SAKLI BAHÇE ............6 .BÖLÜM ................
Tür dram arada komedi ve aksiyon ................
Çok uzun bir bölüm oldu inşallah sıkılmadan okursunuz .Hikayemde geçen masal uydurmadır ..Bundan iki yıl evvel masallara merak sarmıştım ...Herkese keyifli okumalar yorum ve düşüncelerinizi bekliyorum inşallah bölümü seversiniz umudumla DİLRUBA
.........SAKLI BAHÇE................................
Nicholas omzuna sokulan kızı, ne geri çekebildi nede ona içten dokunabildi. Ellerini kızın beline bir türlü koyamazken, yüzü kalbinin tam üstündeydi .Mirabelle'nin göz yaşları gömleğini ıslatıyor, nefesi hıçkırıklarla kesilirken bir müddet sonra normale dönüyordu.
İkisi sessiz o şekilde kalırken genç kız, Nicholas'ın omzundan hiç ayrılmamak isteği, tüm benliğini sarmıştı. Bir ömür boyu o geniş omuzlarda kalabilir, gözlerini kapayana kadar çekilmeye bilirdi .
Ama bu isteğin tam tersi oluyordu. Çünkü genç adam elleriyle kızın omzundan geri iterek, yüzüne bakmasını sağladı .
Çaresizce bakan gözler, ışıltısını yitirmiş ve ağlamaktan kan çanağı olmuştu. Kızın haline bir kez daha içten üzülen genç adam, kederle titreyen dudaklarına odaklandı . İçinden ona sarılıp, milyonlarca kez özür dilemek geçerken, kızın ağzından dökülen sözle ona öylece baktı.
''Sadece Alex i uyarmak istemiştim, ama o bana dokunmak istedi . Ben çok korktum.''Diyen kızın tüm bedeni hala titriyordu. Ellerini anlamsızca üstünde oyalan Mirabelle'yi o an, kendine engel olamadan sıkıca sardı .
Genç adam kollarına aldığı kızı bedenine çekerken, saçlarındaki güzel kokusu içine doldu. Bu kez parfümünü anlamaya çalıştı. Lavanta ya da leylak mı yine çelişkiye düşünce, sadece onu hissetti. Ürkek bedinin sıcaklığı içine dolmuş, boynunun tam göğüs kafesinde duran genç kızında nutku tutulmuştu. Sevdiği adamın kolları arasındaydı. Kendi elleri de adamın belini sararken, düştüğü duruma nerdeyse şükredecekti.
''Ben özür dilerim! Önce sana kötü anları ben yaşattım. Başka birinin de aynısını yaşatmasına asla izin veremezdim Sana dokunmadı üzülme ''D iyen genç adamı Mirabelle anlamamıştı .
Nicholas, ona ne zaman kötü an yaşatmıştı ki ? Geçen geceki olanlardan dolayı, zaten özür dilemişti. Peki şimdi ne demeye getiriyordu.
''Anlamadım ''diyen kıza, genç adam pişmanlıkla baktı .Ve devam etmek için, ağzını açmıştı ki durdu . Kız hala kollarının arasındaydı. Ve ondan korkan veya endişeye kapılan biri gibi durmuyordu.
''Sen benden korkmuyor musun? Sana kötü davranmama rağmen, nasıl yüzüme bakabiliyorsun? Diye sordu Nicholas . Cevabını merakla bekleyen genç adam, yeşil gözlerini kızdan çekmedi. Mirabelle, kızarmış gözlerine rağmen gülmeye çalıştı. Elleri hala adamın bedenindeyken, yüzünü inceledi . Kendine kederle bakıyordu, bir o kadar da yorgundu.
'Siz Alex gibi bana zarar vermeye kalkıştığınızda da, çok korkmuştum ama şimdi korkmuyorum ''Diyen genç kız bir nefes ötesindeki adama başka ne diyebilirdi ki. Sevdiği adamdan ufak bir belirti bekleyene kadar ona öylece baktı yüzüne.
Nicholas hayatındaki en büyük şaşkınlığı yaşıyor gibi, yüzü renkten renge giriyordu . Karşısında ki bir kar tanesi kadar narin kız, ondan korkmadığını söylüyordu . Şikayetçi değildi. Ne diyeceğini bilemeden yüzüne bakışını sürdürüyordu karşılıklı.
O an tanıdık ses kulübede yankı bulunca diz dize olduklarını idrak etmeleri sonuncun da, ikisi de bir birlerinden uzaklaştı hemen .Coretta açık kapıdan içeri girmiş ve karşısında Mirabelle'nin perişan ağlamış suratını görünce irkilmişti .