Bölüm 21

185 20 4
                                    

          
(Arkdslr bu elimdeki son bölüm 🙄🙄)

Amber

Aynada kendimi süzdüm. İyi görünüyordum. Saçlarımı iri dalgalarla dalgalandırmış ve dumanlı siyah bir göz makyajı yapmıştım. On sekiz yaşında kendimi bir anda sosyete partilerine katılan bir eskort olarak bulduğumda hayatıma giren makyaj artık benim için bir terapi biçimiydi. Dudaklarımın kendi rengini de silen bir ruj sürüp gözlerimi iyice ortaya çıkarttıktan sonra makyaj masamdan kalkıp kendini yıllardır yaşadığı yerden başka bir yerde bulan herkesin üstüne çöken o eğreti hisle birlikte odada dolandım. Yeni döşenmiş eskitilmiş görünümlü ahşap parkelerini çizmemek için topuklularımı giymemiştim. Kırmızı şifon elbisem etrafımda uçuşurken yalnız olduğum evi adımladım. Kira kontratım bu ayın beşinde bitmişti ve bir kontrat daha yapmamak için yeni eve geçmiştim. Evin büyük kısmı bitmişti, sadece mutfak yenilemesi kalmıştı. Yatak odasını benim evimden getirmiştik ama ben kalan hemen her eşyamı satmıştım. Salon için seçtiklerimiz henüz gelmemişti. Çalışma odasına kafamı uzattım. Hawk'ın eşyaları henüz yerleşmemiş bir şekilde çalışma odasının kenarında bir kutuda duruyordu. Benim eskitilmiş maun masam ve çalışma sandalyem, masanın üstündeki bilgisayardan yansıyan ışıkla aydınlanıyordu. Ev, benim eski evimden çok daha büyüktü ama ben kendimi garip bir şekilde kapana kısılmış hissediyordum.

Giyinme odasına bir kez daha girip elbiseyle giyeceğim kırmızı tabanlı Loubutin'lerimi aldım. Daha çıkmak için vaktim vardı. Ben de evin içinde dolanmayı sürdürdüm. Giyinme odasında Hawk'ın kıyafetlerine ayrılmış yerler boştu. Birkaç gün içinde o da tamamen taşınacaktı. Birkaç gün sonra tamamen beraber yaşıyor olacaktık. Kaçacak başka hiçbir yerimiz olmadan.

Böyle düşünemezdim. Buna esaret gözüyle bakamazdım. Ama hala aramız tam olarak düzelmemişken her geceyi aynı yatakta geçirmek zorunda kalacağımızı düşünmek beni yoruyordu.

Aramızın bir daha asla eskisi gibi olamayacağı ihtimaliyle iç geçirdim. Bu o kadar saçmaydı ki. İki yıldır beraberdik, evlenmeye karar vermiştik ve o, geçmişte Maximillian Black'le bir ilişkim olduğunu öğrendiğinden beri bana mesafeli davranıyordu. Sorun geçmişte eskort olmam bile değildi. Bundan bir daha hiç bahsetmemişti. Ama bir şekilde, Max'in geçmişteki varlığının zihninde bir gölge gibi durduğunu ve o gölgenin ikimizin arasına düştüğünü biliyordum.

Üstelik Max'in varlığı sadece geçmişimde değildi. Şu kadar gündür onu düşünmediğim tek bir gün bile olmamıştı. Rüyalarıma giriyor, benimle gündüz vakti düşündüğümde kızarmama sebep olan şeyler yapıyordu. Rüyalarıma girmediği zamanlarda beraber geçirdiğimiz gece sürekli zihnimin sahnesinde tekrarda oynuyordu.

Aklım yine o geceye kaydığında göz kapaklarım düştü ve midemin altında bir şeyler çekiliyormuş gibi bir his belirdi. Hawk'a Max'le yaşadıklarımı söylemeyi düşünmüştüm ama bana nasıl davranıyor olursa olsun, bunu bilmesi gerekmiyordu. Bunu ben yapmıştım. Bence insanların aldattıklarını açıklarken tek amaçları kendi vicdanlarını rahatlatmak oluyordu. Benim vicdanım rahatlatılmayı hak etmiyordu. Ne yaptıysam bununla ben yaşayacaktım. Bunu yalan söylemek olarak görmüyordum. Bunu yaptığımın sorumluluğunu üstlenmek olarak görüyordum.

Kapı pervazından boş salonu izledim. Buranın bundan sonra yaşayacağım yer olduğu gerçeğini kendime tekrar etsem de, tadilatı başlamış salonda, etrafta işçilerin kullandığı eşyalar yayılmış dururken hiçbir şey hissetmiyordum. Evdeymişim gibi gelmiyordu.

O sabah Max'in kollarının arasından çıktığımda bu hissi kaybetmiştim.

Telefonum çalmaya başladığında uzanıp ekrana baktım. Taksim gelmişti. Portmantodan montumu ve çantamı alıp ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Buz gibi New York gecesine çıktığımda soğuk havayı özümseyerek derin bir nefes aldım. Soğuk temizdi. Soğuk sert ama samimiydi.

Düşmeme İzin VermeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin