18| Birlikte

3K 394 58
                                    

Justin Bieber - Let Me Love You

Yok.

Çocuk ortalıktan hiç kimseye haber vermeden kaybolmuştu resmen.

Üçü o küçük tahta masada oturuyorlardı. Taehyung elini pürüzlerde gezdirirken geçmişi düşünüyordu. Jungkook beş yıl önce ortadan kaybolduğunda büyük bir yıkım olmuştu onun için. Dışından söylemiyor olabilirdi, kimseye anlatmıyor olabilirdi ama o zaman tek düşündüğü yaptıklarını geri alamayacak olmasıydı. Ona bir kez bile iyi davranmamıştı, Jungkook ortadan kaybolmuştu, geri dönecek miydi belli değildi ve Taehyung pişmandı. Ama geri dönmüştü, hayattaydı ve bir şekilde Taehyung vicdanını görmezden gelmişti. Şimdi Jungkook yine ortalıkta değildi ama onun kendisinin mi gittiğini yoksa zorla bir yerde mi tutulduğunu bilmiyordu. Aynı şey ikinci kez gerçekleşiyordu ve Taehyung pişmandı. Yine. Bir aptal gibi aynı hatayı ikinci kez yapacaktı şimdi.

"Tony."

Yoongi'nin pürüzlü sesi sessizliği doldurduğunda bakışlarını masadan çekti ve ona baktı.

"Tony, Jungkook'u gördü. Yarıştan yirmi dakika kadar falan önce. Onunla bir alakası olmalı."

"O adam burada mı?" Taehyung şaşkınlıkla gözlerini açarken Jimin'e döndü. Jimin Amerika'da olduğunu söylemişti, yalan söylememişti, değil mi?

"Geçenlerde dönmüş," dedi Jimin ve Yoongi'ye baktı. "O da bizimle yarıştı, hyung. Jungkook yarış bitmeden önce ortalıktan kaybolmuştu."

Taehyung başını salladı, arabaları durmadan önce Jungkook zaten yanında değildi. Bu detay aklına geldiğinde sormaya karar verdi. "Arabanız neden durdu?"

"Seokjin'le yarışı kaybetmek için gizli bir anlaşma yaptık, illa o arabayı kullanmamız gerekiyormuş. Demek ki kararımızı değiştirirsek diye arabayı kontrol etmek içinmiş," dedi Jimin, Jungkook'un aslında Seokjin'in ardındaki kişi olduğunu söylemeyi atlayarak.

"Ne yapacağız?" Taehyung Jimin'in cevabına herhangi bir yorum eklemeden başka bir soru sordu. Gergindi ve böylece oturmak onu rahatsız ediyordu.

"Seokjin'den Kwon'a ulaşabileceğimiz bir numara aldım," dedi Yoongi. "Eğer Jungkook'la ilgili olduğunu anlatırsak oradaki herkesin bize yardımcı olacağını söyledi ve bir isim verdi ayrıca. Önce oraya gideceğiz."

"Tony'yi eledik, bakacağımız başka bir yer yok ki." Jimin Jungkook'un kendisinin ortalıktan kaybolduğunu düşünüyordu çünkü Jungkook'u artık kimsenin zorla alıkoyabileceğini sanmıyordu. Güçlü bir adamdı Jungkook, bir çocuk değildi ve elbette, kendini korumanın bir yolunu bulurdu.

"Aklımda birkaç şey var ama önce, Kim Namjoon'a."

*

Geniş bir çalışma odasındaydılar. Kim Namjoon, onlara koltukları gösterdiğinde gergince oturdular. Prosedür gibi, birbirlerine kibar davranmak veya bir şeyleri aceleye alamamaktan hoşlanmamışlardı ama kontrol onların elinde değildi.

"Onun yerini biliyor musun?" Yine de, Yoongi beklemeden hızlıca sordu çünkü birbirlerine hal hatır soracak kadar tanımıyordu onu.

"Bilmiyorum."

"Böyle kendisinin gidebileceği bir yer yok mu? Bay Kwon'a ait olan veya Jungkook'un olan ama bizim bilmediğimiz?" Taehyung Yoongi'den daha sakin ve daha soğukkanlı davranıyordu. Belki de dışarıdan umursamıyormuş gibi görünebilmek için böyle yapıyordu ama sakindi işte.

"Eğer kendi başına kaybolsaydı bundan haberimiz olurdu." Namjoon haklıydı, Jungkook eğer bir süreliğine ortadan kaybolacak olsaydı Bay Kwon'un ve dolayısıyla Namjoon'un da haberi olurdu, Jungkook onlardan saklı bir şey yapmazdı.

White Rabbit |vmin&yoonkook| ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin