Banyodan gelen su sesiyle uyanan genç kız,gözüne vuran ışıktan kaçınmak için cama arkasını dönüp tekrar uykuya daldı. Kısa bir süre sonra yanaklarında bir soğukluk, alnına dokunan ıslak saçları hissettiğinde gülümsedi.
"Günaydın,şarapçı seni."
Gözlerini aralayıp, ona gülerek bakan Boran'ı gördüğünde; dün geceye dair görüntüler kafasında kesik kesik gelmeye başlarken "Günaydın." diye mırıldandı Miray, tanımadığı odanın eşyalarına göz gezdirerek. "Burası neresi ? Pelin nerede?"
Genç adam sandalye üzerine katlayarak bıraktığı kıyafetleri giyerken, kaşlarını kaldırıp kıza döndü. "Hatırlamıyor musun gece olanları?" Miray göğüslerini kapatacak şekile yorganı tutarak doğruldu. Tavana doğru bakıp "Gece olanları hatırlıyorum,o esnada uyanmıştım "dediğinde genç adam çarpık gülüşüyle gömleğini giymeye devam ederken, genç kız kafasını sağa sola sallayarak konuşmaya devam etti. "Ondan öncesini hatırlamıyorum...Biz Pelin'le Bahariye'deki şarap evinde buluştuk.Ben senin beni aldattığını düşünüdüğümü söyleyince, bana bir şeyler anlattı. Hamza diye biri benimle uğraşıyormuş,sen ondan acayip davranıyormuşsun.O arada epey içtik galiba...Birer şişe şarabı elimize alıp Moda Sahili'ne inmeye karar verdik.Sonra....Sonra seninle buradaydık işte..Arası yok."
"Aferin size.Kışın ortasında sahilde şarap içmek mükemmel bir fikir.Gecenin bir yarısı,iki kız." Aklına gelen olasılıklar yine sesinin yükselmesine sebep olmuştu.Miray dudaklarını sarkıttı.
"Haklısın.Özür dilerim."
Genç adam yatakta saçı baçı dağılmış,üzgün suratıyla oturan kızı öpmemek için kendini durdurdu.Ona bakmamaya, sesini sert tutmaya çalıştı. "Benim seni aldattığımı düşünmene mi kızayım? Durduk yerde şişe şişe içki içmene mi?En yakın arkadaşlarımdan biriyle kendini sokaklara atmana mı?"
"Hep..."
"Ferhat yüzünden." deyince kızın yüzünde oluşan hayret ifadesi karşısında, Boran sert tavrını kaybederek gülmeye başladı. "Dün gece en az otuz kere söyledin." Miray'da utanarak da olsa kıkırdadı. "İlişki tavsiyelerimi eşcinsel arkadaşımdan alırsam olacağı bu.Ama sende de suç var; manyak gibi davranacağına baştan anlatman gerekirdi."
Giyinmeyi tamamlayıp saçlarını havluyla kurulamaya başlayan genç adam sıkıntıyla başını salladı. "Seni endişelendirmeyeyim diye düşünmüştüm ama anlatmalıydım." İkisi de sessiz bir şekilde bakışlarıyla affettiler birbirlerini. Miray, Boran'ın yatak üstüne attığı nemli havluyu üzerine sarıp yataktan çıktı.Seke seke genç adamın yanına gitti. Parmaklarının ucuna kalkıp biraz da zıplar gibi yükselerek yanağına küçük bir öpücük bıraktı. "Bugünün sevgililer günü olmasını da bahane ederek, olanları unutalım gitsin.Şimdi söyle bakalım burası neresi? Otele de benzemiyor."
"Kayaalp'in evi...Köşkü desek daha doğru olur sanırım.Sizi bulmak için ondan yardım istedim.O da bizi buraya getirdi"
"Hiiii ben eve gitmedim.Annem!"
"Ablanın haberi var,idare etmiştir."
"Of...Tamam öyleyse.Bende bir yıkanıp üstüme başıma çeki düzen vereyim o zaman."
Sekerek duşa doğru giden kızın ardından odadan çıkıp merdivenlerden aşağı doğru yürürken,Boran'ın aklı bir hafta sonrasında ilk kez tam anlamıyla berraklaşmıştı.Kaybetme korkusu içinde yaşadığı panik atak hissi biraz düzelmiş,sevdiği kadının tekrar onunla olduğunu hissetmiş olmak onu güçlendirmişti.
...
"Müberra nerede Hanife Abla?"
"Sabah erkenden çıktılar Alp Bey." Kayaalp kahvaltıdan atışırmaya başlarken, kadının ona bir şey söylemek istercesine kıvandığını görünce ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEMAS
FanfictionÖnünde kalın çizgilerle çekilmiş yolun dışına çıkıp gerçek hayata temas etmek insana nasıl bir güç getirir? Bu güçle kalbinizin kendisiyle bile mücadele edebilir misiniz? Hayrankurgu görünümünde aslında herkesin bir yaş döneminde yaşadığı "ben bu ha...