaret ederek Seninle oraya gidip gülüp,eğlenen cocukları izleyeceğiz.
-Mehmet! Sen nasıl düşünüyorsun bunları? Sana minnettarım ben senin icin hic birsey yapmazken,sen benim icin herseyi en ince ayrıntısıyla düşünüp önüme sunuyorsun.Sana cok tesekkür ediyorum.
Diyerek Mehmet'in boynuna sarıldı.
-Seni seviyorum Sevda! Baska bir sebebi yok hadi gidelim.
Lunaparka girdiklerinde Sevda etraftaki koşturan,gülen,istediği alınmadığı icin aglayan çocuklara baktı.Cocukluk ne güzel sey dedi içinden.Kendi çocukken eksikti,babası yanında olmadığı icin buraya gelse bile kendini ayağı trafik kazasında kopmuş birisi gibi eksik hissederdi.
Birlikte bir banka oturdular.Mehmet elini Sevda'nın omzuna attı.Yarım saat orada oturdular.
-Bu arada bugün cok fena şıksın,anlaşılan bugün cok kıskanacağım diyerek güldü.
-Tesekkürler Mehmet! Kıskanmasan iyi olur.Geçen konuştuklarımızı unutma lütfen!
-Elimde değil Sevda kusura bakma ama seni kim olsa kıskanır.
Saat dört buçuk oldugunda arabaya dogru yürüyüp,Elif'in dogum gününü kutlayacağı cafeye gittiler.Kapıdan girmeden bir çok arkadaşını görüp konuştular.İceride Sevda ve Mehmet'i görüp,Elif yanlarına kostu.
-Canlarım hosgeldiniz diyerek ikisine sarıldı.
-Hosbulduk Elif ! Mehmet dogum günü partilerini sacma buluyordu.Ağır abiydi,Elinde tuttuğu hediye paketini pastayı beklemeye gerek duymadan Elif'e uzattı.
-aaa cok sagol Mehmet ne gerek vardı? Gelmeniz yeter benim icin..
Diyerek paketi aldı Elif.
Sevda gülerek;
-Mehmet aceleci tabi... ben mumlarını üflemeni bekleyeceğim hediyen icin...
-Tamam Sevdacım hadi gelin sizin yerinizi ayırdım.
Pencere kenarına iki uzun masayı birleştirmişlerdi.Krem renkli örtünün üzerinde herkesin pasta tabağı ve kadehleri duruyordu.Masanın ortasında kalpli mumlar yerleştirilmişti.Sevda ve Mehmet yan yana oturacaktı.Masaya dogru yürüyüp oturdular.Sevda'nın yanında liseden arkadaşı Miray oturuyordu.Miray'a da selam verdi sarıldı.
-Sevda hosgeldin okul nasıl gidiyor?
-Hosbulduk Miray iyi gidiyor sagol senin ?
-Benimde iyi ama anestezi zor iş! İki yıl okuyacağım ama sorumluluk taşıdığı için üzerimde stres olacak gibi...
-Anladım.Basarılar Miray.
Mehmet etrafa bakıyor,Kendi kafasında erkekleri düsman ilan ediyordu.Sevda'ya bakan kim olsa onun gözüne batıyor,sert bakışlarla o kişilere gözlerini dikiyordu.
Liseden neredeyse bütün sınıf gelmişti.Elif her gelenle sohbet edip masayı gösteriyordu.Sevda'nın yanına lisede arka sırasında oturan Ferit geldi ve;
-Ooo Sevda sen yasıyor muydun? Okul bitti dostluk bitti mi dedin yoksa; diyerek güldü.
-Aaa Ferit;Aşk olsun okul telaşı kimseyi arayamıyorum inan.Nasılsın?
-Anladım öyle olsun.Dershaneye gidiyorum bu sene kazanamadık.Seneye deneyeceğim İnsallah! senin adına sevindim.Ogretmen hanım diyerek göz attı Ferit.
Mehmet bir Sevda'ya bir Ferit'e bakıyordu.İci icini yiyordu,Sevda'dan çekindiği icin belli edemiyordu.
-Sevda beni neden tanıştırmıyorsun hic bir arkadaşınla?
Sevda Mehmet'e dönüp;
-Bilmem aklıma gelmedi kusura bakma.
Ferit dışında bütün kız ve arkadaşlarıyla da sohbet ediyordu Sevda.Mehmet yanındaydı ama kırılacağını hiç düşünememişti.
Mehmet bu duruma gitgide bozulmaya başlamıştı.Zaten kimseyi tanımıyordu,tanıdığı birtek Elif ve Sevda vardı.Onlarda birisi misafirleriyle ilgileniyordu biriside arkadaşlarını bulup kendini unutmuştu.Böyle düşündükçe canı sıkılıyordu.Sonra birden sandalyesini geri cekip ayaga kalktı.Sevda Mehmet'e bakarak;
-Nereye ?
-Bunaldım nasılsa sen arkadaşlarını buldun.Bana gerek var mı?
Bu cevap Sevda'ya çocukça gelmis ve kızgın gözlerle baktı Mehmet'e;
-Ne demek bu? Abartıyorsun birlikte çıkalım dışarıda konuşalım.
-Olur.
Birlikte cafenin kapısının önündeki sokak lambasının altına gectiler.
-Evet seni dinliyorum Mehmet!
-Sevda kıskanma diyorsun.Nasıl yapabilirim bilmiyorum.Sen orada hiç hayatımda görmediğim adamla konusuyorsun.Adam benim yanımda sana aramadın diye sitem ediyor.Daha ne olsun?
-He yani bütün konuştuklarım bana teklif edecek anlamında mı? Seni anlamıyorum Mehmet gercekten anlam veremiyorum bu yaşadığımız duruma.Arkadasım olmayacak mı benim sen yokken onlar vardı.Simdi onları sırf sen kıskanıyorsun diye yokmu saymalıyım?
-Ben yok say demiyorum.İcimdeki hissi bilemezsin Sevda.
-Peki bitir o Zaman Mehmet.Sök at kalbinden beni.
Bunları söylerken bile gözleri doluyordu Sevda'nın.Söylediği şeyi sinirle söylediğinin kendisi farkındaydı ama Mehmet bunu ciddiye alıp giderse,bitirirse,Söküp atarsa kalbinden ne hale gelirdi.Aglamamak icin kendini tutuyordu.Burnu sızlıyordu,Gözyaşları bir aksa rahatlayacaktı aslında.Ama Mehmet'in karşısında ağlamayı gururuna yediremiyordu.Mehmet duyduğu sözler karşısında kaskatı kalmıştı.Kafasını sokak lambasına kaldırıp bakıyordu.Ellerini yumruk yapmış sıkıyordu.Bu sözleri duyacağına ölse daha iyi olur diye düşündü.
içinden;
"Ne kadar kolay bitti demek sevgilim.Bitti dedigimde bitecek mi aramızda ki sevgi?Bunu gercekten istiyor musun? Bensiz bir hayata alışabilir misin?"
Sonra Sevda'ya bakıp;
-Bunu ikinci kez vurguluyorsun Sevda.Bu kadar değersiz biri miyim senin için?
-Hayır tabiki ama benden istedigin sey kimseyle konusma,kimseyle arkadaşlık yapma,cevremde erkek sinek bile olmayacakmış... ben bu kadarını yapamayabilirim.Yani bu ilk degil son kavgamızda olmayacak demektir.
-Anladım içeri girelim mi?
Konuyu kapatmak istedi Mehmet.Careyi susmakta buldu.Birsey demeden Sevda önden girdi yerine oturdu,sonra Mehmet yerine gidip oturdu.
Garson; pastayı masanın basına getirip mumları yaktı.Elif dilek tuttuktan sonra mumları üfledi.Herkes alkış calarak "iyiki doğdun Elif" diye bağırdılar,alkışladılar.Herkes sırasıyla hediyelerini verdi.Sevda da biraz kırgın biraz üzgün surat ifadesini Elif'in bu gününde belli etmemek icin sahte gülücükler saçarak Elif'in yanına gidip ona sarıldı.
-Sana daha iyileri layık iyiki doğdun Elifcim.
Diyerek hediyesini verdi.
Elif hediye paketini açtı.Kutunun icerisinde Beyaz şifon,V yaka,yarasa kol bir gömlek ve kırmızı fular vardı.İcinde de bir not.
-Umarım hersey gönlünce olur arkadasım,Sen cok iyi bir dostsun bunları ilk is gününde giymen dilegiyle iyiki doğdun...
Elif ; Sevda'nın boynuna sarıldı.
-Çok incesin Sevda sen daha iyi bir dostsun ćok tesekkur ederim.Bu notu saklayacağım ilk is günümde söz bunu giyeceğim.
-Rica ederim güle güle giy Elifcim.
Garson masanın yanında Şampanya patlatıp bardaklara servis yaptı.Dans müzigi çalarken Mehmet;
-Dans edebilir miyiz Sevda? Diyerek elinden tuttu.
Sevda dışarıda konusmalarından sonra Mehmet'e kızgındı ama bu isteğini geri çevirirse aralarının tekrar bozulacağını düşünerek tamam' anlamında kafasını salladı.
Danslarını ettikten sonra;
Şampanyalarını içtiler.Aralarında buzlar erimemişti henüz.
-Gidelim mi? Gece otobüse yetişeceğim,birazda annemle Zaman geçirmek istiyorum.
-Tabiki hayatım iyi olur yola çıkmadan dinlen.
Elif'in yanına gidip tekrar iyi dileklerini söyleyerek vedalaştılar.Bu gidişlerinde yaza kadar mersine gelemeyecek ikiside.Uzun uzun sarılıp vedalaştı Sevda ve Elif.
Evin önüne gelene kadar ne Sevda ne de Mehmet hicbirsey konusmadılar.
-İyi aksamlar diyerek arabadan inip eve girdi Sevda.
Mehmet bir süre orada durdu.Neden durduğunu bilmiyordu.Sevda bugün gidecekti.Kendine kızdı.Gidecegi gün böyle olmamalıydı.Güzelce vedalaşmaları lazımdı.Kendini suçladı ve mesaj attı Sevda'ya.
-Seni bugün kırdıysam özür dilerim.Bugun gidiyorsun ve ben kırgın gitmeni istemiyorum.Seni seviyorum...
Sevda içeri girmiş odasında seyahat icin kotunu ve kayıkçı yaka kazağını giymiş mutfakta annesine ve kendine kahve yapıyordu.Mesaj'ı okuduğunda birsey hissetmedi.Sonuçta bir hata bir kere yapılmalıydı tekrar olmaması gerekiyordu Sevda'ya göre...
-Önemli degil.
Diye cevabını verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Çıkmaz Sokağımsın
Chick-Lit***Hikayeden Kesitler*** Kabullendim; Hemde her gün gözyaşı döke döke kabullendim. Etimi koparıyorlarmış gibi acı cekerek... Saç tellerimi tavana asıp sallandıyorlarmış gibi... Kabullendim..! Sende ki ben demişti murat. Sevda ve sevdiği adamın çares...