BÖLÜM 16 : KALBE TEMAS ETMEK

6.5K 337 101
                                    

    Otele eşyalarını bıraktıktan sonra kendilerini ilk defa bulundukları şehri dolaşmaya vuran gençler -birkaç kez kaybolarak da olsa- internetten araştırıp buldukları gezilesi yerlerin çoğunu tamamlamışlardı. Yorgun argın ve oldukça oldukça aç olarak girdikleri lokantada yemeklerini silip süpürdükten sonra hepsi sandalyelerine yayıldılar. Buz gibi havada dolaşmak yorucu olmuştu o nedenle çay eşliğinde yemek sonrası muhabbet çok çekiciydi. Ferhat ve Metin gördüklerini ilginç mimarı yapılarla ilgili sohbet ederken,Elif ve Gökhan Dilara'nın çektiği fotoğraflara bakıyorlardı. Miray, Gökhan'ın bu ani fotoğraf ilgisinde yeşil gözlü,manken fizikli Dilara'nın etkisi olduğunu düşündüğünden, kıs kıs gülerek onları seyrederken Selin'le göz göze geldiler. Kız kaşlarıyla üçünü işaret gülümsedi, sonra telefonunu işaret etti. Miray telefona bakınca Selin'den mesaj geldiğini görüp hemen açtı

"Let's gıybet bebeğim😊 Bu Gökhan Dilara'ya yazıyor.Kızın umrunda değil gibi ayrıca Elif 'in Gökhan'a bakışları hiç normal değil. Sen diyorsun?"

"Gökhan'da bir haller var bence de; kızlara dikkat etmedim. Algıların çok açık bakıyorum😜"

"Düzenli ilişkisi olan her kadın gibi, bende etrafıma dedikodu radarı gözlerle bakıyorum. Sen anlayamazsın Miray hanım😎"

" 😊 Bu ekipten sana epey magazinsel malzeme çıkacak sana sanırım."

"Allah'ım etrafımız aşk üçgenleri ile dolu"

"Üçgen-LER mi? O ne demek?"

"Anlarsın ne demek olduğunu daha sonra 😉" Selin'e bakan Miray onun Ayberk'le konuştuğunu görünce bunu daha sonra ona sormayı aklının ucuna not ederek telefonu kapattığında Kayaalp'in de telefona baktığını gördü. Yakalanmış gibi bir ifadeyle " Gözüm takılmış yanlış anlama...Mesajlarını okumak için değil. Özelse yani..."

"Selin'le dedikodu yapıyorduk ya bir şey değil" Kayaalp rahatlamış bir ifadeyle "Ha tamam. Bende şey sanmıştım." derken kızın "Ne sanmıştın?" diye soran gözlerini yok sayarak "Neyse nasıl beğendin mi burayı?" diye lafı geçiştirdi.

"Güzel farklı bir havası var. Kitapta yazan sokaklarda dolaşmak satırları daha canlı daha gerçek yapıyor sanki."

"Şu ilerde ara sokakta küçük bir çay ocağına rastladım burayı ararken.İki üç masası var. Sahibi yetmiş seksen yaşında,dükkan da en az elli senelik. Duvarlarında çok eski fotoğraflar gördüm.Farklı bir yerdi seversin diye düşünüyorum. Uğrayalım mı yemekten sonra?"

"Bu kadar kişi nasıl sığacağız oraya?"

"Ben ikimiz gideriz diye düşünmüştüm"

"Kaya..."

"Konuşmam lazım seninle...Lütfen?"

Genç kız ona yalvarır gibi bakan yakışıklı adama bakarken aklında yankılanan,kalbine batan sesi kulak ardı etmeye çalıştı.

"Senden hoşlanıyor...Sen de bunu biliyorsun...Beni alakadar etmez..."

"Tamam konuşalım. Arada hepimizin dostlarıyla baş başa dertleşmeye ihtiyacı var sonuçta"

Yeşil gözler pırıltısını bir anda kaybetse de, Kayaalp duruşunu bozmamaya çalıştı. "Kesinlikle herkesin sevdikleriyle yalnız vakit geçirmeye ihtiyacı var." Miray anlayışla başını sallarken bu inkar hali ne kadar sürecek diye merak etmeden duramıyordu. Kafasını kaldırdığında Selin'in Metin'le konuşan Ferhat'a dönükken onlara bakıp kikirdeyerek önüne baktığını görünce kaşlarını çatıp bu kez o telefonu gösterdi.

"Selin, hayali üçgenlerinden birinde ben  yokumdur umarım"

"Nerden böyle bir kanıya vardın tatlım?"

TEMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin