RESİMDEKİ ALEXANDER!
Koltuğa oturup ayaklarımı sertçe sehpaya çarptım.Herkes son derece huzursuzdu ama ben sadece bir kişiye odaklanmıştım.O da benden gözlerini ayırmıyordu.Gözlerindeki özür dileyen pırıltıyı görsemde görmezden geldim.
'Aklından geçen neydi sersem?' Justin ağzını açsada araya girip konuşmasına izin vermedim. 'Bu işte birlikteyiz sanıyordum.' Hepsinin üzerinde gözlerimi gezdirip Justin'de durdum.
Şimdi düşününce gelmiş olmaktan bile rahatsızdım.Yerimden kalkıp merdivenleri çıktım.Ayaklarımı yere vurmadan,kapıyı çarpmadan sakince hareket ediyordum.Ben odamdan birkaç tişört ve ipod'umu alırken Justin içeri girip kapıyı kapattı.
'Bebeğim be---' Elimi kaldırıp onu durdurdum.
'Bana açıklama yapmak zorunda değilsin.Çünkü bundan sonrasında bende sana açıklama yapmayacağım.' Justin'in kaşları çatıldı.Çenesini sıktığını görebiliyordum.
'Benden ayrılıyor musun?' Sesindeki ufak titremeyi hissedince içim burkuldu.Gözlerimi kapatıp başımı eğdim.Nefesimi dışarı verirken ne zaman yanıma geldiğini farketmemiştim.
'B-Ben özür dilerim.Seni korumaya çalışıyordum.' Elleri yanaklarımı okşarken başımı kaldırdım.
'Senden ayrılmıyorum Justin.Bunun olmayacağını,seni asla bırakmayacağımı sana söyledim.Eğer birgün yanında olmazsam kalbim daima sana ait olacak.' Justin dudaklarını benimkilere yaklaştırıp izin istedi.Bende ona yaklaşıp dudakların dudaklarım üzerinde gezinmesine izin verdim.
'Bu işte yalnız çalışıyorum.Sen kendi grubunla plan yapmaya devam et.Derek'i halledeceğim.Kendi yöntemlerimle.' Justin geri çekilip söylediklerimi anlamamış gibi bana baktı.
'Neden bunu yapıyorsun?Bizimle çalış.' Başımı iki yana sallayıp geri çekildim.Sırt çantama aldıklarımı doldurup askıyı koluma geçirdim.
'Sorun değil Justin.Altından kalkabilirim.' Dudaklarına bir öpücük daha kondurup yanından geçtim.Kapıdan çıkmadan önce geri dönüp Justin'e baktım. 'Geç kalma.Yalnız uyumak istemiyor.Özelliklede birkaç günün zor geçeceğinden birlikte olmak istiyorum.' Odadan çıkıp kapıyı çektim.Merdivenleri yavaşça inip herkesin yanından geçtim.
'Ruby?' Adımımı basıp geri döndüm.
'Önemli değil.Birlikte daha fazla devam edemeyeceğimiz belliydi.Her ne olursa olsun buradayım.Başınız beladayken haber ver.Orada olacağım.' Eski takımımın yüzünde hayal kırıklığı ve pişmanlık belirirken bende yüzümü buruşturdum.Ne zaman bu kadar berbat bir hale gelmiştik?
'Biz--' Daha fazla konuşacak birşey olmadığını bildiğimden arkamı dönüp kapıdan çıktım.Bu sefer kapıyı sertçe çekip arabama yürüdüm.Rüzgar tüm sertliğiyle saçlarımı dağıtırken aldırış etmedim.
Bu hale gelmiş olduğumuz için oluşan hayal kırıklığım nefesimi daraltıyordu.Belki ufak birşeydi ama benden birşeyler saklanmasından hoşlanmazdım.Gaza basıp evden uzaklaştım.Son huzurlu uykumu geçirip ölümün kucağına gidecektim.
Herzaman aynı tehlike vardı.Atlatacağımı biliyordum.Atlatamazsam bile tek başıma olmak istiyordum.Sonunda ölceksem başkalarını özellikle Alexander ve Justin'i peşimden sürüklemek istemiyordum.
Araba gittikçe hızlanırken etraftaki ışıklar ve ağaçlar silikleşti.Vites değiştirip dahada hızlandım.
Durumun bu hale geleceğini tahmin etmemiştim ama yapılacak birşey yoktu.Justin gelene kadar Derek'le ilgili durumu gözden geçirip toparlanmaya başlamam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crime
Fanfiction'Neden yaptın? Neden canımı yaktın? Neden şimdi peşimden geldin?' Göğsüne vurarak konuşmaya devam ediyordum. 'Neden benimle ilgileniyorsun?' Justin bağırdı. 'Çünkü seni seviyorum.Anladın mı? Kendime engel olamıyorum ve yanında...