C

159 112 92
                                    

Khan, yanıt vermek için biraz bekleyip "Merhaba!" dedi. "Merhaba Yogan!" diye yeniledi. Yogan şakayla karışık espri ile "Tipim ismimin Yogan olduğunu o kadar belli mi ediyor yaa?" dedi apaçık. Khan gülerek gözünü devirdi. "Daha doğrusu, benim tahmin yeteneğim ileri düzeyde..." dedi ve ciddi olmadığını ikisi de biliyordu.

Khan hiçbir şeyden emin olamadı. Coğfray zaten çoktan gitmiş olmalıydı "Yürüyelim mi? Konuşuruz bu arada." dedi olması gerekeni rica ederek. Khan cevap olarak birşeyler söylemek yerine elini sağındaki çıkış kapısına doğru uzattı, nazik olmaya çalışıken.

Tabi bu davranışlar gelip geçicidir...

Khan arkadan gelirken, aklına saçları büyülü kız geldi Yogan'ın saçlarını görünce. Onun saçları daha etkileyiciydi. Yüzünde belirsiz bir beğenmezlik ifadesi oluştu.

"Sen ismini söylemeyecek misin?" dedi merakla. "Sen söyledin mi ki?" deyip ince bir yerden vurdu. Düşünmesine yer vermeden güldü ve "Khan ben!" dedi Yogan'ın arkasından yanına geçerken. Aklından anlamını sormak geçti fakat anında vazgeçti. Çünkü kendi isminin anlamını bile bilmiyordu ki...

"Söyleyişi güzelmiş, Khan" dedi uzaklara bakarken. "Öyledir." deyip geçti. Sonra "Yoper, kararıyor, şimdilik bizim evde kal yarın ben evi yaparım. Sen de 'şurası güzel olmamış!' dersin bir daha yaparım. Olur mu?". Yogan utanır gibi gülümsedi. "Dikatimi o ayrıntıya çekmen hoş oldu. Tamam bu gece sizin evdeyiz o zaman" dedi gururlanırkenn -neye gururlanıyon?-.

Eve varana kadar sohbet, muhabbet derken esprilerin bol olduğu duruma gelmişlerdi bile. Akşam yemeği hazır halde olduğu için Yogan yerken çekinse de epey uyum sağlamıştı aileye...

Khan ve Yogan' da, aynı odada farklı yataklarda sabah için uyurken heyecan durumu hiç yoktu neredeyse

Sabah olduğunda ise neşeli sabahın verdiği mutluluk ve yapacakları yeni evin verdiği minik heyecan karışıyordu. Güne erken uyanan Khan kimseyi uyamdırmadan dışarıda annesinin hazırladığı, taban yapmak için kullanılacak olan malzemeleri inceledi. Tam birkaçını kaldırıp büyük düzlükte evin sınırlarını belirlerken, Yogan' ı pencereden kendisine baktığını gördü. Bir tebessüm, işe devam.

Bir süre sonra Khan' ın yanına gelen Yogan "Büyük yap! Ferhlığı severim..." diye yaklaştı. Khan elindeki taşı yerine koymadan "Küçük olanını bulduk da büyüğü kaldı!" dedi tersler gibi. Sertçe yerine koydu taşı, sinir değil; tam otursun diye.

Khan' ın defalarca irkilmeisni sağlayan ses, bu kez Yogan' ı "Günaydın!" diye korkuttu Coğfaray, Yogan' ın korktuğunu görünce "Sesim çok mu gür?...Neyse zamanla alışırsın." deyip güldü ve Khan' a yardım için taşları yerine koymaya başladı. İkisi de uzun süre çalıştıktan sonra bir yorgunluk çöktü. Kendilerini, yavaş yavaş şekil alan evin duvarına bıraktılar. Serik, tam o sırada "Bu hazırladığımız yemekleri kim yiyecek?" diye seslendi, Khan' a çocukken yaptığı gibi.

Biraz dinlenip içeri girmeyi düşündüler. Bu arada Khan "Ben senin yaşına gelince kesin çökerim, baksana seninle aynı anda yoldum..." dedi nefesini toplamaya çalışırken. Nefesi gayet yerinde olan Coğfaray ise " Benim yorulduğumu da kim söylüyor?" dedi fakat ayağa kalkacak hali yoktu. "Şaka mı yapıyorsun?" dedi Khan şaşkınlığını gizlemeden.

"Evet."

Khan' ın dizine dokunup kalktı Coğfaray, hemen ardından Khan da kalktı. Hala masaya tabak getiren Yogan "Acıkabildiniz mi sonunda?" dedi. "Hayır, kalkabildik sonunda." diye çıkıştı. "Zaten açtık..." diye de ekleme yaptı.

Yemek yerken "Malzemeden mi çaldın anne? Dışarıdakilerden daha iyi bunlar..." deyip bir kahkahaya sebep oldu Khan. Herkes doyuncaya kadar kimse konuşmadı.

Tekrar çalışmaya devam ettiler. Yogan da yanlarında minik ayrıntıları yapıyordu. Köşelere çiçek motifleri, pencerelere ne olduğunu bilmediği garip ama güzel görünen şekiler, taşların arasındaki boşluklar ve daha ne varsa... Uzun süre uğraştılar. Yoperin birazdan kararcağını biliyorlardı fakat ara vermeden evin bitmesi için uğraşıyorlardı...

Artık etraf tamamen karardı, birbirlerini zor ayırt edyorlardı zifiri karanlıkta. Öyle ki ev de kullanıma hazırdı. Sonuç olarak 'Harika bir ev yarattılar' denilebilirdi çünkü ev düşündüklerinden daha büyük ve estetik olmuştu. Tabii olarak herkes derin bir oh çekti.

"Bu günü hiç aklında çıkarma Khan, unutmana sebep olacak şeyleri imha et. Yoksa çocuklarına anlatacağın en güzel günün olmaz." diye bir tavsiye verdi Coğfaray. Khan, aklına babasının kendisine anlattığı günü geirdi. O gün babası kendi evini yapmıştı. Hala hatırlıyordu... Hafızasının iyi olduğunu bildiği için şaşmadı buna.

Akşam yemeğini yeni yapılan evde yemeye karar verdiler. Eksik olan malzemeleri Şerik' in evinden aldıkları da oldu tabi. Daha sonraları ilişkilerini keserkler mi? Muamma...

Yorgunluk, yün yorgan gibi çömüştü göz kapaklarına. yemekten sonra aile içi vakit geçirmeye kimsenin niyeti yoktu ve herkes uyumak için zamana yalvarıyordu. Yogan' ın "İyi geceler!" dileğine bile yanıt vermeden uyumuştu Khan...

Çiğnenmez Kural! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin