Kasım ayının yirmi dördüydü,Sevda'nın ataması Mardin'e çıkmıştı.Tam bir buçuk senedir Annesi dışında kimseyle görüşmüyordu.Kendi hayatını kurmuştu.Murat'ı kalbine gömmüştü.
Çok talibi çıkmıştı, ama kimseyi kabul etmemisti.Mersin'e de ataması olduktan sonra bir daha hiç gitmedi.
Tam bir senedir kendi başına yasıyordu.Ara sıra annesi dışında Elif'le ve Sude'yle görüşüyordu.Seda ve Mehmet'in kızı olmustu.Annesinden duymustu,
Analı babalı büyüsün... dışında hicbir yorum yapmamıştı.Asıl acısı bir senedir Murat'ın yokluğuydu.
Ona en son şiir defterine şunları yazmıştı.
Biz varmıydık?
Ellerini tutmadan,gözlerine bakmadan bu kadar sevmek mümkün müydü?
Peki sen? Sende acı cekiyor musun?
Geceleri sinir krizleri geçirip ellerinde izmarit söndürüyor musun?
Kör kütük sarhoş olup etrafa saldırıyor musun?
Her boş kağıt'a adımı yazıyor musun?
Her saat başı telefona bakıp;
Deliriyor musun?
Ben yapıyorum.
Her sabah sana günaydın diyorum.
Her gece sana iyi geceler diyorum..
Sonra uzun yıllardır;ziyaretçisi tarafından unutulan mezar gibi oluyorum.
Murat en son ki mesajından sonra haftada bir gün aradı.
Açamadı Sevda,hemcinsine ihanet edilmesine göz yumamazdı.Ama canından da cok seviyordu Murat'ı.
Çoğu Zaman sakinleştiricilerle ayakta duruyordu.
Yoksa delirecek gibi hissediyordu.
İki senede yaşadıklarını atlatması o kadar kolay degildi.
Hafta sonu yine sabahtan aksama kadar alkol içti.Sarhosken unutacağını düşünüyordu.Ama öyle olmadı.
Murat'ı aradı.
-Efendim Sevda,ne olur birsey söyle susma.
Murat'ın aramalarının sadece birine cevap vermişti.
Murat'ın sesini duyabilmek icin hoparlörde söylediklerinidinledi ve telefonu kapattı.Hic bir sekilde konusmadı.Murat yine öyle olacak sanmıştı.O yüzden susma diye yalvarıyordu.
Sevda bu sefer susmadı.Sarhosken insanlar gercekleri dökerdi yüreğinden;
-Susmayacağım.Seni çok sevmiştim.
Aklının alamayacağı kadar.... Sen baskasına eş olurken,bana Azrail oluyorsun.Yine de kızamıyorum sana,silip atamıyorum aklımdan.
Ben her sabah sana günaydın diye fısıldıyorum.Sense baskasıyla aynı kahvaltı sofrasına oturuyorsun.Yanındakine de kızamıyorum,Çünkü bir kadından büyük kazık yedim.Biliyorsun kardeşimden yedim en büyük kazığı...
Simdi neden aradım onu bile bilmiyorum.
-Sevda dinle;Bu sözlerin yüregimi yakıyor.Bende seni sevdim.
Sevda kapattı telefonu.
Kalbine gömdü murat ile olan aşkını....
Sevda üçüncü sınıfları okutmaya başlamıştı.
Birgün okula Samsun'lu bir Türkçe öğretmeni atandı.
Herkes; tanışıp,hosgeldin derken...
Sevda'nın dersi biter bitmez kimseye seslenmeyişi ve çantasını alıp çıktığını farketti.
Bu bir hafta böyle devam etti.Genelde Sevda kimseyle pek konusmazdı.
Yaşadıklarından sonra Kendi icine kapanmıştı.
Tek sosyal faaliyeti; Murat ile olan mesajlaşmalarını okumaktı.
Pazartesiydi yeni atanan Türkçe öğretmeni Sevda'ya;
-Merhaba Sevda hanım,bir hafta oldu buraya geleli,sizinlede tanışmak isterim.
Sevda utanmıştı da,yaşadıklarımın acısını başkalarından çıkartmaya hakkım yok diye düşünerek,
-Hosgeldiniz.
-Bu arada ben Selim.
-Siz benim adımı biliyorsunuz zaten memnun oldum Selim bey,
-Bir haftadır kimseyle konuşmadığınız dikkatimi cekti açıkcası,sebebini merak da etmiyor değilim ama sormaya cekiniyorum.
Sevda gözlerini Masanın üzerinde duran kitaplara çevirdi.
-Olabilir.Benim derse girmem gerekiyor tekrar hosgeldiniz.
Diyerek sınıfa doğru yürüdü.Öğrencileriyle bağı cok kuvvetliydi.Onları kendi çocuklarıymış gibi benimsiyordu.Bu aralar bir tek mesleğine aşıktı.
Selim bey Samsun doğumluydu,esmer tenli,kirli sakallı,kömür gibi gözleri vardı.
Okulda ki bekar öğretmenlerden bir kaçının gözünden kaçmıyordu endamı,karizmalığı...
Egosu da gayet yüksek bir beyefendiydi.
Sadece;Sevda alıcı gözle hic bakmamıştı.Buna şaşırıyordu Selim bey.
Ders cıkışı Sevda;Elif'i aradı.
-Elif merhaba nasılsın? Derslerden fırsat bulup arayamıyorum kusura bakma.
Elif'te Adana'da büyük bir tekstil şirketinde çalısmaya başlamıştı.Zamanında Sevda ile de tanıştırdığı sevgilisiyle suan nişanlılardı.
-Sevda aramana cok sevindim.İyiyim,bildigin gibi düğün hazırlıklarını yapıyoruz.
-Cok sevindim bir ömür mutluluklar arkadasım.
-Tesekkürler ama sen gelmezsen yapmayacağım düğünü haberin olsun.
-Elif biliyorsun bir buçuk senedir Mersin'e hic gelmedim.Simdi de gelemeyebilirim.
-Ben anlamam en yakın arkadaşımı yanımda istiyorum.Benim icin gelirsin Sevda.
-Gelmeye çalışacağım Elifcim.Kendine iyi bak yine görüşürüz.
Eve geldiğinde ne kadar yalnız kaldığını hissetti.Universite yıllarını özlediğini farketti.Bu gecen zamanları sadece baskaları icin harcadığını düşündü.Artık ağlayamıyordu,İçtiği depresanlar beynini uyusturuyordu.Murat'a ne ara bu kadar bağlandım diye kendini sorguluyordu.
Birgün sonra Selim bey tekrar selam verdi Sevda'ya.
Sevda konusmamak için kaçıyordu.Ama Selim beyde pes edeceğe benzemiyordu.
Bahcede yakalamıştı yine Sevda'yı.
-Merhaba Sevda nasılsın?
-İdare ediyorum sagolun siz?
-Bende idare ediyorum.Buraya alışmaya çalışıyorum.
-Alışırsınız merak etmeyin.
-Size bir teklifim var kabul ederseniz minnettar olurum.
-Neymiş bu teklif?
-Mardin'in mutfağını her Zaman merak ediyordum.Buraya gelmişken güzel bir restoran da bana eşlik eder misiniz?
Sevda;
Benden baskası yok mu koca okulda bu adamın amacı ney diye söylendi kendi kendine.
Sonra Selim beye bakıp;
-Sagolun ama hic sanmıyorum geleceğimi.İsterseniz baska arkadaslara teklifinizi yapabilirsiniz.
Kibarca reddetti teklifini...
Selim bey hayal kırıklığına uğruyordu.Baska kadına bu teklifi etse zaten gelecekti biliyordu.Sevda gizemli geliyordu Selim bey'e.
Baska bir Zaman tekrar bu teklifini yöneltti Sevda'ya.
Sevda careyi pes etmekte buldu.Bir kere gitsem birsey olmaz dedi içinden.
Aksam Sevda'yı evden aldı Selim bey.
Mardin manzaralı güzel bir restoran'a götürdü Sevda'yı.
-Burayı nasıl buldun Sevda?
-Güzel ilk defa geldim buraya.
-Beğendiğine sevindim.Böyle mekanlara cok merakım vardır.Gelenek göreneklerimize önem vermeyi seviyorum.Cocuklugum Samsun'un bir köyünde gecti.Yoksulluguda bilirim,sefaleti de ... Ama özüm neyse o oldum.Gecmisimi unutmadım Sevda,peki sen neler yaptın,çocukluğun nasıl gecti? Anlatırsan dinleyebilirim.Sevda;psikolog gibi konuştuğunu düşünüyordu Selim bey'in.
Sıkılıyordu ama ona karşı cevap vermek zorundaymış gibi hissediyordu.Konusmalarıyla insanı esir alabiliyordu.
-Çocukluğumu yasamadım diyebilirim.Annem ve babam ayrılmışlardı.Babamla asla anlaşamıyoruz.Kac senedir görüşmüyorum.Bir tane kız kardeşim vardı suan benim icin öldü saydığım insanların icinde.Okudum buraya geldim iste,Bu arada mersinliyim.Sizin oraları da bilirim,insanları sıcaktır ama cok konuşurlar, Trabzon da üniversiteyi okumustum,
Selim bey güldü,
-Cok konusur lafını üzerime alıyorum o Zaman.Peki kardeşin neden öldü senin icin? Özel degilse tabi...
-Özel bir durum degil benim icin; babamın sayesinde...
gençlik yıllarımda aşık oldugum ve ayrılığımın ertesinde Seda yani kız kardesimle evlendirildiler.
Selim bey eliyle sakalını oksadı,gözlerini Mardin'in eşsiz manzarasına çevirdi.
-O yüzden de insanlardan kaçıyorsun? Yalan mı?
-Dogru tahmin ettiniz.
-Bak Sevda insanlar ne yasarlarsa yaşasınlar nefes aldığı sürece varlardır.Sen bir kac kere sevdin olmadıysa bu senin iyiliğin içindir.
Allah kimseye taşıyamayacağı yükü vermez.Sevda dikkatlice Selim beyi dinliyordu.Bir yandan da şaşkınlıkla yüzüne bakıyordu.Ondan böyle manevi bir konusma hic beklemiyordu.
-Haklısın..! Ama ben de bir ölü sayılırım artık.Biraz önce anlattığım konuyla alakalı değil.Ben bu konuyu gömdüğüm gün öldüm.Sanalda birine aşık oldum.Kapıldım nasıl oldu bende anlamıyorum.Ama sevdim.Oda sevmisti engeli vardı yalnızca,bu engeli bana is isten geçtikten sonra açıkladı.
Evliymiş....
-Anlıyorum.Yasadığın acılar gercekten cok can alıcı.Bu kötü günleri artık unutalım,Bu Arada bundan sonra arkadaşız değil mi?
-Peki olabilir tesekkürler.
-Rica ederim ne demek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Çıkmaz Sokağımsın
ChickLit***Hikayeden Kesitler*** Kabullendim; Hemde her gün gözyaşı döke döke kabullendim. Etimi koparıyorlarmış gibi acı cekerek... Saç tellerimi tavana asıp sallandıyorlarmış gibi... Kabullendim..! Sende ki ben demişti murat. Sevda ve sevdiği adamın çares...