12| Daha Ne Yapayım?

3.5K 414 135
                                    

Atiye- Yetmez

-

"Hyung, korkuyorum."

Taehyung bıkkınlıkla yatağının başında duran küçük çocuğa baktı. Gecenin bir yarısı, gök gürültüsünden ve yağmurdan korkarak pelüş tavşanının elinden tutup kendi odasına gelen bu çocuktan nefret ediyordu. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, onu kovmayı istiyordu gerçekten de.

Yine de, yatakta geriye kaydı ve yorganını küçük olanın girmesi için açtı. Küçük çocuk, bu fırsat eline sanki bir kez geçermiş gibi hızlıca yatağa tırmandı ve ikisinin üzerini de örttü. Tavşanının da güvende olduğundan emin olduktan sonra yatakta Taehyung'a döndü.

"Seni sevdiğimden yapmıyorum," dedi Taehyung aralarında yatan oyuncağa garip bir şekilde bakarak. "Aksine, senden nefret ediyorum. Sadece, ben iyi bir insanım ve sana yardım ediyorum. Sakın yanlış anlama.“

Jungkook tavşanına sarıldı ve gülümsedi. "Ama iyi insanlar nefret etmezler, hyung."

"Sana kim söyledi bunu?"

"Annem--annen söyledi, hyung. Bana iyi insanların nefret etmeyeceğini, benim de etmemem gerektiğini söyledi."

Taehyung da oyuncağa sarıldı ancak kaşları çatılmıştı. Ebeveynlerini bu çocukla paylaşmaktan nefret ediyordu, aynen bu çocuktan nefret ettiği gibi.

"Ben ediyorum ama," diye homurdandı Taehyung.

"Olsun, ben etmiyorum. Ben seni seviyorum, hyung."

*

"Sen ne anlarsın ki?"

Taehyung, babasının kendisini terslemesini anlayabiliyordu gerçekten de. Yirmi beş yaşına kadar kesinlikle babasının işiyle hiçbir işi olmamıştı ve şimdi bir anda karışmak istemişti. Aslında hala bir şey bildiğinden değildi, sadece ailesini korumak istiyordu.

"Haejin denen adamla iş yapmanı istemiyorum, neden beni dinlemiyorsun?"

Şirkete aceleyle girip sekretere kulak asmadan babasının odasına dalarken düşünmemişti ama daha iyi bir giriş yapmalıydı belki de. Babası o yüzden sinirlenmiş bile olabilirdi.

"Eğer bana mantıklı bir açıklama yaparsan dinleyeceğim seni, Taehyung. Ama ne iş bilirsin, ne de anlaşma, sana nasıl güvenebilirim? Hem o adam nişanlanacağın kızın babası değil mi?"

Taehyung ayakta dikilmekten vazgeçip babasının önündeki koltuklardan birine oturdu, konuşma uzayacak gibi hissediyordu. Aslında babasını ikna edebileceğini düşünmemişti hiç ama en azından aklında minik bir şüphe kalsa bile yeterliydi.

O sırada odanın kapısı çalındı ve Jungkook içeri girdi, Taehyung gözlerini devirdi.

"Gel," dedi babası koltukları göstererek. "İkiniz de, bana o adamla ne derdiniz olduğunu anlatın."

Jungkook çekingen bir şekilde Taehyung'un karşısına oturduğunda kaşlarını kaldırarak Taehyung'a baktı, konuyu anlamıştı da neden Taehyung'un karşı gelmiş olabileceği ile ilgili hiçbir fıkri yoktu.

"Onlar iyi değiller," dedi Taehyung bıkkınlıkla. "Ben Hei ile ayrıldım, Haejin bir katil. Size zarar vermesini istemiyorum," diye devam etti.

"Elinde kanıtın var mı?" Adam rahatsız bir şekilde koltuğunda kıpırdandı. Bu duyduklarına kanıt yoksa inanmayacaktı.

"Yok ama-"

"Kanıtın yoksa beni neden meşgul ediyorsun?"

Jungkook sesini çıkarmadan onları izledi. Taehyung'un haklı olduğunu biliyordu ama tek kelime edemezdi bu konuda.

White Rabbit |vmin&yoonkook| ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin