Bölüm 4

207 19 4
                                    

Maximillian

"Vay canına." İçeri giren kadına bakarken şaşkınlıkla gözlerim sonuna kadar açılmıştı. Onu o kadar uzun zamandır görmüyordum ki, karşımda dikilmekte olduğuna inanmak başta biraz zor oldu ama oydu. Her zamanki gibi büyüleyici görünüyordu. Benimle bir randevusu olmaması, şu an nefes alacak ekstradan bir saniyemin bile olmaması onun için hiç önemli değildi, her zamanki gibi o ortaya çıktığında dünya olağan akışından sapıyordu. İnce topuklularının üzerinde zerafetle yürüyüp masamın önündeki koltuğa yerleşti. Ona bakarken onda bir değişiklik olduğunu düşündüm. Yıllara meydan okuyan suratında değil, saçlarında değil, kusursuz fiziğinde değil... Genel olarak havasında değişmiş bir şey vardı.

Gülümsediğinde, değişenin ne olduğunu görebildim. Mutluydu. Onunla tanıştığım zamanlardan bu güne üstüne bir dinginlik gelmişti, gülümsediğinde gözleri ışıldıyordu.

"Maximillian Black," dedi gülümseyerek. Onunla ilgili ne kadar şey değişmiş olursa olsun, sesinden akan baştan çıkarıcı tını aynı kalmıştı. Bu tınıya o kadar alışıktım ki, karşılık olarak gülümsemekten başka bir şey yapmadım.

"Audrey Dretchen," dedim bir saniye sonra. "Bu ne güzel sürpriz."

Audrey'nin gülümseyişi biraz daha genişledi. "Sürprizleri her zaman sevmişimdir. O yüzden sürpriz bir düğün düzenliyorum. Küçük bir tören olacak, davetlilerimi bizzat çağırıyorum."

"Bir dakika bir dakika," dedim şaşkınlıkla ona bakarak. "Sürpriz bir düğün mü? Sürpriz içeren onca şey duydum ama bir düğün..."

Audrey çınlayan bir kahkaha attı. "En güzel yanı da bu zaten. Evet, sürpriz bir düğün. Miley'yi hatırlıyor musun?"

Tabii ki hatırlıyordum, kafa salladım.

"Neredeyse on senedir beraberiz. İlişkimizden olduğu haliyle memnunduk ama... Ama onu mümkün olan her yolla benim yapmak istiyorum. Bu cumartesi için küçük bir parti düzenliyorum. Aynı zamanda doğum günü. Eğer bana evet derse, ilerleyen yıllarda da evlilik yıldönümümüz olacak."

"Vay canına, Audrey. Biraz riskli ama her şey planlandığı gibi ilerlerse harika bir plan. Adresi ve saati ver, orada olacağım. Bir de tabii bir hediye listeniz varsa..."

Audrey meşhur sinek kovalama hareketiyle elini ileri geri savurdu. "Biz birbirimize sahibiz. Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Adresi sana birazdan mesajla gönderirim, Yukarı Doğu Yakası'nda minik bir bahçede olacağız. Öğlen ikide doğum günü partisi başlayacak, saat dört gibi eğer evet derse, seramoniyi gerçekleştireceğiz."

Tam gitmek için doğrulduğunda gülümseyerek bana döndü. "Bir de hiçbir şeyden şüphelenmesin diye partiyi beyaz temalı veriyoruz. En güzel beyaz takımınla günümüzü aydınlat, Black."

Güldüm. "Benim için bir onur olacak, Dretchen."

Audrey kapıdan çıktıktan sonra arkasında bıraktığı kış kokusu beni sarmaladı. Bir kadının nasıl olup da her daim kış gibi koktuğunu aklım almıyordu, kokusunda soğuk havayı ve yağan taze karı hatırlatan bir şeyler vardı. Miley'yle ikisini düşündüm. Ardından aklıma Amber düştü. Peri kızı... O da düğünde olacak mıydı? Onu görme fikriyle kalp atışlarım hızlandığında kendi kendime şaşkınlıkla durakladım. Evet, onu neredeyse dokuz senedir görmemiştim ama... Ama onu uzun zamandır düşünmüyordum da. Bunu nasıl anlatabileceğimi bilmiyordum çünkü onu tam olarak düşünmüyor değildim. Bazen bir şey gördüğümde Amber'ın onu seveceği geçiyordu aklımdan. Bazen biri bana onu anımsatıyordu ve onu anımsatan o küçük detaya gülümsüyordum. Onu düşünüyordum ama düşündüklerim bende heyecan ya da kalp çarpıntısı yapmıyordu. Amber'ı sevmiştim. Yaşadığımız ilişki ani başlayan, hızlı gelişen bir ilişkiydi ve hızlı başlayan her şey gibi hızlı tükenmişti. Ayrılışımızdan sonra uzun süre onun yerine kimseyi koymayı denememiştim. Yokluğuyla barışmıştım. Onun benim için hep özel olacağı gerçeğiyle barışmıştım.

Düşmeme İzin VermeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin