BÖLÜM 18 : MEDCEZİRE TEMAS ETMEK

6.9K 345 155
                                    

Önündeki programa bakarak çıkış noktası bulmaya çalışan genç adam, sıkıntıya her düştüğünde yaptığı gibi iki elini saçlarına geçirmiş kaşlarını çatmıştı. Evren onunla dalga geçiyor olmalıydı, bir buçuk yıl sonra cesaretini nihayet toplayabildiğinde Miray'la konuşacak vakti yoktu. Pazartesi günleri ve Çarşamba geceleri tiyatro çalışmaları vardı. Hafta içi kalan günler ve geceler dizi çekimi ,cumartesi şampuan reklamı çekimi, pazar o boştu ama Miray'ın bir sonraki hafta sınavları olduğu için ders çalışacaktı. İşin içinden çıkamayınca telefonu eline alıp medeti karşı taraftan umarak yazdı.

"Miray, sana programımı yolluyorum. Benim göremediğim bir boşluk görebiliyor musun?" cevap gelmeyince kızın derste olabileceğini düşünerek duşa girdi. Çıktığında cevap geldiğini gösteren yanıp sönen ışık ona umut olmuştu.

"Maalesef göremiyorum 30'u hariç ikimizin de boş olduğu bir gün yok sanırım ki o gün de yılbaşını birlikte geçiremeyeceğim için annemlerle plan yapmıştım 🙁"

"29'u?"

" Tüm gün okulda tiyatro çalışması var, akşam da ekipçe ilk prova kutlaması/yılbaşı yemeği yiyeceğiz"

Sinirle bir nefes alan adam telefonu yatağın üstüne attı. Bir oyuncu olarak Miray'ın tiyatro macerasının hızla bitmesini dilediği için kendinden utansa da; o melül melül bakan adamın, okulda birlikte olmaları yetmezmiş gibi, tiyatro bahanesiyle de sürekli kızın çevresinde olmasından nefret ediyordu. Giyinirken tekrar mesaj geldiğini duydu.

"Haftanın üç günü setimiz var, yılbaşını ekiple kutlayacağız. Programlarımız biraz sıkıştı diye moral bozmak yok 😊" Genç kızın onun huzursuzluğunu anlayıp; rahatlatma çabasıyla, içine garip bir mutluluk doldu. Keyifli keyifli hazırlanarak tiyatroya yollandı.

Birlikte bir ilk okuma yapıldıktan sonra metnin arka planı uzun uzun tartışıldı. Yemek arası verip akşam ikinci bir okuma yapacakları zamana kadar dağıldılar. Salonda Kayaalp'in tüm çabalarına rağmen dibinden ayrılmayan Gözde,Pelin ile kendisi kalmıştı.Pelin'e çıkalım diye işaret etmesine kalmadan Kayaalp'in sesi yükseldi "Boran, Pelin birlikte mi yesek, aylarca birlikte çalışacağız madem doğru düzgün tanışalım" Gözde hemen araya girdi "Bence de büyükleri yolladık, ekibin gençleri olarak kaynaşalım" Pelin gözlerini devirdi Tülin abla ve Emre abi onlardan yedi sekiz yaş büyüktü ama sohbetleri gayet düzgün insanlardı. Kızıl dilberin "kiminle" kaynaşmaya çalıştığı barizdi. Boran ve Pelin birbirlerine hoşnutsuz bakışlar atsalar da nezaket gereği kabul ettiler. Oturdukları yerde herkes yemekler gelene kadar kendinden biraz bahsetti. Pelin ve Kayaalp arasında oyun hakkında kısa bir tartışma geçti. Boran adamın oyunculuk üzerine ilgi ve bilgisinin de en az yeteneği kadar iyi olduğunu ,Pelin'in bile konuşurken etkilendiğini görünce canı sıkılmış bir şekilde sigarasını yakıp bir süre sohbetten uzak kalmayı tercih etti. Yemekler gelince, açlıklarının sonucuyla sadece çatal bıçak seslerinin çınladığı bir on on beş dakikalık huzur, Kayaalp'in telefonunun çalmasıyla bozulurken ilgilenmiyormuş gibi görünse de herkes pür dikkat konuşmayı dinliyordu.

"Efendim Gökhan." Karşısındaki uzun uzun bir şeyler anlattıktan sonra Kayaalp bir süre susup düşündü,gözü hafifçe Boran'a takılırken belli belirsiz bir tebessüm ederek "Sen bir Miray'a versene o portfolyoyu ikimiz hazırlamıştık, sana tarif etsem de bulamazsın." Pelin masa altından sakin ol dercesine Boran'ın bacağını sıkmasına rağmen Boran dik dik karşısındaki adama bakmaya başladı.

"Ne yapıyorsunuz canım?" Pelin artık canını yakacak kadar çok sıksa da "canım"ı duyduğunda arkadaşının çenesinin kilitlendiğini görebiliyordu. Kayaalp onu hiç tınlamadan devam etti "Senin kırmızı bir dosyan vardı onun arkalarında bir yerde olması lazım. Geçen ay Meltem Hoca'nın dersinden sonra birlikte bir tablo hazırlamıştık ya...Hah evet o Gökhan'ın işine yarayabilir sanırım. Bir yardım et şuna, kız peşinde koşmaktan kalacak hayta herif. Kütüphanedeyseniz benim işim bitince yanınıza geleceğim zaten.Görüşürüz!" Gözde konuşması biter bitmez cilveli bir şekilde Kayaalp'in koluna dokunarak "Ya sen Süpermen falan mısın? Yakışıklı olman yetmiyor bir de her yere yetişiyorsun" deyince Kayaalp kibarca kızın yanından uzaklaştı. "Bu yıla kadar hiçbir şeyde sabit kalamıyordum, yeni yeni düzene koymaya çalışıyorum hayatımı. Her şeye yetişmeye çalışıyorum."

TEMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin