Winner-Fool
"Bir sorun var.."
Yoongi hemen yanında oturan Namjoon'a döndü. Bulundukları minivan'ı bir şoför kullanıyordu ve arka tarafta birkaç koruma ile birlikte oturuyorlardı. İki mekana gitmişlerdi ve ikisi de boş çıkmıştı şimdiye kadar. Yoongi artık gerçekten endişelenmeye başlamıştı, öfkesini falan çıkarmak istemiyordu artık. Tek istediği sinir bozucu ve intikam almak isteyen çocuğu kanlı canlı karşısında görebilmekti. Araları iyi değildi, Jungkook sonsuz nefret ediyordu ondan belki de ama Yoongi etmiyordu. Yoongi ona karşı hiçbir şey hissetmemişti ki. Sadece Jungkook Amerika'dan döndüğünden beri olan şeyler ikisinin arasının garipleşmesine neden olmuştu, iki kez öpüşmüşlerdi ve Yoongi birkaç gün önce onun ellerini tutmuştu. Jungkook ona ihtiyaç duyduğunu söylemişti, Yoongi ihtiyacı olan birini yarıyolda bırakmazdı. Objektif miydi yoksa konu Jungkook olduğundan mıydı, bilmiyordu ama umursamıyordu da.
"Ne? Ne sorunu?"
Namjoon'un sorusuyla gerçek probleme odaklanıp arama tuşuna bir kez daha bastı ama tahmin ettiği gibi telefon açılmadı.
"Jimin ve Taehyung. Telefonlarını uzunca bir süredir açmıyorlar."
"Belki duymamışlardır?"
"Jimin asla telefonunu sessize almaz."
Bu konuda haklıydı, telefonu Jimin için çok önemliydi, asla sessize almaz ve kapanmamasına özen gösterirdi.
Namjoon şoföre restorana sürmesini söylediğinde derin bir nefes aldı. İyi şeyler olmadığını biliyordu.Biraz tehdit ve biraz kaba kuvvet, çok fazla kaba kuvvet, Jimin ve Taehyung'u bulmalarını sağladı. Dondurucuda, kapının hemen karşısında birbirlerine sarılarak oturuyorlardı. Yaşıyorlardı ama yaşıyor gibi görünmüylardı, hareket etmiyorlardı ve hatta kapı açıldığında Jimin gözlerini oldukça yavaş şekilde çevirmişti kapıya.
Hipotermi ihtimaline karşılık hastaneye gittiler, ilk yardım konusunda Yoongi berbattı ve korkuyordu, çok korkuyordu çünkü hala risk dönemindeydiler. Herhangi bir yanlış müdahale onlara zarar verebilir ve hatta ölümlerine neden olabilirdi. Jimin'i kaybetme düşüncesi öyle ağır geldi ki nefes alamadığını hissetti, soğukkanlı görünmeye çalışsa da bunu başaramadığını biliyordu.
İkisini de yan yana olan yataklarda bir makineye bağlamışlardı, kanlarını ısıtmak içindi. Doktor daha birçok tıbbi şey söylemişti ama o sırada Yoongi'nin o adamı önemsediği pek söylenemezdi. Sadece, onların iyi olmasını istiyordu, Jungkook'u bulmak istiyordu ama işler hiç de olması gerektiği gibi gitmiyordu.
*
"Sanki dondurucuda çok uzun bir süre kalmış gibi hissediyorum." Jimin gerindi ve gülümsedi.
"Zaten dondurucuda çok uzun bir süre kaldın."
Kendine geldiklerinde ve makinelerden bağlantıları koparıldığında yeni bir güne uyanmış gibi başlamışlardı. Yani en azından özgürlerdi ve artık ölümcül bir soğuk yoktu. Taehyung annesini dinleyip daha sıkı giyineceğine kendi kendine söz verdi.
"Oh, Tae, içerideyken söylediklerini hatırlıyor musun?"
Taehyung suratını buruşturduktan sonra yataktaki yastığı Jimin'e attı. Gerçekten ölümden dönmüşlerdi ve Jimin bununla alay edebiliyordu?
"Hatırlamıyorum ve hatırlatmanı da istemiyorum. Az daha ölüyorduk, Jimin. Gerçekten ne hissettiğini söylesen olmaz mı?"
Jimin yanaklarını şişirdikten sonra aşağıya sarkıttığı ayaklarına baktı, normalde olsa bunu da takmazdı ama dondurucuda geçen o zamandan sonra bir şeyler değişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Rabbit |vmin&yoonkook| ✓
FanficNasıl kazanılacağını öğrenmek için kaybetmek zorundasın.