D

98 83 28
                                    

2 gün sonra aynı yerde buluşma kararını aldıktan sonra oradan ayrıldılar. Khan eve dünmesi gerektiğini hatırlayınca Yogan' a ne diyeceğini bilmediğini fark etti. bu soruna bi çare düşündü. Pek de uzun kalmamıştı aslında dışarıda, bir öğün atladı o kadar.

Yolu artık ezberlemişti 'sağ mı, sol mu, düz mü? diye düşünmesine gerek kalmadan gidebiliyordu. Tabi sağına soluna bakmıyor değil; onu tanıyanlar veya dikkatini çektikleri...

Ne cevap vereceğini hala bilmiyordu. Stres yaptı, etrafına bakındı, tırnak altlarını kurcaladı kurcaladı. "iyilik et, iyilik bul" teorisini uyguladı; "Er yetişsin gençler!" diye seslendi az ötedeki tarlada çalışanlara. Der demez de buldu iyiliğini ; söyleyeceği bahaneyi buldu. "iki gün önceye kadar çalıştığım arkadaşlar bi kutlama hazırlamıştı oraya gittim..."

oluşabilecek diyalogları düşünerek eve kadar vardı. "Kimse yok mu?" diye kapıyı kapatırken büyük salondan "nerde kaldın yaa? Sıkıntıdan öldüm, hem sen nereye gittin? Sorguya çekecem seni gel sen geelll..." giyerek çıktı Yogan.

"İtiraf ediyorum; masum nimorları ben katlettim!" dedi Khan kendini uzun koltuğa bırakırken. "Ne?". Khan yorgun gibi uzattı ayaklarını, elini anlına koydu. kapadı gözlerini. "Saçmaladım. Neyse... Çek bakalım sorguya beni."

"İlk olarak, rüya gördün mü? Uykunda gülüyordun, elbet görmüşsündür..." diye sordu en merak ettiği soruyu. Khan ise pek beklemediği bir soru ile karşı karşıya kaldı. "Rüya mı? Yoo, sanmıyorum. O nası bi yorguluksa artık hatırlamak bile istemiyorum." dedi doğal görünmeye çalışırken -keşke harbiltepde tiyatro dersleri alsaydı...-

şüphe duygusunda yoğunlaştırdı Yogan bakışlarını, şüphelenmek istedi fakat inandı...

"Peki, nereye gittin?"

Khan hafif gülerek "Mmm. Güzel soru." diye başladı, beklediği bir soruydu çünkü... "Tarlada arkadaşlarla bi kutlama yaptık. Tarladan ayrılan herkes için yapıyoruz bunu" dedi der anlatan okutman gibi.

"Nasıl bir kutlama bu?" diye kurcalamak istedi Yogan. Khan çok kısa bir süre gözlerini kısıp bakt ve hemen anlatmaya başladı "Şimdi, yarın birisi tarladan gidecek diyelim. O gün tarladaki tüm mahsülleri toplarız,henüz olmamış olanları bile! Sonra tümünü her tarafı kapalı sıcak bir yere koyarız. Fırın gibi ama daha soğuk, pişmeyecek tabii. Evet biz Mekia' dan gelirken onlar yiyecekleri kapatıyordu. Yarın olunca dayani bugün, saklanan yiyecekleri tarladan ayrılan kişi yer. Lanet olsun kusmamak için kendimi zor tuttum. Her neyse... Öyle yani.."

Yogan bir süre şaşırıp "vay canına" dedi boşluğa bakmaya deva ederken. "Bu kadar şeyi uyduramazsın herhalde... Bu yüzden inanıyorum." dedi sorgulamayı bitirirken. "Bak yaa... Niye uydurayım saçmalama! " dedi Khan sesini yükselterek. Yogan korktu "Tamam yaa, şaka yaptım." dedi sıyrılmak için.

Başını kıvırdı Khan. Haklıydıda. Çünkü anlattıkları doğruydu, bir kısmı tabi. Henüz o yiyeceği tadmadı ve bugün oraya gitmesi gerekiyordu. Şimdi düşüneceği tek şey nasıl gideceği. Derin bir nefes aldı. Evde boş boş ne yapacağını bilmeyenlerden hissetti kendini.

Biraz dinlenmek istedi, Kendini halsiz hissediyordu. Çünkü acıkmıştı... Halsizliğin sebebini fark edince mutfağa gidip "Canım ben bişeler yersem geçer belki, nasıl beslenirim ben?" dedi yiyecek bişeyler ararken. "Bizim öğlen yediklerimizden kalanlar var masaya hazırlayım mı?" dedi cevabının olumlu olduğunu bile bile.

"Sorma bile! Hadi, hadi..."

Masayı hazırlayınca "Sen yersin, toparlaman şart değil, ben anneme gidiyorum, Akşam yemeğinden önce gelirim. Tamam mı? Kendine emanetsin..." deyip gitti. Khan yemeği yerken pek kulak asmadı ama "Görüşürüz..." dedi.

"Pek yemeyim de akşama kalsın" fikri ile tam duymandan kalktı masadan. Odasına giderken Fark etti de evde tekdi... Yogan'ın söylediklerinden aklından kalan tek şey içinde 'yemek' geçen cümle; ' akşam yemeğinden önce gelirim'...

Akşam yemeğine kadar yapabileceği tek şey, tarlaya gidip yapacakları kutlamaya katılmak. Alelacele olmasına rağmen adamakıllı hazırlanabildi. Pek de zor değildi aslında.

Çıktı dışarı, tarlaya doğru yürümeye ilerledi. İlk 30 adımdan sonra arkasına dönüp evine bir baktı. Eleştirel bir gözlemci gibi.

"Vay anasını..." dedi ve gitti.

Sandı ki tam vaktinde geldi, öyleydi de. Çünkü geldiğinde kasadan yiyecekleri çıkarıyorlardı. "Dur çıkarmaa!!. Lanet olsun!" dedi. Onu görenler "OooO" diye seslerini yükseltti. Ardından "Gel sen, çok şey yedirecez sana..." dedi birisi gülerek. Birçoğu da espri algıladı.

"Lan ben bunu nasıl yiyecem?" diye isyan etti buruşmuş meyveleri gösterirken. "Sana birşey hatırlatmak isterdim Khan" dedi ve anında bir kahkaha attı Tarman. Diğerleri de güldü buna. Kasadaki tüm yiyecekler çıkınca birkaç kişi Khan' ı tuttu, Tarman' ın buruşmuş meyvelerden birkaçını eline almış "Hanimiş benim akıllı kızım? Aç bakalım ağzını, uçak geliyor aaa..."dedi ğini duydu. Sonra gözünü kapattı...

"Hayııırrrr!!!" 

Çiğnenmez Kural! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin