BÖLÜM 47 : DİĞERLERİNE TEMAS ETMEK

6K 292 433
                                    

Kahvaltısını sokağı başından aldığı simidi kemirerek yürürken yapan Boran, geniş oymalarla süslü koyu yeşil kapının önüne vardığında üzerindeki susamları silkeledi.İttiğinde gıcırdayarak geriye savrulan ağır kapıdan, tam aydınlatılmadığı için loş görünen ahşap zeminli koridora girdi.Yürürken bastığı yerlerden çıkan gıcırtılar ona garip bir keyif veriyordu.İnsan seslerinin geldiği alt kata yönelirken içinde uzun zamandır kaybetmiş olduğu o kıpırtıyı tekrar yakalamanın verdiği sevinçle adımlarını hızlandırdı. 

Siyah saçlı,kibar görünümlü kadın ve sakallarını sıvazlayarak sahneye bakan eşi,bir konu hakkında sakince fikir alışverişi yapıyordu.Kadın onu görünce yüzünde beliren gülümsemeye engel olamadı.

"Boran,gelebildin demek.Gel,gel de sen de fikirlerini söyle.Serhat, düz sıralamak yerine koltukları C şeklinde dizelim sahnenin önünde hemzemin olarak da bir ek alan kalsın diyor.Mimar bunun bize 20-30 koltuk kaybettireceğini söyledi.Sen ne dersin?"

"Çocuk bir nefes alsaydı Senan." dedikten sonra elini sıkan adam gülümsedi. "Yine de parlak senaryo yazarımızın fikirlerini merak etmiyor değilim.Geçen yaz Yavuz Bey'in çektiği filminizi yeni  izledim.Bu kadar genç olmana karşın hikaye geçişlerinde senaryonun yarattığı  o duygusal gerilim...Bayıldım. "

"Teşekkür ederim Barış Abi'yle birlikte tasarlamıştık o karakterden karaktere değişen zaman atlamalarını.Siz beğendiyseniz çok anlamlı benim için.Koltuklara gelince, bence sahne önü ek alan oyuna göre modifiye edilebilmesi ya da dekora bir derinlik verilmek istediğinde kullanılabilmesi açısından iyi fikir.O eksilen koltuklar  olmayınca salon kaç kişilik oluyor?"

"100-110 sanırım."

"Özel tiyatro için kötü bir rakam değil bence,gerekirse o boş alana sandalye de ayarlanabilir."

Serhat, eşine dönerken "Aklın yolu bir işte,gene de son karar sizin hanımefendi." diyerek Boran'a göz kırptı. Kadın gözlerini son bir kez bir tiyatro sahnesi haline getirilmiş eski konağın bodrumun duvarlarında dolaştırırken, omuz silkti."Aman yirmi koltuk eksik olsun.Önemli olan doldurduğun koltuklara düzgün işler sunabilmek değil mi?"

"Hah şöyle!Ben gidip yukarıdan çay kahve bir şeyler ayarlayayım,sen de eski oğlunla hasret gider bakalım." 

Kocasının hızlı adımlarla yukarı çıkışını tebessüm ederek izleyen kadın, o gittikten sonra neşe içinde Boran'a sahne ve kulisten başlayarak etrafı gezdirmeye başladı.Genç adamın tavandaki ışık düzeneklerinden,kulisteki aynalara her şeyi dikkatle inceleyip yorum yapmasını zevkle izliyordu.

"Bu konak Serhat'a miras kalmasaydı,kendi tiyatromuzu açmaya girişemezdik sanırım.Büyük paralar gerekiyorSes düzenekleri,ışıklar ve bir çok malzeme ithal geliyor biliyorsun.Döviz kuru değişkenlikleri yüzünden planladığımız bütçeyi aştık.Yine de aklımızdakine yakın bir şeyler çıkacağını düşünüyorum."

Kulisteki makyaj sandalyesinde oturan genç adam merakla "Konak dışarıdan epey büyük gözüküyor,burası ana sahneniz olacak belli.Başka bir şey var mı aklında?"diye sorunca onun ilgisini gören kadın hevesle anlatmaya başladı.

"Tabi tabi olmaz mı?Giriş katında iki büyük salon ve mutfak var.Salonlardan biri bahçeye açılıyor,orada sadece tiyatro zamanı değil normalde de insanların gelebileceği bir restoran/kafe olacak.Kiralamak için birileriyle görüşüyoruz,biz işletmeyeceğiz.Diğer salona da sandalyeler alındı,projeksiyon sistemi kuruldu.Çok amaçlı kırk elli kişilik bir sınıfımsı bir ortam olacak.Oyun okumaları yapılabilir,sinema gösterimleri ya da panel ne olursa artık.Üst katlarda beş oda var: biri yönetim işleri için ayrıldı.Biri arşiv ve kütüphane olacak.Diğer üçü için kuracağımız ekiple birlikte karar veririz dedik.Prova odası,dans stüdyosu olabilir.Bakalım.Dekorlar kostümler için de tavan arasını depo kullanacağız." 

TEMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin