Koltukta bacaklarını uzatmış oturan Boran, saçlarına pati atıp kaçan Kuzu'yla eğlenirken;kucağındaki bilgisayardan sosyal medya paylaşımlarına gelen tepkileri okuyordu.Ülkenin genel gidişatı ile ilgili Serkan Ağabey'le yaptığı karşılıklı tweetleşme altındaki yorumların Kızıldeniz gibi ayrılmış olması halkın kutuplaşmasının canlı bir göstergesiydi.Ona vatan haini diyen mi ararsın,hayatında hiç bir zaman alakası olmayan bir takım cemaatlerden olduğunu iddia eden mi...Öte yandan normalde görüşlerini aşırı bulup desteklemediği bir takım siyasi görüşlerden sadece iktidara muhalif yönde konuştuğu için ne dediğini anlamadan onu körü körüne savunanlar da en az annesine küfredenler kadar sinir bozucuydu.Yüzlerce yorum içinde gerçekten anlatmak istediği noktayı kavradığını düşündüren cevapların azlığı karşısında keyfi kaçan genç adam,bilgisayarı kenara koyup Kuzu'yu kucağına çekerek oynamaya başladı.
"Ne yapacağız Kuzu? Her şey dibe giderken insanlar sorunları karşılıklı konuşmaktan aciz. O kadar kötüyse burada kal diyeceksin...Burası güzel falan ama memleket işte...Ruhunun iplerinin bağlı olduğu yer en nihayetinde...İçinin her köşesine işlemiş yer... Annenin,babanın,okuduğun ilk okulun,canın sıkıldığında dalıp gittiğin deniz kıyılarının,sığındığın kuytu mekanların olduğu yer..."
"Umarım yeni bir senaryo yazıyorsundur,çünkü bu sözlerin gerçekliği canımı yakar."
Mutfak tezgahının yanındaki kaplara kediler için mama ve su koymakta olan Mert'i konuşması üzerine fark eden Boran,kucağından zıplayıp oraya doğru giden Kuzu'yu gözleriyle takip ederken burukça gülümsedi.
"Ülkede,sadece bir senaryo ya da bir kurgu olarak kalmasını istediğim çok şey var bu aralar olup biten,fakat...Ne yazık ki değiller."
Mert üzüntüyle başını sallayıp onayladı.Buzdolabını açıp dolaptan sebzeleri çıkartmaya başladığında,Boran'ın onu dikkatle izlediğini görünce "Akşam yemeği için karnıyarık yapacağım seversin umarım." dedi.
"Karnıyarık yapacaksın...Sen?"
"Evet yanına da pilav,mercimek çorbası.Salata ellerinden öper yalnız.""
Ona bakmadan ustalıkla patlıcanları hazırlayan genç adamı izleyen Boran,Miray ve Mert'in yaşam stiline hala alışamadığını saklamayarak şaşkınca; "Çok yoğunsunuz...Eve temizlik şirketinden biri geliyor gün aşırı;ama yemekleri kendiniz mi yapıyorsunuz?" diye sordu.
Gevrek gevrek gülüp robottan çektiği soğanları kızdırdığı yağa atarken, Boran'a döndü Mert.
"Annem öldükten sonra evde yemekleri babamla ben yapardık,ben alışığım.Hem buranın yemek kültürü ile barışamadık Miray'la.İkimizinde aşırı aşırı vakitsiz olduğu zamanlarda dışarıdan söylüyor olsak da; elimiz yettiğince, vakit buldukça kendimiz yapmaya çalışıyoruz diyelim.Senin hatun da kendini çok geliştirdi.Bir zeytinyağlılar yapıyor,bir maydanoz kıyıyor ince ince hiç dünya çapında film yıldızı demezsin bildiğin Ayşe Teyze..."
"Öyle mi yapıyormuş benim hatun?" diye gülümseyerek mırıldandı Boran.
Ne yapacağını bilemeden orada dikilen genç adamın meraklı bir şekilde onu izlemesine gülen Mert,kaşıyla arkasındaki dolabı işaret etti.
"Madem buraya geldin,bakmakla olmaz.Şuradan pirinci çıkarıp bir buçuk bardak kadarını ayıklarsın bence."
Boran kahkaha atarak Mert'in dediğini yaparken;" Ohooo salatayı da bana yıktın zaten,nerede Türk misafirperverliği." diye ona takıldı.
"Senin misafirliğin mi kaldı artık? Kediler bile alıştı,kucağından inmiyor.Gerçi Kakao son zamanlardan benim odamdan çıkmıyor ama Kuzu'yla aran gayet iyi.Diğer hırçın kediyle de aran gayet gayet gayet iyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEMAS
FanficÖnünde kalın çizgilerle çekilmiş yolun dışına çıkıp gerçek hayata temas etmek insana nasıl bir güç getirir? Bu güçle kalbinizin kendisiyle bile mücadele edebilir misiniz? Hayrankurgu görünümünde aslında herkesin bir yaş döneminde yaşadığı "ben bu ha...