P

47 32 31
                                    

Birkaç günden beri yaptığı şeyi yaptı; Sabah kalkıp doğruca Khan'la buluştuğu banka gitti.

Her seferinde bunu yapmaktan yorulmuyordu, çünkü seviyordu.

Belki de sevgisinin verdiği hisler yorgunluğunu bastırıyordu. Ki en buyuk ihtimal de buydu...

Ellerini göğsünde bağlamış, hızlı adımlarla yürüyodu. Başı genelde yere bakıyordu ama hiçte dışardan göründüğü gibi biri değildi.

Hayattan soğuyan ergenler gibi görüse de içinde yalnızlığın eşsiz kıpırtısı vardı...

Ezberlediği yolun sonuna -banka- gelince birisinin orada oturuyor olacağını hiç de tahmin etmemişti. Birkaç adım yan tarafında ayakta beklemeye koyuldu. Bankta oturan başka bir kadın onu gizlice süzdü, onun kendisine zarar vermesinden korktu belli ki. -Korkulmayacak gibi de değil ki-

Biraz daha bekleyince gitmeyeceğini anladı; kalkıp kendisi gitti. Kadın kalkar kalkmaz Alebü gelip bankın bir ucuna oturdu. Kendisi gibi iki kişinin daha oturabileceği bir banktı.

Yanındaki boşluğa bakıp Khan'ı düşünmeye başladı. Onun yanında olduğunu hayal etti, bunu da sürekli yapıyordu.

Bazen farkında olmadan gözlerini kapatıyordu, kendi kendine tebessüm ediyordu. Resmi bir sebebi olmadığı halde. Sadece kurduğu hayalde Khan var diye mutlu oluyordu.

Bu, bir yandan herkesin yapabileceği ama diğer taraftan da çok az kişinin yapabileceği bir şey... Yani herkes sevdiği kişinin hayalini kurarak mutlu olamaz, ve herkes bu kadar basit şeylerle mutlu olabileceğinin farkında değil...

Uzun süre hayal kurdu, uzun süre mutlu oldu o bankta. Kaç gün daha bunu yapacaktı? Bilmiyordu ama yapacaktı işte; sürekli gelip burada Khan'ı bekleyecekti...

O da "sevdiğini beklerken, beklemeyi sever olacaktı". Alışacaktı, herkes ve herşey gibi buna da alışacaktı. Hatta Khan'a alışmıştı bile.

Bunları düşünürken önünden geçen birinin kendi kıyafetine basarak takılması uyandırmıştı derin düşüncelerden. Zaten gülmekte olan yüzü biraz daha güldü.

Takılan kişi Alebü'yü görünce "Ne kadar da sakarım..." dedi ve ağlanacak haline güldü.

"Kendini küçümseme..." dedi Alebü ama o buna aldırmadı ve yoluna devam etti. Aslında geldiği tarafa doğru gitti. Yani sadece Alebü'yü daha yakından görmek için buraya kadar gelip tekrar gitmiş gibi oldu...

Alebü farkedemedi, dolayısı ile merak etmedi.

Etrafını izleyip tekrar hayallere dalmak istedi ama çevresi çok kalabalıktı. Karşısında duran devasa yarım küreden onlarca çift gelip geçiyordu. Bunları izlemek ona Khan'ın karısını hatırlatıyordu.

Onun Khan'la birlikte gidişini tekrar gözünün önüne getirdi. Demin yüzündeki mutluluk şimdi orada yoktu. Belli ki ondan hoşlanmıyordu.

Ama ona da hak vermek zorundaydı çünkü kendisini tanımıyordu ve bu konuda yapabileceği bir şey yoktu...

Sonra Khan'ın kendisine söylediği plan geldi herşeyden hızlı aklına. Yogan'ı bir gece yarısı törsef öldürmüş süsü vererek Alebü ile evlenmek ne kadar doğru? Tartışılması gerekir...

Birden bire oluşan duygular yüzünden tüm geleceği tehlikeye atmak, hücre varoluşundan beri hiç değişmeden gelen kuralları çiğnemek, hiç doğru değildi...

Ama Alebü bunu değil Khan'ı düşünmek istiyordu... Alebü Khan'ı istiyordu, sonucu ne olursa olsun...

Uzun süre orada oturup bunu düşündükten sonra acıktığını fark etti. Kahvaltı yapmadan çıktığı için erken acıkmıştı.

Kalktı ve geldiği yoldan evine gitti. Giderken de yine Khan ile ilgili hayaller kuruyordu. Ne zaman bunu yapmaktan sıkılacağı hakkında bir fikri yoktu.

Eve gittiğinde direkt mutfağa gidip birşeyler hazırlayıp yedi.

Tek başına yaşamaya alışmıştıç Çünkü; uzun zaman önce ailesindeki herkes ölmüştü.Tek bir olayla üç kişi ölmüştü; annesi, babası ve küçük kız kardeşi.

Alebü'nün evde olmadığı bir gün kardeşi merek edip salonun içinde bir delik açmış, sonra törsefler kendisini ve evdeki anne-babasını öldürmüş..! Çevredeki nimorlar deliği büyümeden kapatmayı başarmışlar ama olan çoktan olmuştu bile... Geride kalan alebü yalnış yaşamaya mahkum kalmış. Zaten alışmak onunn için pek de zor olmamıştı.

Biraz sonra içeri girip uzandı.

Her zamanki gibi bir gün olacaktı.

Dünkünden biraz daha kalın bir kitap aldı ve okumaya başladı. Her gün bir kitap okumak zorundaydı çünkü, kendine öyle söz vermişti.

* * * *

Aslında insan kendine verdiği sözleri tutabilirse gerçekten yalnız kalmış olur...

Ben yalnız değilim...

Çiğnenmez Kural! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin