SAKLI BAHÇE ...............7 .BÖLÜM....................
Tür dram..arada komedi ..............
................SAKLI BAHÇE...............
SAKLI BAHÇE ...............7 .BÖLÜM....................
Tür dram, arada komedi ..............
Gidilen yarım saatlik yol boyunca, Nicholas kızdan tarafa başını bir kere bile çevirmezken, içten içe kendine kızıyor, lanetler yağdırıyordu. Bir anlık hatadan başka bir şey olmazdı değil mi? Bir anlık sahiplenme duygusundan ötesine gitmemeliydi, ama duygularına kapılarak gitmişti bile.
Evin bahçe kapısından içeriye, aracını sürerek park alanına gelince, arabasını durdurmaya hazırdı ki Mirabelle her an durdurulacak arabanın kapısından kendini dışarı attı. Gözyaşlarını adama göstermemek adına, ağlayan yüzünü geceye gizlerken içinde ki kırıklığıyla ne yapacağını bilmiyordu. Ayaklarını evin kapısına, yarı sarhoş haliyle yalpakla yalpaklaya sürüyor, arkasına bile bakmadan ilerliyordu. Fakat ayağı bir taşa takılınca, ileri düşüşe yöneldi. Tam yere kapaklanacağı anda, kollarından birinin tuttuğunu görünce gözleri sevdiği adamla buluştu.
''Sen çok mu içtin? Diye soran adama karşılık vermeden duruşunu düzenleyerek, kollarını çekiştirmeye çalıştı genç kız ama başaramadı. Kolları hala adam tarafından tutulurken, tüm bedenini ona çevirdi. Nicholas bir anda bahçenin ışığının altında, pırıltı gibi parlayan kızın gözyaşlarını fark etti.
Yanaklarına süzülen su birikintileri kızın boynuna damlarken, gözleri de yere sabitlenmiş o şekilde duruyordu. Nicholas yarım saat önce söylediği sözü söylerken, bu kadar üzeceğini tahmin edememenin üzüntüsünü yaşıyordu.
''Bırak kolumu kendim gidebilirim, ''diyen genç kız kolunu çekiştirerek ellerinden ayırdı sinirle.
''Ben yürüyebilirim sana ihtiyacım yok, ''dedi sonra ellerinin tersiyle gözyaşlarını siliyordu . Karşında tepeden bakan adama inat, başını dikleştirip yeşil gözlerini gecede ışıldayan yeşilliklere bakarak ''Siz kalpsiz ruhsuz, ''dedi ve kaldı . Ne yapıyordu, o öpücüğe kendisi de karşılık vermiş olmasına rağmen, bütün hatayı onda bulmamalıydı.
Elbisesinin eteklerini bir çırpıda elleriyle toparlayarak, perişan yüzünü astı ardından arkasını hışımla dönerek, eve doğru adım atmaya başladı. Bir daha Nicholas diye birini kalbinde barındırmayacağını ve onun aşkından kurtulmak için aklına gelen tüm duaları edeceğini , gerekirse rahibe bile gidip ondan dua isteyeceğine karar verdi.
Mirabelle adımlarını sarsakça atıyor, arada bir içtiği şarap yüzünden başı dönüyordu, ama hala ayaktaydı . Aşkı yüzünden maymuna çevrilmiş bedenini, kalbinin tüm tabularını yıkan genç adamı hayatından silecekti. Unutacaktı unutmalıydı da .
İlk öpücüğünün hep farklı bir mekanlar da hayal ederken, bir arabada olabileceği aklının ucuna bile dahi gelmemişti. Tabi ki öpülen dudaklarının aptalca bulanacağını da düşlememişken, sevdiği adamın onu sevmeye pek niyetli gözükmüyordu . Belki pes etmeli, buradan gidip farklı bir iş bulmalı, kendini başka mesleklere adamalıydı . Çok sevdiği çikolatayı yapan kafelerde çalışır, belki değişik tarzda unlu mamuller yapardı.
Mirabelle hamur işleriyle oyalanarak Nicholas'ı yoğurduğu her hamur zerresiyle ezmek, yok etmek üzerine de onu fırına sürüp en hararetli derecede pişirmek istiyordu.
Düşünceleriyle eve girince hiç durmadan, odasına koşar adımlarla merdivenlere çıkmaya koyuldu. Bay Nicholas kızdan habersiz kendine kızgınlığıyla içeri salona adımlarını atıyordu. Eline rahatlamak için bir kadeh ile bir şarap almaya koyulduğu anda, merdivenlerden aşağı tıngırtılar gelince, o yöne doğru koşar adımlarla gitti.