............SAKLI BAHÇE ...........24 BÖLÜM......FİNAL.........
.......................Kelimelerinin altına yüreğini koymuşsan, ulaşamayacağın yer yoktur.
Mehmet Deveci
..................................................................................................................................FİNAL....................................
Baharın sunduğu pırıl pırıl güneşle dolu havanın altında, taze çimenlerin üzerinden gelip geçen insanlar koşturuyordular. Gökyüzünde bakıldığında karıncalar gibiydiler. Evin bahçesinden iki kişi sedyeyle çıkartılıyordu. Carol'un ölen bedeni, polisler tarafından incelemek üzere adil tıp kurumuna yönlendirildi. Maria ise ellerine kelepçeler yerleştirilmiş polis aracına götürülürken, Raina çocukların odasından dışarısını izliyordu.
Kaarlo ile Elizabeth yaşadıklarını çabuk unutmuşa benziyordular. Ellerindeki oyuncaklara yoğunlaşmışlar, kendilerince evcilik oyunu kurmuştular. Raina, derin bir iç çekerek yanağından inen gözyaşını sildi. Ve baktığı camın ardından gelen geçenleri, izlemeye devam etti.
Beyaz giyimli insanlar, Mirabelle'yi sedyeye kaldırıp hızlı hareket ediyorlar, sarsılmadan ambulansa yerleştiriyordular. Acil müdahalede bulunan doktor, kızın ağzına maske yerleştirdi. Rahat nefes alması sağlandıktan sonra nabzı ölçülürken, Nicholas karısının yanı başında durarak ellerini sıkıca tuttu. '' Yanındayım sevgilim sakın korkma!'' Diyerek çaresizlik içinde kalan yüzüne baktı. Alnından boynuna damlayan terlerin içinde kalmıştı ve canının yandığını apaçık ortadaydı. Avuçlarını sıkan, Mirabelle başını sallayarak derin nefes aldı.
Ambulansın hızlı hareketinden sonra hastaneye kadar karısının avuçlarını bırakmayan, Nicholas şaşkınlıkla dolu korkuların içindeydi. Eli ayağı bağlanmış elinden hiçbir şey gelmiyordu. Aşık olduğu kadının çektiği her sızı, içinde düğümlenerek dağ gibi büyüdü. Tüm dünya üzerine çökmüş gibi, nefes almakta zorlandı bir an!
Arada kasılmalarla acı feryat, koparan karısının durumuna içerledi. Mirabelle'nin her haykırışında, kalbinin duvarları işgale uğruyordu adeta. Çok sevdiği varlığın çektiği sızıyla gözleri kapanmaya başlayınca, içine korkular saplandı o dakikada.
Bebeğin hayatı riski çok yüksek olduğu kadar annenin de hayatı riske giriyordu. Etrafta ki görevlilerin sesleri beynine uğultu gibi, üşüşmeye başlayınca elleri titredi genç adamın. Ayakta kalmaya mecali kalmamış, duyduğu üzüntüyle dizlerinin bağı çözülmüştü.
Kalbinin ritmi adrenaline dönüşerek, kan damarlarında hızlı devir ettikçe gözleri kararıyordu. Birden yer ayaklarından kaydı. Gözlerini açıkta tutmak için devamlı ovdu genç adam. Şimdi gözlerini kapatırsa sevdiği kadının yanında olamayacaktı ve onu bir kez daha yalnız bırakacaktı. Direnç gösterip ellerini sıkıca tutarak, taze ruhuna baktı. '' Yanındayım!'' Dedi gözleri ışıldayarak.'' Bu beden benden gitmedikçe, burada olacağım sevgilim! Sakın korkma!''
Sevdiği adamın sözlerine karşılık veremeyen genç kız büyük acıların içindeydi. Ellerini tutan ellere sıkıca tutunarak kasıklarından karnına vuran sızıyla kıvrandı. Hiç bitmeyecekmiş gibi, duran ağrıyla aklı başından uçmuş, tek derdi bebeği olmuştu. Annelik hormonları ağır bastırmıştı ve kendi canını değil onu düşünmeye başlamıştı. Eğer şimdi doğarsa, yaşaması yüzde yirmi orandı. Bu risk onu üzmeye yetip kalbini sızlattı.
Ambulansın kapıları hastanenin önünde hızlıca açılarak, içinden Mirabelle dikkatlice çıkartıldı. İçeri taşınmaya devam edildiğinde, Nicholas acı içinde kalan bedenle mücadele veriyordu. Yaşadıklarının gerçekliği o kadar mide bulandırıcıydı ki! Maria, bir can daha almıştı. Üstelik bu kişi David'in öz kardeşiydi.