Karanfilli çayını bitirmek üzere olan Miray,kapıdan gelen kadını görünce hiç içinden gelmese de nazikçe gülümsedi.Onu gören kadın masaya doğru ilerlerken etrafta ona bakan kimse olmadığını teyit ettikten sonra arada karşısına oturduğunda, gözü sağ yanlarında uzanan manzaraya takıldı.
"Bu otelin manzarası herkesin anlattığı kadar müthişmiş gerçekten,burayı tercih etmeni anlıyorum."
"Burayı tercih etmemin sebebi manzara değil.Öyle olsa Four Seasons ya da Swiss'e davet ederdim seni zira Boğaz'a ve İstanbul'a böyle tepeden bir bakış yerine; onu maviliğin kolları arasında bir tablo gibi izlemek daha çekici."
"Öyleyse neden burası?"
"İnsanların çoğunun hayal edemeyeceği lüksler, burada maddi olarak karşılayabilenlerin hizmetinde...Çok zengin,çok tanınmış biriysen ihtiyacın olan en büyük lüks de buna dahil: Gizlilik...Benim gibi bir hayatın varsa,önceliğin özel hayatını korumak oluyor.İstanbul'da bu konuda en iyi otellerden biridir burası.Aşağıdaki odaları dolaşsan eşini aldatan iş adamları,bürokratlar; kimsenin tahmin edemeyeceği gizli ortaklıkların toplantıları ya da genç kızların sevgilisi olduğu halde "erkek arkadaşıyla" takılan yakışıklı mankenler,oyuncular bulabilirsin.Farazi konuşuyorum tabi...Çoğu kayıtlarda bile yoktur muhtemelen."
Miray konuştukça karşısındaki kadının yüksek özgüveni ve kibrinin yavaş yavaş azaldığını duruşundaki bozulmadan anlayabiliyordu. Holly ve Dylan'ın insanlar hakkında haklı çıkmasından;almak istemediği önlemleri alıp,yapmak istemediği şeyleri yapmaktan bıkmıştı.Ancak görünen o ki,Amerika'da olduğu kadar burada da uğraşması gereken insanlar olacaktı.Yanlarına gelen garsona havalı bir şekilde üçüncü kuşak kahve siparişi vermeye çalışan kadını içinden gülerek izledi.Drama teknikleri öğrenmek,insanları gözlemleme yeteneğini iyiden iyiye arttırmıştı.Üç senelik eğitimi ardından baştan ayağı marka giyinmiş bu kadının ne kadar ucuz olduğunu, "V60 Kenya çekirdek olsun,iki kez filtreleyin lütfen.Çoğu yerde beceremiyorlar." deyip garsonu ezmeye çalışmasından bile anlayabiliyordu.Garson bezgin bir ifadeyle ona döndüğünde kibarca gülümsedi Miray. "Çay alayım."
Adam ondan da afilli bir sipariş bekliyor olacak ki,duraksadı. Onun bu hali karşısında Miray uzun zamandır görmediği bir ahbaba rastlamış gibi samimi bir şekilde "Çay.Normal,bu ülkede her gün herkesin içtiği,bildiğimiz çay. "dedikten sonra adama hafifçe göz kırparak onları çekemez bir ifadeyle izleyen kadının "İki kez filtreleyin" derken ki ses tonunu taklit etti "Demli olsun."
Kıkırdamasını zor bastırıp "Tabi efendim." diyerek uzaklaşan adamın ardından,kendisiyle dalga geçildiğini nihayet anladığı için yüzü kıpkırmızı olmuş kadına döndü.
"Evet Yeşim...Merak içindeyim neden benimle görüşmek istedin?Doğru düzgün tanışmamıştık bile."
Kadın Miray'ın tanışmadıkları halde ismini biliyor olmasından gururlu bir şekilde konuştu."Evet Miray'cım. Senin gibi çevresi uluslararası camiada hayli geniş biriyle tanışmak için nedene ihtiyacım yok.Ancak,geçen haftaki olay hakkında basınla görüşmeden önce, seni de alakadar eden açıklamalar yapmamam için neler yapabiliriz onu bir konuşalım istedim."
"Geçen haftaki mevzu?"
"Boran'la ayrılmamız."
"Hmmm...Konuşalım tabi.Epey olaylı bir ayrılık olmuştu aslında ama, basına çok yansımadı galiba."
Yeşim garsondan gelen kahvesini alıp adamın gitmesini bekledikten sonra sıkıntılı bir şekilde,manzaraya bakarak konuştu. "Evet normalde bir dizi yıldızının sevgilisini tokatlaması olay olmalıydı.Sosyal medya gündem olmalıydı ama olmadı.Nasıl olduysa görüntüler düşmedi internete!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEMAS
FanfictionÖnünde kalın çizgilerle çekilmiş yolun dışına çıkıp gerçek hayata temas etmek insana nasıl bir güç getirir? Bu güçle kalbinizin kendisiyle bile mücadele edebilir misiniz? Hayrankurgu görünümünde aslında herkesin bir yaş döneminde yaşadığı "ben bu ha...