B

209 126 98
                                    

Tıpkı ilk geldiğindeki gibi bir ses yükseldi nimorlardan Khan sözü babasına verirken. Bir an babasından daha çok sevileceğini düşündü. Fakat bunun gibi -kendinden geçtiğin- anlarda gelen düşünceler yanıltıcı olurdu.

Zihnini başını sallayarak boşlattı.

Boş zihnine ilk gelen şey Mekia oldu. Bunu düşünmek istemediği için tekrar başını salladı fakat işe yaramadı. Adımlarını hızlandırıp, çalıştığı tarlaya ilk defa farklı bir amaç için yola koyuldu.

Sebebini bilmeden hızlı adımlarla ilerledi. Tarlya geldiğinde "Kaytarmaya çalışmayın lan, çaylaklar!" dedi bir gecede büyümüşçesine. Khan' ı fark edenler anında ellerinde nevarsa yere fırlatıp Khan' a, büyük ağacın altına gittiler. "Nerden geliyorsun abi?" dedi Tarman -Khan' ın en yakın arkadaşı ve aynı zamanda yaşıtı- bir kedi yavrusu gibi gözlerini büyütüp boynunu bükerek.

Yanlış anlaşılmasın diye sustu Khan ve bir gülücük belirdi yüzünde. O da hızlıca bıraktı kendini ağacın büyük gövdesine ve kayarak yere oturdu. "Mekia' nın yanına akşama doğru gideceğiz." diye başladı söze. "Babam tören için konuşma yaptı, ben de birşeyler söyledim. Belki de inanmazsınız ama öyle bir alkışladılar ki; sanki coğfaray olmuşum!" dedi ve bir kahkaha atıldı.

"Acaba o gün neler olacak? Sana dokunmak için kimler kaç kişiyi ezecek? Kaç kişi çılgına dönüp yeri kazacak." dedi kalabalıktan biri hayretle. Yüz ifadesini değiştiren Khan "Yeri kazan olursa hepimizin hayatını tehlikeye atar. Hem törseflere komam, onlardan önce ben öldürürüm o salağı." dedi sinirli bir tonla. Khan hariç hepsi umursamayıp güldü.

O sırada tarlada çalışan Bofuk' u görünce "Bazen 'haklı olabilir mi?' diye soruyorum kendime." dedi onu işaret ederek.

"Ah Khan ah... Sen hariç herkesten beklerdim bu düşünceyi." dedi bir iç çekerken Tarman. "Nasıl aklın alır bir rüyada görülenin gerçek olduğu? Saçmalık..." diye de hayter etti.

"Onu kendi haline bırakın, şizofren o!" dedi başka biri. Khan şaşırırken "ciddi misin?" dedi. Şakacı bir tebessümle " En azından bence öyle..."

Daha başka biri de "Sana kalsa bi sen normalsin!" dedi bir kahkaha atıldın diye.

Biraz sessizlik olunca Khan "Hadi, hadi! Yeter dinlendiğiniz, çalışın. Benimde evimin projesini çizmem gerek zaten." dedi ve herkesi kaldırıp oradan uzaklaştı. Hafif tozlanmış üstünü çırpıp hızlı adımlarla eve gitti.

Odasının, hemen şekil alan duvarını düzleyip hayalindeki evi çizdi.

Beğenmedi, sildi! Çizdi, beğenmedi, sildi! Yeniden çizdi, beğenmedi, sildi!

Uzun süre odada bunu yaptı. Zor beğendiğini keşfetti -kim hayalindekini beğenmez ki?- Dayanamadı, tüm duvarı karaladı. Kafa dağıtmak için dışarı çıktığında yoperin kararmak üzere olduğunu gördü. Babasını bulmak için yola koyuldu fakat uzun sürmedi. Çünkü babası da onu bulmak için eve geliyordu...

"Nerdesin be oğlum, Seni arıyorum her yerde!" deyip bir iç çekti. Khan, o an korkuyla karışık birkaç tane duyguyu birden yaşadı ve "B-ben de seni arı-rıyordum. Evdesin sandım buraya geldim, neyse ki bulduk birbirimizi." sözleri çıkıverdi ağzından.

"Hadi gidelim o zaman, yoper kararacak..." dedi ve arkasına dönmeden gitti. Khan da yetişmek için koştu...

Yolun ne kadar uzun olduğu hakkında en ufak bir fikri olmayan khan, sormadı bile.Aşağı yukarı 10 adımlık ve sayamadığı kadar uzun iki köprüden geçtiler. Yere yapışık yarım küre görnünce "İşte, geldik!1 deyip samimice vurdu Khan' ın omzuna. Khan bir iğneleme yapıp "Bu kadar yakın mıydı?" dedi.

İkisi de gülüp devasa yarım küreye baktılar. Yaklaştıkça daha da büyüyordu -Uzaktan o kadar da büyük değildi sanki?-.

