(RUBY'NİN GÖZÜNDEN)
Hızlıca eğilip Justin'i de çektim.İnleme sesini duysamda canının yanmasına odaklanamıyordum.Başımı hafifçe çıkarıp bahçedeki gölgeyi izledim.Onu gördüğümü farketmemiş olmalıydı.Hala sessizce bekliyordu.'Aşağıda biri var.Evi izliyor.Ben ona bakacağım.' Dizlerim üzerinde kapıya doğru ilerleyip içeri girdim.Ben merdivenleri inerken Justin'de peşimden geliyordu.Odama girince dolabın içindeki kasayı açtım.Silahımı aldıktan sonra arkamı döndüm.Justin'e çarpınca irkildim.
'Nereye gidiyorsun?' Yaptığım belli değilmiş gibi sormasına anlam verememiştim.
'O adama bakmalıyım Justin.Kim olduğunu öğrenmeden bekleyemem.' Ben yanında geçip odadan çıktım.
Merak beynimi kemiriyordu.Kimse bu evi bilmiyordu ama son zamanlarda dikkatsiz mi davranmıştım? Belkide biri beni izlemiş ve evi bulmuştu ama ben farkına bile varmamıştım.Yaptığım hata yüzünden kendime lanet ederken bahçeye çıkan kapıya doğru yürüdüm.
Justin'in de benimle birlikte geldiğini görünce durup elimi göğsüne koydum.
'Sen gelmiyorsun.' Justin kaşlarını çatıp üzerime yürüdü.
'Delirdin mi sen? Seni dışarıya tek başına yollar mıyım sanıyorsun.Orada kim olduğunu bilmiyoruz.Hava karanlık ve burada kız gibi beklemeyeceğim.' Elimdeki silahı tutan parmaklarım sıkılaştı.
Elimi Justin'in yanağına koydum.Alnım onun alnına değerken gözlerimi kapattım.Dışarıdaki lanet herife,gecemizin berbat olmasına küfürler ederken Justin'i sakinleştirmemde gerekiyordu.
'Söz veriyorum.Söz veriyorum dikkatli olacağım ama yaralısın.Nasıl olduğunu düşünerek odaklanamam.Burada kal.Alexander ve Emma'nın yalnız kalmaması gerekiyor.' Justin'in yüzü buruşurken fikrimden nefret ettiğini görebiliyordum.
'Fikrinin canı cehenneme.Seninde yalnız olmaman gerekiyor.' Uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdum.Ben geri çekilmek üzereyken kolunu belime sarıp beni kendine bastırdı.Dudakları benimkiler üzerinde hareket ederken birkaç saniyeliğinede olsa diğerlerini unuttum ve şu anda kalmayı diledim.
Elbette böyle birşey imkansızdı.Geri çekildiğimizde elim Justin'in yanağında geziniyordu.
'Geri geleceksin.Eğer birşey olursa geri dön.Ne olduğu umurumda değil.Sana zarar gelmesine neden olacak hiçbirşey yapma.' Hafifçe kıkırdadım.
'Biliyorum bebeğim.Söz veriyorum geri geleceğim.' Justin dudaklarıma bir öpücük daha bıraktı.Geri çekilip sürgülü kapıdan çıktım.Justin'e bakmaya devam ediyordum.Yüzü berbattı.Gözleri kararmıştı.
Onu bırakmayı, yalnız gitmeyi bende istemiyordum ama dikişlerinin açılmasını göze alamazdım.
Bahçeye çıktığımda soğuk çimler çıplak ayaklarıma değdi.Sessizce çalıların arkasından yürümeye devam ederken etrafa bakıyordum.Terastan izlediğim yerde kimse yoktu.Ormanın girişinde gözlerimi gezdirdim.Tamamen gitmiş olmasından korkuyordum.Oyalandığım için çoktan gitmiş olabilirdi.
Ormana gitmem için geniş bahçeyi geçmem gerekiyordu ama kendimi tamamen açık hedef haline getirirdim.Yere eğilip dizlerimin üstünde ilerlemeye başladım.Ayakta hedef tahtası gibi durmaktan iyiydi.Hızlıca ormana doğru ilerlerken etrafı izlemeye devam ediyordum.Silah elimdeydi.
Rüzgar esmeye devam ederken saçlarım dağıldı.Tutamlar uçuşurken ilerlemeye devam ettim.
Havuzun ve çiçeklerin arasına yerleştirilmiş ışıklar etrafı aydınlatıyordu.Fazla işe yaramasada önümü görebiliyordum.Ağaçların arası oldukça karanlık görünüyordu.Yaklaştıkça geriliyor ve aklımdan ihtimaller geçiriyordum.Kim olabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crime
Fanfiction'Neden yaptın? Neden canımı yaktın? Neden şimdi peşimden geldin?' Göğsüne vurarak konuşmaya devam ediyordum. 'Neden benimle ilgileniyorsun?' Justin bağırdı. 'Çünkü seni seviyorum.Anladın mı? Kendime engel olamıyorum ve yanında...