BAP-Ribbon In The Sky
"Hasta olup olmamam konusunda endişelendiğini gözlerinde gördüm. O bilmiyor ama... onu gerçekten tanıyorum."
Adam devam etmesi için başını sallamadan önce bir atış daha yaptı ve Jungkook iç çekti.
Hedefe çok yaklaşmıştı.
"Onu çok iyi tanıyorum çünkü bütün çocukluğum onu izlemekle geçti," diye devam etti Jungkook. "En çok neyi sevip sevmediğini biliyorum. Filmler, müzikler, kitaplar, yiyecekler... Mesela o bilmiyor ama çileğe alejisi var. Onu yediği zaman yüzü kızarıyor ve kolları kaşınıyor. 19. yaş gününde doğum günü pastası çilekliydi ve o çok fazla yemişti, durumu çok ciddiydi ve pastayı yapan adamı suçlamıştı. Içine ne koyduğunu sorup durmuştu ama nedeni pastanın çilekli olmasıydı. Adam onun yüzünden işinden olmuştu. Devamında bütün doğum günü pastaları çilekliydi ve her yıl biri onun yüzünden işinden oldu." Jungkook güldü. "En son doğum gününde ona çileğe alerjisi olduğunu söylediğimde... pek iyi şeyler olmamıştı. Hyung... ben de deneyebilir miyim?"
O sırada bir el daha ateş etmişti adam.
Tam isabet.
"Sen onu tanıyorsun ama o, seninle ilgili hiçbir şey bilmiyor."
"Çünkü ben ona benimle ilgili hiçbir şey göstermedim."
"Çünkü o, seni görmek için çabalamadı. AI bakalım."
Jungkook kaşlarını çattı ve Jiyong'un uzattığı silahı aldı. Ona sorarken umutsuzdu, Jiyong genelde atış yaparken Jungkook'a izin vermezdi. Hedef tahtasının karşısına geçtiğinde silahı doğrulttu.
Jiyong onun elinde gevşek duran silahın duruşunu düzeltti ve Jungkook'un kolunu kaldırdı, omzunun biraz daha dik durmasını sağladı.
"Ben onu tanımak istediğim için bütün bunları biliyorum. Eğer o aynı şekilde düşünmüyorsa, bunun için onu suçlayamam."
Jungkook ateş etti. Hedef tahtasının herhangi bir noktasını bile vuramamıştı.
"Onu hiçbir zaman suçlamadım ben, "diye devam etti Jungkook. "Bir karşılık beklemeden sevdim ben onu. Gerçekten... o benim için bir ağabey."
Ateş etti.
Iska.
Jiyong kollarını göğsünde birleştirdi ve gözlerini kıstı. Dikkatli bir şekilde Jungkook'u izlerken, aklında bir şeyleri tartıyormuş gibi görünüyordu.
"Tony'nin döndüğünü söylemiştin, değil mi?" Diye sordu sonra. Jungkook onun adını duyduğunda kaşlarını çattı ve ateş etti.
Hedef tahtasını kenarından vurmuştu.
"Ve dün gece bir başka birini öptün. Sırf onu Tony zannettiğin için."
Jungkook dişlerini birbirine bastırdı.
"O kişi Min Yoongi. Ve bir de Park Jimin var. Birlikte sana tekme attıklarında düştün, o an nasıl hissettiğini hala hatırlıyor musun, Jungkook?"
Jungkook elinde duran silahı biraz daha sıktı.
"Onu öperken Tony'nin kıçına salladığı tekmeyle ilgili de düşündün mü hiç? Söylesene, o kişinin gerçekten Tony Clark olmasını mı dilerdin yoksa Min Yoongi olduğu için-"
Ateş.
Tam isabet.
Jiyong gür bir kahaka attığında Jungkook hızla soluklanıyordu. Gözleri kocaman açılmıştı ve doğrudan vurduğu yere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Rabbit |vmin&yoonkook| ✓
FanfictionNasıl kazanılacağını öğrenmek için kaybetmek zorundasın.