Sürekli esen yavaş rüzgar, hızını arttırınca birden herkes tarafından hissedildi. sürekli kullanılar bu yoldaki nimorlar şaşkınlıkla etrafına bakındı ama sıradan olmayan hiç bir şey yoktu...

Karşıdan gelen bir kadın her şeyi -olması gerektiği gibi- doğal karşılıyordu ve Khan onu görünce yüzü parlıyor sandı. -Hızını arttıran rüzgardan- 'Uçuşan saçları sıradan olmayan tek şey muhtemelen' diye geçirdi içinden. Khan henüz fark etmese de ona hayran kalmıştı.

"heyecan var mı?" diyen kaba sesle irkildi. "Eh işte, biraz." dedi ama deli gibi atıyordu kalbi. Coğfaray, gözlerine bakmadığından yalan olduğunu anlamadı.

Tekrar bakışlarını o kadına yöneltti Khan bir yandan yürümeye devam ederlerken. Onun da kendisine baktığını görünce kalbinin durdunu sandı ama o kadar hızlı atımaya başlamıştı ki artık attığı belli bile olmuyordu.

Anlatmak istedi hayranlığını gözleri ile.

Yüzüne bir tebessüm, gözlerine bir mutluluk giydirdi.

Daha ne yapabilirdi ki?.. Gerisini umut etti...

"Hayal ettin mi hiç? Nasıl biri olabilir?" dedi Coğfaray, Khan cevabı göremeden. "Hayal mi? Hobilerim arasında yer alan şey... Tabii ama hayal işte hep o konumda kalacak şey." dedi farklı bir yüz ifadesi ile.

"O da var tabi...Ama...Bir umut kurarsın işte hayalini..." dedi, geçmişini düşünür gibi.

İkisi de sustu.

Erkekler için ayrılan bölümden girdi Khan. Coğfaray dışarıda kalmak zorundaydı. Kadınlar tarafından girenlerin görülmemesi için arada ne ile yapıldığıni bilmediği bir duvar vardı.

Biraz ileride duran kapıyı açtığında, tam karşısında bir kapı daha bulunan bir odaya girmiş oldu. "Merhaba Khan!" dedi cinsiyetini belirleyemediği bir ses. O da "Merhaba!" dedi şaşkın şaşkın odayı incelerken. Uzun süre uğraşılmış motifler, dikkatleri çeken bir tavan ve törseflerin içeri girmesinin imkansız olduğu bir zemin...

Nereden geldiğini bilmediği sesin "21yaşına kadar ne öğrendin Khan?" dediğini eyırt ettğine şaştı, kalbinin sesi daha baskındı oysaki. Ne diyeceğini bilemedi, ciddiye mi alacaktı yoksa o ses konuşmaya devam mı edecekti? Bilmiuordu, susmaya devam etti.

"Bana sorsalar, ben de cevaplayamazdım. O kadar çok şey öğrenir ki nimor...Ah ah!Her an, her saniye. Mesela şuan benim hakkımda bir şeyler öğrendin. Tabi anlatamayacağın şeyler. Anlatmana da pek gerek yok zaten. Sana ne öğrettiğimi, senin neler öğrendiğini biliyorum. Benden korkanı istemiyorum, bu yüzden daha samimi olalım; buraya gelme sebebini biliyorsun. Peki nasıl biri olmasını isterdin? Belki hafif kilolu, kısa boylu, sıcak birisinin senin yanına yakışacağını düşündün... Belki de fiziğinin hiçbir önemi yoktur senin için. Öyle mi?"

Birşey söylemesini beklemeden "Benim için değil, hatta çok önemli; nimorların mutluluğunu önemsemem gerekli." diye devam etti.

Daha sakin olan Khan' ın aklına, dışarıda düyülendiği kadın geldi. "Kahretsin, ben öyle düşünmüyordum ama Khan!" dedi üzgün gibi. Artık farkına vardi ki o sesin sahibi düşüncelerine erişebiliyordu. "Yo. Pek önemli değil, siz daha iyisini bilirsiniz" dedi fakat içinden geçen bu değildi.

"Ya... Ne demezsin? Amaan, neyse; biz neticeye varalım. Şimdi karşında duran kapıdan geçeceksin ve karşına hayatındaki en önemli ikinci kişi çıkacak. Birincisini hepimiz biliriz... O hayatındaki en önemli ikimci kişisi ile birlikte gideceksiniz ve hayatınıza yeni bir kaîde koyacaksınız. Hatta...Sana bir kıyak yapayım; İsmi Yogan."

Khan hiçbir şey söylemedi, karşısınaki kapıya odaklanıp kaldı. Bir süre sonra adım adım yaklaştı kapıya, merak ediyordu. Hep merak ediyordu bir kapının arkasında nelerin olduğunu.

"Hayal kurmaya devam et Khan. Hoşça kal!.." dedi

Khan, minik bir tebessüm edip kapıyı açtı. Yine tam karşısında duran bir kadın ona bakıyordu. Biraz daha hızlı adımlarla ona yaklaştı.

"Merhaba!.." 

Çiğnenmez Kural! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin